Vefanın Coğrafyası Yoktur

Yazar Musa UYAR
web

İnsanlık tarihi, büyük sınavlarla doludur. Kimi zaman bu sınavlar, en beklenmedik coğrafyalarda, en dokunaklı insanlık manzaralarına sahne olur. Asıl imtihan ise şudur: Unvanların gölgesinde vicdanını kaybedenler mi, yoksa insan kalmayı başarabilenler mi kazanacak? Son on yıl, özellikle Hizmet Hareketi mensupları için bu sınavın en çetin yılları oldu. Ülkelerinde bir gecede terörist ilan edilen öğretmenler, akademisyenler, gazeteciler… Hayatları darmadağın edilen aileler, çocuklarını sırtına alıp Meriç Nehri’nden geçmek zorunda kalan anneler, eşlerini hapishane kapılarında beklemekten başka çaresi kalmayan kadınlar…

İşte böyle bir zamanda, dünyanın birçok farklı coğrafyasındaki insanlar bu çaresizliğe farklı şekillerde karşılık verdi. Kimisi üç maymunu oynadı, kimisi “bana dokunmayan yılan” dedi, kimisi de kelimenin tam anlamıyla insanlığın onurunu kurtaran davranışlar sergiledi. Öyle insanlar, öyle halklar vardı ki; dinini, dilini, ırkını bilmediği bu mazlumlara kucak açtı. Bu sahiplenmenin adı vefaydı; çünkü vefa, tanımadığın birinin acısında kendini bulabilmektir. Ve belki de en çarpıcı olanı, uzun yıllar boyunca tarih kitaplarında düşman olarak öğretilen bir halkın, insanlık sınavını en başarılı şekilde vermesiydi.

Türkiye’den botlarla Yunanistan kıyılarına ulaşan binlerce aile, ilk adımı attıkları topraklarda önyargı değil, merhametle karşılandı. Bu insanlara sıcak çay uzatan, çocukların ıslak giysilerini kurutan, aç karınları doyurmak için evinden yemeğini paylaşan köylüler vardı. Yunanistan’ın küçük kasabalarında, sınır köylerinde ve Atina’nın kenar mahallelerinde yaşanan bu tablolar, belki dünya haberlerine çokça yansımadı ama göçmenlerin gönlünde unutulmaz izler bıraktı. Çünkü bazı duygular vardır ki; haritaya sığmaz. Vefa da işte bu sınırsız erdemlerden biridir.

Bir Yunan çift, evlerine sığınan öğretmen bir aileye haftalarca ev sahipliği yaptı. Bir kilise, her pazar günü göçmenlere kahvaltı vererek “Bu kapı size açık” mesajı verdi. Bir başka yerde, yaşlı bir kadın, bottan inen bir çocuğu kucağına alarak ağladı. “Benim senin gibi torunlarım var,’’ diye sevdi ve ‘’bu çocukların bir suçu yok,” dedi. Bu örnekler, Yunan halkının yüreğindeki insanlık ateşinin bir yansımasıydı.

Onlar, geçmişte düşman olarak öğretilenlerin çocuklarına karşı merhamet göstererek, vefanın yalnızca geçmişle ilgili değil, aynı zamanda bir vicdan meselesi olduğunu  gösterdiler.

Peki bu vefanın tohumları nasıl yeşerdi? Belki de cevap, yıllar önce bir gönül erinin ektiği sevgi tohumlarında gizliydi.

İşte tam bu noktada, yüreği insanlık için atan herkes gibi sormadan edemiyoruz: Bu vefanın tohumları nasıl filizlendi? Hangi bereketli toprakta boy verdi bu insanlık?

Gerçek şu ki, bu sorunun cevabı bir ömür boyu sabırla işlenen gönül bahçelerinde saklı. Hizmet, sadece bir eğitim ya da yardım faaliyeti değil; aynı zamanda bir sevgi medeniyeti inşa etme çabasıydı.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin dünyanın dört bir yanına gönderdiği gönül erleri, sadece bilgi taşımadı; beraberlerinde vicdanın sıcaklığını, merhametin dilini, diğergamlığın asaletini götürdüler.

Açtıkları her okul, kurdukları her köprü, uzattıkları her yardım eli – yıllar sonra – dünyanın en ücra köşelerinde karşılıksız bir iyilik yankısına dönüştü. İşte o yankı, ekilen vefa tohumlarının en güzel meyvesiydi…

Mazlumlara kucak açan Yunan halkının, Hocaefendi’nin temsil ettiği yüksek ahlakı bire bir tanıdığını söylemek zor olabilir. Ama bir şekilde, onun ortaya koyduğu vicdan medeniyeti, o topraklarda da yankı buldu. Çünkü erdem, bulaşıcıdır. Çünkü iyilik, dalga dalga yayılır. Çünkü vefa, sadece geçmişin değil, geleceğin de hatırını tutmaktır.

Bugün Almanya, İsveç, Norveç, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde huzurla yaşayan binlerce Hizmet mensubu varsa; çocukları güvenle okullara gidiyor, yeni bir hayat kurabiliyorsa, bu sadece siyasi sığınma hakkı değil, aynı zamanda bir vicdan kredisi sayesinde gerçekleşmiştir. Ve bu kredi, yıllarını insan yetiştirmeye, sevgi taşımaya adamış bir insanın ahlâki mirasıdır. Fethullah Gülen Hocaefendi, aramızda olmasa da bugün onun diktiği manevi fidanlar, göçmenlere gölgelik oluyor. O gölgeliklerin adı bazen merhamet, bazen cesaret, bazen de sadece tek bir kelimeyle özetlenebilir: Vefa.

Elbette bazı Müslüman toplumlarda da bireysel düzeyde iyilik örnekleri oldu. Ama genel anlamda siyasi erk, bu mazlumlara kol kanat germedi. Oysa İslam geleneğinde mazluma sahip çıkmak bir inanç meselesidir. Misafir, “Tanrı misafiri”dir.  Komşuluk, kardeşlik, vefa gibi değerler, inancımızın ruhunu oluşturur. Ancak ne acıdır ki, çıkarların gölgesi en çok vefanın üstüne düştü.

Tarih bir kez daha gösterdi ki: Gerçek zenginlik, ekonomik güce, siyasi nüfuza değil; vicdanlı duruşa dayanır. Yunan halkı, gösterdiği samimi ev sahipliğiyle sadece sınır komşuluğu değil, kalp komşuluğu da yaptı. Bir düşmanlık tarihini, vefanın diliyle dostluk hikâyesine dönüştürdü.  Ve bu dostluğun harcı, en çok da vefa ile karıldı.

Bu yazı, zor zamanlarda insanlığın onurunu koruyan herkese; din, dil, ırk gözetmeden mazluma kol kanat gerenlere; bir tas çorba, bir sıcak gülümsemeyle umut olanlara içten bir teşekkürdür.

Aynı zamanda bu yazı, o iyiliğin tohumlarını yıllar önce sabırla eken, sevgi ve hizmet iklimini bir ömür yaşatan bir gönül insanına, Fethullah Gülen Hocaefendi’ye bir vefa nişanesidir. Onun ortaya koyduğu yüksek ahlâk ve temsil sayesinde, dünyanın dört bir yanında onbinlerce insan güven buldu, yeniden yaşama tutundu.

Bugün birileri insanlığın onurunu ayakta tutuyorsa, bu aynı zamanda o büyük ruhun uzun yıllar boyunca kurduğu vicdan medeniyetinin meyvesidir.

O büyük gönül insanının Mekânı Firdevs Cenneti olsun.

Allah, vicdanlarımızı kararmaktan muhafaza etsin, kalplerimizi merhametle doldursun.

İyilik yolunda olanları dünyada ve ahirette mükâfatlandırsın.

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy