Kevser ve Kurban | Dr. Abdullah İnci

Yazar Hizmetten
web

Yüce Allah Kevser suresinde meâlen şöyle buyurmaktadır:

1- Muhakkak Biz sana Kevser’i verdik.

2- Öyleyse ‘Rabb’in için’ namaz kıl ve kurban kes.

3- Muhakkak ki sonu ve soyu kesik, ebter olan, sana buğzedendir.

Bu mübârek sureye ismini veren Kevser kelimesi lügatte kesret, çokluk, sonu gelmeyen, bitip tükenmek bilmeyen bolluk, bereket ve hayr-ı kesir manalarına gelmektedir.

Bu surenin ilk âyetinde Allah’u Teâlâ Efendimiz SAV’e ‘Kevseri (her türlü hayır, bolluk ve bereketi) sana Biz verdik buyurarak Kevser’i verme fiilini Kendi Zât’ına isnad ettiği için, Allah’tan gelen bu hayır ve lutfun Allah’ın bereketiyle bitmek tükenmek bilmeyen hatta sürekli arttıkça artan, ziyadeleşen bir hayr-ı kesir olduğu beyan edilmektedir.

Istılahî mânâda ise tefsirlerde Kevser kelimesinin yaklaşık 26 farklı anlamı izah edilmiştir. Kevser suresinin kendisi ve mânâları da Allah kelamı olması yönüyle sonsuz bir çok hayır ve bereket kaynağıdır.  Kevser kelimesinin çok ehemmiyetli mânâlarından bazılarını aşağıda kısaca özetlemeye çalışalım:

1- Cennetteki Kevser Nehri veya Kevser Havuzu. Buhâri ve Müslim de geçen bir hadis-i şerifte Efendimiz (SAV), ‘Kevser, Rabbimin cennette bana verdigi bir nehir ( bazı rivayetlerde bir havuzdur) ki, hayr-ı kesir ondadır. Ümmetim kıyamet günü varıp ondan içecekler, kapları yıldızlar sayısıncadır, ondan içen bir daha susamaz’ buyurmaktadır.

2- Efendimiz SAV’e verilen risâlet, nübüvvet ve O’nun çok hayırlı Yüce ahlakı.

3- Hikmet. Bakara suresi 269. Ayet-i kerime de ‘Kime hikmet verilmişse O’na hayrı kesir verilmiştir’.

4- Kur”an-ı Kerim. Efendimiz SAV’e indirilen Kur’ân-ı Kerim her hayır ve bereketin kaynağı olduğu için Kevser Kur’ân manasındadır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri de ‘Kur’ân manevî bir Havz-ı Kevser’dir’ buyurmaktadır. (Mu’cizat-ı Kur’aniye risalesi)

5- ‘Makâm-ı Mahmud’. Efendimiz SAV’e verilen en büyük şefaat makamı.

6- Efendimiz SAV’e tâbi olan Ashab-ı Kiram’ın, ümmetinin âlimlerinin ve kıyamete kadar gelecek ümmetinin sayıca çok ve hayırlı olması.

7- Efendimiz SAV’in, Hz Ali Efendimiz ve Hz Fâtıma vâlidemiz (RA) vasıtasıyla gelen neslinin sayıca çok, hayırlı ve bereketli olması.

8- Efendimiz SAV’e ve ümmetine âhirette verilecek sonsuz hayırlar ve cennet nimetleri ve daha da ötesi Allah’ın rızası ve rıdvanı.

Bu mânâların dışında bu yazıda ifade edemediğimiz Efendimiz SAV’e Allah’ın lutfettiği baska bir çok hayır, nimet ve bereketler de vardır. Bu kadar büyük ve bitmek tükenmek bilmeyen nimet ve hayırlara mazhar kıldığı için, bu nimetlerin şükür ve hamdini eda etmek üzere Allah’u Teâlâ Efendimiz SAV’e (ve ümmetine) ‘‘Rabbin için’ namaz kıl ve Kurban kes’ buyurmaktadır.

İkinci ayette geçen ‘Fe Salli li Rabbike Venhar’ emrinden bütün ibadetlerde olduğu gibi, Namaz ve Kurban ibadetlerini de tam bir tevhid îtikâdı üzere, (Allah’a isimlerinde, sıfatlarında, fiillerinde ve hükümlerinde hiç bir eş ve ortak koşmaksızın, Allah’a ait isim ve sıfatları kısmen veya tamamen Allah’tan başka şahıslara veya sebeplere vermeden), ihlâs ile, sadece ‘Rabbin için’ yerine getir ve kulluk şuuru içinde sıdk-u sadâkat ile Rabbinin rızasını maksat ve gaye edinerek eda et manaları anlaşılabilir.

Kurban ibadeti özelinde ise, ‘Rabbin için Kurban kes’ âyeti, Tekbir ile, sadece Allah’ın adını anarak, Allah’tan başka şahısların veya putların adına değil, hatta dünyevî herhangi bir maksat ve gaye de karıştırmadan, kurban ibadetini îfa etmeyi emretmektedir. Allah için olmayan namaz, namaz olmayacağı gibi, Allah için kesilmeyen hayvan da kurban olmaz. Kurban olmak şöyle dursun, Allah’ın ismi anılmayan ve bilerek terk olunan veya ‘li gayrillah’ Allah’tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanlar Maide suresi 3. Ayet gereğince kurban bile olmaz ve ölmüş hayvan (Meyte) hükmünde olduğundan yenmesi de haram olur. (Elmalılı Hamdi Yazır Kevser suresi Tefsiri) Kurbanlık hayvanları nimet (En’am) olarak yaratıp insana boyun eğdiren ve onlardan istifade ettiren Allah olduğu halde O hayvanları Allah’tan başka şahısların, putların veya dünyevi maksat ve gayelerin adına kurban etmek çok büyük bir zulüm ve şirktir böyle bir hayvanda manevi ve fıkhi yönden murdar ve eti de haramdır. (Elmalılı Hamdi Yazır Maide suresi 3. Ayet tefsiri)

Hacc suresi 36 ve 37. âyetlerde meâlen şöyle buyurulmaktadır:

‘Biz, kurbanlık sığırları ve develeri de sizin için Allah’ın dininin işaretlerinden (şeâir) kıldık. Onlarda sizin için pek çok hayır vardır. Onlar boğazlanmak üzere ayakta dururken üzerlerine Allah’ın adını anarak kurban edin. Nihâyet yan üstü yere yıkılıp canları çıkınca da onlardan hem siz yiyin, hem kanaat edip istemeyen fakirlere, hem de açıkça isteyen fakirlere yedirin. İşte böylece biz, o kocaman hayvanları sizin emrinize verdik ki şükredesiniz. Unutmayın ki, o kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Sizden Allah’a ulaşacak olan tek şey takvânızdır.’

Bu âyet-i kerimelerden de Kurban ibadetinin ihlas ile ve takva üzere, Allah adına ve Allah’a kurbiyyet (yakınlık) kazanmak için eda edilmesi gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. Kurban ibadetinin diğer önemli bir hikmeti de fakirlere, muhtaçlara veya kalpleri islam’a ve Allah’a ısındırmak için tüm insanlara kurban eti ikram ederek gönüllerine girmek ve insanlar arası muhabbete ve diyaloğa vesile olmasını temin etmektir.

Buhâri ve Müslim’de geçen bir hadiste Hz. Câbir (r.a.) rivâyet ediyor: “Peygamber (s.a.v.) ile beraber namazgahta Kurban bayram namazında hazır bulundum. Hutbesini bitirince minberden indi, bir koçu vardı, Resulullah onu “Bismillahi vallahu ekber, bu benden ve ümmetimin kurban kesemeyenlerinden” diyerek kendi eliyle kesti.” Efendimiz SAV sadece kendisi için değil ümmeti adına da kurban kestiğine göre, nâfile kurbanların bu şekilde ümmet adına kesilip Allah rızası için infak edilmesi hem dünyada hem de ahirette kevser bereketiyle büyük hayr-ı kesir’lere ulaşmaya vesile olacaktır.

Kevser suresinin son âyetinde geçen ‘ebter’ ifadesi ise Kevser kelimesinin tam zıt anlamında olup, hayırsız, bereketsiz, soyu kesik, arkası gelmeyen, bitip tükenen anlamlarına gelmektedir. Bu surede beyan edilen ‘Kevser’ nimetlerine dünyada ve ahirette Allah’ın lutfuyla mazhar olup ebter’likten kurtulmanın yolunun namaz ve kurban ibadetlerini sadece Allah için eda etmekten geçtiği mânâsı da lâtif bir nükte ile anlaşılabilir.

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy