Binlerce göz seni bekliyor | Harun Tokak

Yazar Editör

Hocaefendi, 2 yıl 4 ay kadar Edremit’te görev yaptıktan sonra 29 Haziran 1974’te Manisa merkez vaizliğine tayin edildi.

HOCAEFENDİ BU TAYİN HADİSESİNİ ŞÖYLE ANLATIYOR: Edremit’e gittim ve üç seneye yakın orada vazife gördüm. Bu zaman zarfında, talebe hizmetleri gözümü ve gönlümü doyuracak seviyeye yükseldi. Öyle ki, daha çok kamplar vasıtasıyla, Edremit, o gün için hizmet adına Türkiye’nin diğer yer ve yöreleriyle kıyas kabul etmeyecek oranda bir talebe potansiyeline sahip hâle geliverdi. Evet, mübalağa etmeden söylüyorum, o gün ve hatta daha sonraları, bu çapta talebe hizmeti, ne İstanbul’da, ne Ankara’da, ne İzmir’de ne de bir başka yerde gerçekleştirildi. Allah (cc) bunu Edremit gibi küçük bir kasabaya nasip etti. Küçük sebeplerle büyük icraat ortaya koyarak ululuğunu bir kere daha gösterdi.

Bir kere, vaazlara dıştan gelmeler çok oluyordu ve bunların misafir edilmeleri gerekiyordu. Zira üç senedir İzmir’den gelip gidiyordum ve yolculuğumu da hep umumî vasıtalarla yapıyordum. Bu da benim için cidden zor ve yorucu oluyordu. Yollar bugünkü kadar düzgün, vasıtalar da bugünkü kadar rahat değildi. Bir de yolcuların birbirleriyle yarışırcasına sigara içmeleri buna eklenince yolculuk hakikaten çekilmez bir hal alıyordu. Ben de istesem de istemesem de çeşnisi bu olan yolculuğu her hafta tatmak zorundaydım. Yer hususunda benim gönlümde İzmir vardı. Fakat İzmir’e tayinimin zor olabileceğini söylediler. Çünkü işin başında sürgünümüz İzmir’den olmuştu…’ Ve 29 Haziran 1974’te Manisa’ya tayini çıktı. Hocaefendi de muhterem cemaat ben vazifemi yaptım mı? Şahitlik yapar mısınız deyince, hâkim Necmeddin Bey cemaatin önüne çıktı, “cemaat ben şahitlik yapıyorum, sizde yapıyor musunuz?” dedi.

Bu arada Hocaefendi’nin babası hasta olduğu için kendisi Erzurum’a gitti. Hocaefendi o günleri şöyle anlatıyor: “Tayinim Manisa’ya çıkmıştı. Fakat babamın hastalığını duyunca emri tebellüğ etmeden Erzurum’a gittim. Yanımda İlhan Bey, Dr. Kahid ve Muvaffak Bey de vardı. Babam ayakta idi. Yatağa düşmemişti. Fakat muayene eden doktor bana açık açık babamın hastalığını söylemişti. Kanserdi. Doktor kanaat olarak: ‘Ameliyat ettirseniz de ettirmeseniz de bir şey fark etmez, en fazla üç aylık ömrü var’ demişti. Ben de bir iki ağrı kesici aldırıp babama vermiştim. Emri tebellüğ etme (Manisa’ya Tayin) vaktim gelmişti.

Bu durumu babama arz ile elini öptüm ve ‘Müsaade ederseniz gidip vazifeye başlayayım.’ dedim. Bana: ‘Gitme. Önümüzdeki perşembeden sonra gidersin.’ dedi. Sonra daldı, durdu durdu ve ‘Git. Burada bir çift göz, orada ise binlerce göz bekliyor.’ dedi… Ben İzmir’e döndüm. Bir hafta sonra babamın vefat haberi geldi. Son anlarında babamın yanında bulanamayışıma çok üzüldüm. Hele onun kerametvari, ‘bir hafta sonra gidersin’ demesini hemen kabul etmeyişim, içimde hep kanayan bir yara olarak kalmıştır. Öyle baba zor bulunur… O sene benim için bir hüzün senesi oldu.”

Hizmetten

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy