Üç Ayları Değerlendirirken Hadis Okumak

Yazar Recep Atıcı

Değerli dostlar, malumunuz ‘Zamanın Altın Dilimi’ içerisinde bulunuyoruz. Zamanın en değerli bu dilimini değerlendirmek için sanırım herkes bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Kimileri Kur’an okuyor, kimileri evradı ezkarla meşgul, kimileri de Risale-i Nurlardan veya Hocaefendi’nin geride bıraktığı muhteşem mirastan istifade etmeye çalışıyor. Elbette içimizde Efendimiz (sav)’in hadislerini okuyanlarımız da vardır.

Bu zaman diliminde yaptığım diğer şeylerin yanında ben de kendime bir vazife yükledim. O da bizim Literatürümüzde Hocaların Hocası Yahya Hoca olarak bilinen Yahya Dehrioğlu hocamızın yazdığı “Günümüze Bakan Yönleriyle 41 HADİS” kitabını okumak.

Bilenlerin malumudur elbet. Yahya Hocam, 2014 yılında Diyanet tarafından düzenlenen “Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri” töreninde, isim vermeden Hocaefendi’ye çok ağır iftira ve ithamlarda bulunan dönemin başbakanına, Diyanet ve ilahiyat câmiasından cevap veren birkaç kişiden biriydi. Bu iftiralara karşı, “Bu yalandır, söylemeyin; bu zulümdür, haddi aşmayın.” diye haykırmıştı. Onun bu duruşu, hakkın hatırını ne derece âlî tuttuğunun bir göstergesiydi.

Ayrıca bu iftiralardan sonra katıldığı bir Samanyolu Televizyonunda katıldığı bir programında Hocaefendi’yi şöyle savunmuştu: “Bütün dünyanın gözü önünde ve ulema topluluğu içinde bu ağır hakaretler kime yapılıyor? Yüz altmış devlette, milyonlarca insanın hidayetine vesile olan, bütün dünyanın, özellikle İslam âleminin hayranlıkla izlediği ve gıpta ile takip ettiği Hocaefendi’ye söyleniyor. Allah rızası için söyleyin, bu büyük aksiyon adamı bu ağır hakaretleri hak etmiş midir? Hocaefendi ki İslam tarihinde çok nadir görülen, belki de hiç görülmemiş büyük ve küllî bir hizmetin öncüsüdür. Hiç vurmadan, kırmadan, kargaşaya prim vermeden, Bediüzzaman’ın, “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur… Medenîlere galebe çalmak ikna iledir. Söz anlamayan vahşiler gibi icbâr ile değildir… Bizim vazifemiz, müsbet hareket etmektir.” sözlerini rehber edinen, gönülleri fetheden büyük bir âlim ve Allah dostudur.”

O da yaşadığımız bu süreçte zalimin zulmünü kolaylaştırmama adına bir çoğumuz gibi cebri hicretle Almanya’ya gelmişti. Sağlığında bir veya iki defa Frankfurt’ta görüşmüştük. Ancak sanırım üç yıl kadar oldu. O da gurbette Allah’ın rahmetine yürüdü. Mekânı Firdevs olsun inşaallah.

Bu kitabı yazarken yanında Kur’an’ı Kerim ve Risale-i Nurdan başka kaynak yokmuş. Kitabına aldığı hadisler ise, malum yıllarca Diyanet’in İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’nde cami imamlarını yetiştirdiği için hafızasında olup kendince bir sıralama yapmış.

Kitabına aldığı Hadislerin bazıları konu başlıkları itibariyle şöyle: “Şüpheli Şeylerden Uzak Durmak, Helal Kazanç, Ya Hayır Konuşmak Ya Susmak, İman ve İstikamet, Amel Defterini Açık Tutan Üç Şey, Ehl-i Kitab’a Benzememek, Duanın Adâbı Cehennem Ehlinden İki Sınıf İnsan.

Merhum Yahya Hocam, Efendimiz (sav)’in binlerce hadisi arasından gerçekten can alıcı hadisleri seçmiş. Ayrıca bu hadisleri Kur’an ayetlerini tefsir eder gibi açıklamış. Yaptığı açıklamalarda bazen Hizmet erlerinin yaşadığı sıkıntıları da dile getirmiş.

Memleketi idare eden dindar görünümlü insanların hal ve tavırlarını Efendimiz (sav)’in hadisleriyle yaptığı izahlar ise çok isabetli olmuş.

Şimdi, ben derim ki, şayet bu kitabı bugüne kadar alıp okumadıysanız, bu üç ayları vesile yaparak okumanızda fayda var. Kitabı Süreyya Yayınlarından temin edebilirsiniz.

Yazıyı kitabın son kapağına kendisinin yazdığı şu ifadelerle bitireyim: “Bu kitabı yazmayı Bosna’da başladım, Almanya’da bitirdim. Yanımda Kur’ân ve Risale-i Nur’dan başka eserler bulunmuyordu. Uzun yılların birikiminden de istifade etmeye çalıştım. Yetmiş beş yaşındayım. Uzun yıllar, üst seviyede İslâmî kaynakları okuttum. İslâm adına yapılan korkunç işkence ve zulümlere karşı, İslâmî ölçüleri hatırlattım. İslâm adına cihâd yaptıklarını iddia eden zevât, yüz binlerce mazlum ve masumu yaktıkları gibi, bu yetmiş beş yaşındaki ihtiyar ilim adamını da gurbetlere attı. Öz vatanımızı bize haram ettiler. Mahkeme-i Kübra’da muhasebe olmak üzere Allah’a emanet olun.”

Evet, Yahya hocamın dediği gibi bu süreci hazırlayıp üzerimize boca edenlerle Mahkeme-i Kübra’da görüşeceğiz elbet. Ben de üç aylarınızı tekrar tebrik ediyor ve gelecek Miracı’nızı şimdiden kutluyorum. Bizlere de dua ederseniz seviniriz.

web

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN

web

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy