Temizlik, tabiatın özüne yerleştirilmiş fıtri bir mekanizmadır
Nezafet; temizlik, paklık demektir. Cenâb-ı Hakk, Kuddûs isminin gereği bütün kâinatta nezafeti esas kılmış, her yanı pak ve temiz eylemiştir.
İnsanlar hanelerini sürekli havalandırırlar. Hatta değişik yapay parfüm kokularıyla kötü kokuları bertaraf etmeye çalışırlar. Tabiatta otomatik olarak kirli tozlu havayı temizleme ve güzel koku neşretme görevi yeşil renkli yaprakları ve rengârenk çiçekleri ile bitkilere aittir.
Güneş, şuursuz olduğu halde dengeli ısısı ve ışığı ile hastalık yapabilecek artıkları kurutarak geri dönüşümünü hızlandırır. Kar da solunum sistemi hastalıklarına sebep olması muhtemel olan mikropları kırarak bulaşıcı hastalıkların yayılmasına engel olur.
Tabiatın sinesinde meydana gelen ve dış kuvvetler içinde değerlendirilen küçücük rüzgârlardan kocaman kasırgalara kadar tüm faaliyetler hikmet doludur. Bir Kadir-i Zülcelâlin ilmi ve müsaadesi ile gerçekleşmektedir. Rüzgârlar öyle mükemmel bir temizleyici faktörlerdir ki, sokakların ve caddelerin kirlerini alır götürür. Ayrıca, ilkbahar mevsiminde esen rüzgârlar çiçeklerin tozlaşmasında aktif rol alırlar.
Böylece rüzgâr, güz mevsiminde sofralarımızı süsleyecek olan rengârenk meyvelerin meydana gelmesinde de önemli bir rol alır. Fıtratlarına temizleme görevi yerleştirilmiş olan bir kısım sinekler ve kuşlar, Cenab-ı Hakkın Kuddus isminin tecellisinde vazifeli itaatkâr memurlarıdır.
Hizmetten | Zekeriya Çiçek