Sizleri Görünce ‘Ümit Asla Ölmez’ Diyorum

Yazar Recep Atıcı

Hafta sonu gelince, “Önümüzdeki hafta için ne yazmalıyım?” hafakanı üzerime basıyor. Çünkü her
hafta ümit kırmaksızın gönülleri ferahlatan bir yazı yazayım arzu ediyorum. Zira etrafımızda
yeterince ümit kıran hadiseler var zaten. Daha geçtiğimiz hafta Mehmet Ali Uludağ’ın “acil”
sloganıyla attığı tweetteki videoyu görenleriniz vardır sanırım. Meriç’ten geçmiş delikanlılar,
körpe kızlar, kucağında bebeği ile anneler, babalar sağanak yağmurun altından şöyle
sesleniyorlardı:

“Pushback yapılmak isteniyoruz. Zor durumdayız. Ne olur yardım edin!”

Ancak bu tür hadiseler hep olacaktır. Buna rağmen bizler güzel şeylerden bahsetmeyi ve mümkün
olduğunca herkese bir kâse ümit takdim etmeyi inancımızın gereği görüyoruz. Zira ümitsizlik,
Kur’an’ın ifadesiyle bir kafir sıfatıdır. Dolayısıyla sizlere ümit bahşeden bir şeyler yazabilmek için
gayret ediyordum ki, birden, TR724 sitesinde Ümit Nağmelerinin Danimarka’nın başkenti
Kopenhag’da 17 Eylül 2022 tarihinde yaptığı program gözüme ilişti. O programa Arnavutluk’tan
katılan Jesku güftesi Hocaefendi’ye ait ‘İnsanlığın Efendisi’ eserini seslendirmiş. Eserin ardından
birkaç yıldır IFLC ve Naat programlarına katılamadığını, yeniden sahnede olmaktan mutlu
olduğunu belirten Jesku, ‘Bizim Arnavutluk’ta ‘ümit en son ölür’ derler. Sizleri görünce ‘ümit asla
ölmez’ diyorum.’ şeklinde konuşmuş. İşte başlığa koyduğum söz ona aittir.

Hocaefendi o programa aynı zamanda bir mesaj göndermiş. O mesajında şöyle diyor: “… Ümidim
ve Rabbim’den niyazım odur ki, kendi içimizde vifak ve ittifak sarsılmadan devam edecek,
ruhlarımızda insanlığı sevgiyle kucaklama heyecanı, gönüllerimizde bitmeyen evrensel kardeşlik
arayışı hep olacaktır. Her vadide bir sürü dimağ, beyin fırtınalarıyla bu istikamette şakaklarını
zonklatmayı, ızdıraptan ilhamlar devşirmeyi sürdürecektir.

Evet, tam da Hocaefendi’nin dediği gibi, her vadide bir sürü dimağ, beyin fırtınalarıyla bu
istikamette şakaklarını zonklatıyor ve her gün ızdıraptan devşirilen ilhamlar ortaya koyuyorlar.
Almanya’ya geldiğimiz günlerde sadece (2017- Ekim) Erkam Tufan Aytav’ın Âdem Yavuz Arslan
ve Ertuğrul Doğan ile yaptığı “30+ Dakika Haftanın Konuşulmayanları” programı vardı. Allah’a
çok şükür şimdilerde izlemeye çoğu zaman fırsat bulamadığımız onlarca program yapılıyor. Gerçi
YouTube üzerinden yapılan bu programların hepsini izleyemesek de onların her birini ‘like’lıyor
ve abone oluyoruz.

Son zamanlarda bunlara belgeseller de eklendi. Mesela Harbiyeli öğrencilerin konuştuğu ‘Mavi
Otobüs’ ve Yargı mensuplarının kendini anlattığı, ‘Sarı SICAK’ bunlardan sadece ikisiydi.
Şimdilerde çocuklara ve gençlere yönelik bir sürü programlar yapılıyor. Hatta internet ortamında
Genç Çağlayan’ ismiyle yayınlanan Çağlayan dergisine ait gençlere hitap eden bir yayını daha
var. Ayrıca dünyanın değişik coğrafyalarında, mesela; Varşova’da yayınlanan ‘Şeb-i Yelda’ gibi
edebiyat ve kültür dergileri var. Hepsini bu yazı çerçevesinde zikretmem sizi sıkar. Ama gerçek şu
ki huzur içinde, sevgiyle kucaklaşabilecek insanların dünyanın her yerinde bulunması eskiden bir
idealdi, şimdilerde ise -çok şükür- gerçekleşmesi istikametinde yol alan bir hedef haline geldi.

Bütün bunlara bir de Zoom üzerinden günlük ve haftalık yapılan programları dahil edilirse işte o
zaman Hocaefendi’nin dediği; “Her vadide bir sürü dimağ, beyin fırtınalarıyla bu istikamette
şakaklarını zonklatmayı, ızdıraptan ilhamlar devşirmeyi sürdürecektir.” ifadesi çoktan hayata
geçirilmiş demektir.

Hatırlayacaksınız ülkemizde en son yapılan Türkçe Olimpiyatları programında (2013)
Hocaefendi’nin 1992 yılında bir avuç insana yaptığı ümit bahşeden bir konuşmasını vermişlerdi.
O gün ütopya gibi gelen o konuşmada Hocaefendi şöyle diyordu: “Zannediyorum ki, el alemin
olimpiyat yaptıkları o büyük salonlarda bir gün programlar yapacaksınız. Hüsnü zannım o
istikametteki bir gün o açık kapalı olimpiyat salonları da size dar gelecek.

Evet, o gün itibariyle İstanbul Çemberlitaş’ta bulunan sinema salonunu zor dolduran insanlar, bu
konuşmayı Allah’a olan itimatlarının gereği sanırım inanmış olmalılar. Yoksa ufukta öyle
olimpiyat salonlarını -hem de açık kapalı- doldurulma meselesi sebepler dairesinde hiç mümkün
görünmüyordu. O gün söylenenler nasıl gerçekleşmiş ise bu gün ifade edilen beyanlar da Allah’ın
izniyle hayata geçecektir.

Ayrıca vifak ve ittifak içinde bu iman ve Kur’an davasına sahip çıkan kardeşlerimiz olduğu
müddetçe Jesku’nun dediği gibi ümit asla ölmeyecektir. Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de
ruhlarımızda insanlığı sevgiyle kucaklama heyecanı, gönüllerimizde bitmeyen evrensel kardeşlik
arayışı hep devam edecektir. İşte o zaman insanlık çapında yeniden bir vilâdet şöleni yaşanacak,
sonuna kadar açık tutulan sevgi kurnalarıyla her zeminde muhabbet fidelerinin çoğalmasına vesile
olunacaktır Allah’ın izniyle…

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy