ADEM ELİTOK | FİNLANDİYA
Fin Edebiyat Derneği (SKS) tarafından düzenlenen Mülteci Yolculukları yazma yarışmasını sonuçlandı. Türkiye’de öğretim görevlisiyken 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından terörist ilan edilince ülkesini terk etmek zorunda kalan Naciye Temiz, yaşadıklarını kaleme aldığı hikayesi ile ödül kazandı.
Geçtiğimiz yıl ocak ayında başlatılan yarışmaya 10 faklı dilde 37 eser katıldı. Yarışmanın birincisi Kabil’de bir bombalı saldırı sonucu ailesini kaybeden Hussain Kazemian oldu. Yarışmaya Vantaa’dan katılan Tara Vallenius, Vaasa’dan Ali Al-Mashahdanee, Loimaa’dan Naciye Temiz, Ali Hashemi ve Tampere’den Silvana Berki’nin hikayeleri ödüle layık görüldü.
Dereceye girenler ödüllerini Fin Edebiyat Derneği’nde düzenlenen törenle aldı. Ödül komitesinde yer alan Oulu Üniversitesi’nden akademi araştırmacısı Johanna Leinonen, yarışmanın amacının ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanların yaşadıklarını kayıt altına almak olduğunu söyledi. Avrupa’nın iltica politikasının mültecileri tehlikeli yollara gitmeye zorladığını belirten Leinonen, Akdeniz’de hala insanların öldüğünü hatırlattı.
“Var Olma Mücadelesi” başlıklı yazısı ile ödül kazanan Naciye Temiz’in yaşadıkları, Türkiye’de zulüm gören milyonlarca insanın hikayesine çok benzer. Öğretim görevlisiyken 15 Temmuz 2016 gecesi milyonlarca başka insan gibi hayatı alt üst oldu. Hiçbir suçu olmadığı halde hakkında soruşturma başlatılan Naciye Temiz, ailesi ile birlikte ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Darbe gecesi geçmişinin bir kenara konulduğunu ve hayatının karartıldığını belirten Temiz, “O gece bir hiç oldum” ifadesini kullanıyor. Temiz, yaşadığı mutluluğu şu cümlelerle ifade ediyor; “Uzun zaman sonra belki de en çok ihtiyacım olan bir zamanda güzel ve anlamlı bir ödül aldım. Bu ödülü hikayemde bahsettiğim var olma mücadelesine destek olarak yorumluyorum. Bu yönüyle daha da bir anlamlı oldu benim için. Hayatımın tamamen değiştiği bir süreç sonrasında yaşadıklarımın bana bu şekilde ödül olarak dönmesi gerçekten büyük bir armağan oldu. Bu süreçte birçok acı yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bugün şunu bir kez daha fark ettim ki acılar ve üzüntüler en önemlisi de gözyaşı evrensel. Göçler de evrensel ve bu konuda yalnız değiliz; ilk değiliz korkarım ki son da olmayacağız.”
Hicreti bir ‘doğum’ ve ‘yeniden var olma’ süreci olarak tanımlayan Temiz, “Bu doğumların her birisi içerisinde gizli nice üzücü, travma dolu hikaye var. Her göç bir hikaye, bir romandır. Bu düşünce çerçevesinde bu göç hikayemi kayıt altına almak istiyordum. Yarışmaya katılma isteğim bu noktada başladı. Benim bir yeniden var olma hikayem var ve ben bunu yazmak istiyordum. Derece alma iddiam yoktu. Sadece ‘benim bir hikayem var’ demek istiyordum. Ve de oldu. Fin Edebiyat Topluluğu’na teşekkür ederim. Yazıp kenara koyduğum hikayeme yeniden can ve enerji verdiler. Bu enerji bana, aileme ve arkadaşlarıma pozitif duygular yaşattı.”