Başlıktaki bu ifade -geçtiğimiz hafta sonuydu sanırım- Kemal Gülen beyin sunumuyla Raindrops TV üzerinden yapılan programın adıydı. Respect Graduate School’un önümüzdeki eğitim yılında yapacağı projeleri Kerim Balcı ve Cemal Türk hocalarımız bu programda enine boyuna anlattılar.
Eğer izleme fırsatı bulamadıysanız YouTube üzerinden izlenebilir. İzlediğiniz zaman, “Hocaefendi’nin Kütüphanesi beni neden heyecanlandırıyor?” diyen Kerim Balcı’nın heyecanını orada bir kez daha şahit olacaksınız. Onun dediği gibi, ‘Hocaefendi’nin Kütüphanesi Projesi’ gerçekten heyecan verici. Projeyle ilgili detayları okuyunca sanırım siz de heyecanlanacaksınız.
Bu projenin ilk basamağında Hocaefendi’nin sözlü ve yazılı eserleri baştan sona taranıyormuş. Bunun neticesinde Hocaefendi’nin bir eser veya eser sahibine işaret eden bütün ifadeleri kodlanıyor ve sonra da bu ifadelerin kaynağına ulaşmak için söz konusu eser sahiplerinin bütün eserleri taranarak özetleniyormuş. Bu projeye ilave olarak bir de seminer yapılıyormuş. Seminerde, Hocaefendi’nin okuttuğu eserleri niçin ve nasıl seçtiği, hangi satırların üzerinde durduğu, hangi satırlara şerh koyduğu bizatihi Hocaefendi’nin talebeleri tarafından anlatılıyormuş.
Evet, gerçekten heyecan verici bir proje. Kerim hocamız, bu projeye katılan herkesin aynı zamanda bir ‘Hocaefendice okuma’ melekesi kazanacağını söylüyor. Ayrıca Hocaefendi’nin okumaya fırsat bulamadıklarını da yine onun rehberliğinde bu proje sayesinde okuyabilmeyi öğreneceğimizi de ilave ediyor. Kanaatime göre bu proje, kendisi her çiçekten bal aldığı halde, hiçbir çiçeği incitmeyen balarısının rehberliğinde ballar balını bulma yolculuğu olacaktır. Dolayısıyla, bu proje sayesinde Hocamızın düşünce dünyasını şekillendiren birikimi tanıma fırsatı bulacağımız gibi, onun ilminin, ilim-amel bütünlüğünün ve ilmi kendine mâl etmenin arkasındaki referansların ne olduğunu da görebiliriz. Bu şekilde onun düşünce dünyasına mercek tutma imkânı da bulabiliriz.
Evet, internet ortamında ‘Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi’ yazarsanız orada, ‘Hocaefendi’nin Kütüphanesi Projesi’ gibi daha bir çok yeni projelerinde olduğunu göreceksiniz. Size hangisi uyuyorsa onlardan birine katılabilirsiniz. Bunlardan hususi olarak ‘Hocaefendi’nin Kütüphanesi Projesi’ sanırım Hocamızı yeniden anlamamız adına da çok önemli bir başlangıç olabilir.
Kemal Beyin sunduğu o programda konuşan Cemal Türk hocamız, -ki Hocaefendi’nin dizinin dibinde dirsek çürütmüş birisi- şöyle diyor: “Bu süreçte Hocaefendi’ye ait eserleri yeni baştan okuyunca sanki bazılarını ilk defa okuyorum gibi bir hal hissettim.” Evet, Hocaefendi’nin her okuduğu eseri dikkatlice okuduğunu, sonra bunları kendi süzgecinden geçirerek şahsına mâl ettiğini ve daha sonra da bir koyun gibi hazmettiği bu ilmi hakikatleri yeni nesillere nasıl aktardığını görmek isteyen bu projeye dahil olmalıdır.
Bir de malumunuz bu projeye dünyanın değişik yerlerinden katılan insanlar, sanal bir amfi ortamında bir araya geliyor. Dolayısıyla bu durum cins dimağlarla beraber olma şansını da verecektir ki, ulema, Cibril hadisinde Cebrail (as)’ın Efendimiz (sav)’e soru sormasına “Âlimin konuyu anlatabilmesi için talebenin soru sorması aynen tâlimdir” demişlerdir. Dolaysıyla bu tür cins dimağlar hocanın ilmini ortaya koymasında da çok büyük katkı sağlayacaktır.
Müsaadenizle son bir şey daha paylaşmak istiyorum. O da, Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi bünyesinde bir okuma kulübü, bir hızlı okuma ders ve bir yazarlık okulu varmış. İsteyen bunlardan da istifade edebilir. Malumunuz, “Beşikten mezara kadar okuma” şeklinde bilinen bir söz var. Bazıları bunun hadis olduğunu da söyler. Hadis veya değil, onu bilmiyorum. Ancak bu sözden maksadın, ilmin yaşı başı ve sınırı olmadığıdır. İlk emri “Oku” olan bir kitaba iman etmiş bizlerin yaşımıza başımıza bakmaksızın okuma gayreti içinde olmamızdır. Respect Graduate School bu iş için iyi bir fırsat. Bu fırsatı yediden yetmişe hepimiz değerlendirmeliyiz.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN