Hizmet İnsanı, Hoşgörülü ve Hilm Sahibi Olmalı

Yazar Orhan Keskin

Allah’ın en sevdiği sıfatlardan biri olan hilm yani yumuşak huyluluk, gazap sıfatının karşıtıdır.  Hilmin zıddı olan sinirlilik, sertlik, katılık ve huysuzluk; insanları uzaklaştıran, inciten, dağılıp gitmelerine yol açan Allah’ın razı olmadığı ve kerih gördüğü kötü bir davranıştır. Hilm, başta Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem olmak üzere tüm Peygamberlerin önde gelen sıfatlarından biridir. Halîm, yâni yumuşak huylu olmayan bir kimse Peygamberlik gibi mühim bir vazîfeyi îfâ edemez. Peygamberlerin yolundan giden müminler de bu önemli vasfı üzerlerinde taşımak ve hayatlarına yansıtmak zorundadır.

Hizmet Hareketi’nin abileri, ablaları ve fertlerinden bir fert olarak her birimiz de bu sıfatı hem kendi arkadaşlarımızla ilişkilerimizde hem de çevremizdeki insanlarla münasebetlerimizde esas almalıyız. Özellikle yaş veya konum itibariyle; görevli olarak ya da fıtri zeminlerde abilik veya ablalık yapan bizler, bu mümin sıfatını, yani yumuşak huylu olma ve insanlara hilm ile yaklaşma hassasiyetini hayatımızın her safhasına yansıtma gayreti içerisinde olmalıyız. Özellikle idarecilik ve yöneticilik yapma pozisyonundaysak bu yönümüzü daha da öne çıkarmalıyız. Fıtratımız ya da bazı psikolejik veya biyolojik durumumuz, insanlara hilmle ve anlayışla yaklaşmamıza engel oluyorsa yerine göre vazifemizi daha uygun bir arkadaşa devretmesini bilmeliyiz.

İnsanlara yumuşak davranma, merhamet ve hoşgörüyle yaklaşma yönetimde bir zaafiyete dönüşür mü endişesi de önemli bir soru olarak aklımıza gelebilir. Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem hem hilmi, şefkati ve hoşgörüyü hayatına yansıtmış hem de yönetim otoritesinden taviz vermemiştir ve hayatında bu iki özelliğini dengeli bir şekilde yürütmüştür…

Fethullah Gülen Hocaefendi de hilmle otoriteyi hayatında çok iyi dengelemiş ve insanların gönüllerini fethetmiştir. Kendisinin hilm vasfını anlattığı değerlendirme yazısının bir bölümünü birlikte okuyalım isteseniz;

“Hilm, Allah Resûlü’ne verilmiş ayrı bir altın anahtar durumundadır. O, bu anahtarla pek çok gönlü açmış ve onlara taht kurmuştur. Eğer O’nun bu hilmi olmasaydı, pek çok hazımsız gönül bir kısım sertliklerle karşılaşacak ve şimdi olduğunun aksine, kimileri İslâm’a cephe alacak, kimileri de belki bir hisle O’ndan uzaklaşacaktı. Ancak Allah Resûlü’nün hilmiyle, bütün bunların önü alındı ve koşan koşana herkes gelip İslâmiyet’e dehalet etti.

Evet hilm, Cenâb-ı Hakk’ın Habibine verdiği en mümtaz sıfatlardan biriydi ve olduğu gibi rahmeti aksettiriyordu. Bu hususu anlatan bir âyette Cenâb-ı Hak aynen şöyle buyuruyor:

O vakit, Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet Sen, kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Şu hâlde onları affet, bağışlanmaları için duada bulun! (Umuma ait) işlerde onlara danış. Artık kararını verdiğin zaman da Allah’a dayanıp güven! Çünkü Allah, kendisine tevekkül olanları sever.” (Ali İmran 159)

Âyetten de anlaşıldığı üzere hilm, rahmetten geliyor. Eğer Allah Resûlü, kaba ve haşin olsaydı –ki değildir– etrafında bulunanların hepsi dağılıp gidecekti. Cenâb-ı Hakk’ın engin rahmetidir ki, O’nu yumuşak huylu kıldı. Yani O’nun mâyesini öyle mükemmel ve mahiyetini de öyle halîm kıldı ki, O’na dokunan eller dahi hiçbir zaman incinmedi ve diken bekledikleri anlarda gül buldular. Nerede kaldı ki gönüllerine girdiği ve sinelerine taht kurduğu insanlar O’ndan incinmiş olsun!

Bu âyet, Uhud muharebesi münasebetiyle nazil olmuştu. Allah Resûlü, ashabına, her türlü harp taktiğini ve tekniğini hem de en ince teferruatına kadar anlatmış olmasına rağmen, bazılarının emri dinlemedeki inceliği tam kavrayamayışı ve bulundukları mevzii, emir gelmeden terk edişleri, Müslümanların muvakkat mağlubiyetini netice verdi. Belki netice itibarıyla buna tam bir mağlubiyet denemezdi ama mutlak bir galibiyet olmadığı muhakkaktı…”

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ifade ettiği gibi O, “kaba ve haşin” olsaydı etrafında kimsecikler kalmazdı. Bu güzel sıfatı Hocaefendi’de de görüyoruz. Görüşü ve fikirleri ne olursa olsun insanlara hoşgörüyle ve yumuşaklıkla yaklaşır, fark ettiğinde her arkadaşımızın özel sıkıntı ve problemleriyle yakından ilgilenirdi. Bir arkadaşımızı yanlışından dolayı nazikçe ikaz etse bile daha sonra gönlünü bir şekilde alır ve ayrıca farklı yaklaşımları dikkatle dinlerdi.

Hocaefendi’yle bu hususta bizzat yaşadığım bir hatıramı paylaşmak istiyorum: Kendilerinin ricasıyla birinci Türkçe Olimpiyatlarını İstanbul Hasanbasri yurdunun salonunda içe dönük yapmış, ikincisini biraz açarak İstanbul FKM salonunda gerçekleştirmiş yine kendilerinin tavsiyesiyle üçüncüsünü de daha geniş katılımla Ankara’da bir kapalı spor salonunda organize etmiştik. İlgili arkadaşlarla dördüncü Türkçe olimpiyatlarını bir kültür ve sanat merkezi olarak İstanbul’da yapmamızın daha uygun olacağını düşündük fakat Hocaefendi bir önceki olimpiyat organizesinin Ankara’da olmasını istemişti ve bazı abiler biraz çekinerek bu değişikliği kendilerine sormamızı istemişlerdi. Biz de birkaç arkadaşımızla, gerekçesiyle beraber İstanbul da yapma düşüncemizi biraz da çekinerek arz etmiştik. “Neden İstanbul’da yapmalıyız” düşüncemizi dikkatle dinledikten sonra tebessüm ederek güzel düşünmüşsünüz tebrik ederim sözleriyle bizleri rahatlatmıştı ve iltifat etmişlerdi. Hocaefendi, dördüncü Türkçe Olimpiyatlarının da Türkiye’nin başkentinde olması düşüncesini benimsemiş olsa da hem bizlerin istişare kanaatine saygı duymuş hem de farklı düşüncemizi hoşgörü ve hilmle karşılamıştı. Yazımızı kısa tutmak amacıyla; bunun gibi daha birçok sıcak yaklaşımını, hoşgörüsünü ve hilm anlayışını anlatan örnekleri de bir başka yazımızda anlatmayı düşünüyoruz.

Yazarımıza, “[email protected]” mail adresinden ulaşabilirsiniz.

web

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ

web

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy