He’ze min Fadlı Rabbi…

Yazar Recep Atıcı

Değerli dostlar, dün gene internet sitesinde “Var mı yeni bir şeyler” diye ufaktan bir göz attım. Benim gördüğümü mutlaka siz de görmüşsünüzdür. Dinler tarihi alanında profesör olan Jon Pahl, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hayatını ve Hizmet Hareketi’ni anlatan kapsamlı bir biyografi yazmış. Yazdığı bu kitap üzerinden Almanya’da konferanslar serisine başlamış.

Gördüğüm bu haber bana, 1986 yılında Hocaefendi’nin Miraç münasebetiyle Çamlıca camiinde verdiği vaazı hatırlattı. O vaazın başlarında Hocaefendi, ‘ve tilke’l-eyyâmu nudâviluhâ beyne’n-nâs’ (Âl-i İmran, 3/140) ayetinden mülhem zamanın dairevî hareket ettiğini dolayısıyla karanlıkları ışıkların takip ettiğini, gündüzlerin gecelerin arkasından süratle geldiğini, fena günlerin arkasından iyi günlerin içlerimize inşirah saldığını ifade ettikten sonra şöyle diyordu: “Bugün birilerine bayram, yarın başkalarına bayram. Bugün birileri derenin dibinde emekleyip duracaklar, ama yarın zirvelerde gezmeye namzet. Bugün ortalık kurak ve çorak olabilir. Ama bugün toprağın bağrına dökülen cennetteki Kevserlerden daha kutsi gözyaşları yarını çemenzar haline getireceğinde kimsenin şüphesi olmasın…”

Ramazan’a koşar adımlarla yaklaşırken bizim günlerimizde inşaallah Hocaefendi’nin ifadesiyle bayrama doğru yürüyor. Yaşadığımız bu güzellikler için Kur’an’ın ifadesiyle, “He’ze min Fadlı Rabbi” demekten kendimi alamıyorum.

Maalesef, kendini bilmez nadanlar, elimizdeki bütün iletişim araçlarına el koydu ve bu iman ve Kur’an davasını bitirmeyi planladı. Ancak Rabbim onların planlarını tam tersine çevirdi ve yine Hocaefendi’nin ifadesiyle, “Her vadide yüz binlerce geda, hakikati nida ediyor.” İşte onlardan biri de Prof. Dr. Jon Pahl. Daha onun gibi batı dünyasında birçok insan Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ni anlatmaya başladı. Geçtiğimiz haftanın başından itibaren Almanya’nın birçok şehrinde konferanslar veren Prof Jon Pahl, dün de Düsseldorf şehrindeymiş. Programa katılım beklenenden çok fazla olmuş ve katılımcılar salonun dışına taşmış. Ancak ilginç olan şu ki, Hizmet Hareketi ve Hocaefendi’yi tanımak için programa katılanların önemli bir bölümünü Alman halkı oluşturuyormuş. İşte buna, “He’ze min Fadlı Rabbi” denir.

Prof. Pahl, Hocaefendi’nin ve Hizmet Hareketi’nin dünya barışı için çok önemli olduğunu vurguladıktan sonra konferansın ilerleyen dakikalarında Hocaefendi’nin bir barış insanı olduğunu söylemiş. Konuşmasını, Hocaefendi’nin öğretilerinin toplumlar arasında hoşgörü ve diyaloğun güçlendirilmesine büyük katkı sağladığını da dinleyicilere sunmuş. Sunumun ardından katılımcılar Hizmet Hareketi ile ilgili merak ettikleri soruları sormuşlar. Almanca‘ya “Ein Leben Des Hizmet’’ adıyla çevrilen kitabını okurlar için imzalamış.

Evet, Pablo Neruda, “Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz” der. Ülkemizde baharın gelişini engellemek isteyen kimseler, on yıldır kadın-erkek, genç-ihtiyar, hamile-hasta demeden üç günlük dünya ikballeri için, ‘bunca yol çiğnedikleri halde bir çiçek çiğnemeyen’ çiçek gibi insanları koparmaya çalıştılar.

Ancak ne kadar çabalasalar da Allah’ın izniyle baharın gelişini durduramayacaklar. Cenab-ı Hakkın koyduğu fıtri kanunları hesaba katmadan yaptıkları şeyler, öyle tahmin ediyoruz ki kendi sonlarını hızlandıracak. Çünkü, O’nun koyduğu fıtri kanunların gereği kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın mevsimi gelince bahar gelecektir.

Elbette, baharda esen fırtınalar bazen önüne kattığı her şeyi savurur. Cenab-ı Hak, Hicr suresi 22’nci ayetinde; “Rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik” buyurmaktadır. İşte bu aşılayıcı rüzgarlar, bitkilerdeki erkek ve dişi unsurların döllenmesini sağlar ve bu sayede savrularak yok oluyor gibi görünen tohumlar yedi veren başaklar halinde yeniden hayat bulurlar. Bu da Cenab-Hakkın koyduğu fıtri bir kanundur. On yıldır çiçek gibi insanları dünyanın dört bir tarafına savurmakla baharın gelişini engellemek isteyenler, Cenab-ı Hakkın koyduğu bu fıtri kanunu hesaba katmadılar.

Son yaşanan fırtınalar, bu güne kadar esen fırtınalarla kıyaslandığında gerçekten çok sert oldu. Ancak Hocaefendi bu durumu şöyle yorumluyor; “Bunun gelecekteki mükafatı Allah’ın izni inayetiyle baş döndürücü olacaktır. Onda hiç şüphemiz yok! Bir gadre uğradıksa şayet, her defasında Cenâb-ı Hak birkaç türlü lütufta, berekette bulundu. … Çok iyi şeyler olacağı ümidini besliyoruz. Elhamdülillah arkadaşların çehrelerine bakınca, onların yüzlerindeki ümidi okuyunca, ben de ümitleniyorum.”

Evet, Hocaefendi’nin bazen ümitleri şahlandırma adına söylediği her söz, vakti zamanı gelince bir şekilde zuhur etti. Ümidimiz odur ki Hocaefendi’nin söylediği bu ifadeler de vakti gelince olacaktır. Zaten olmaya da başlamıştır. Prof Jon Pahl gibi insanların en görkemli salonlarda verdiği konferansalar bunun işaret fişekleri hükmündedir. İşte biz de buna “He’ze min Fadlı Rabbi” diyoruz.

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy