Boynuzlu koç ve hukuk katili modern cadı avcıları | İsmet Macit

Yazar İsmet Macit

 

Bir açık oturum programında ordudan tekaüde ayrılmış paşa, gazeteciye ordudaki cemaat mensuplarını nasıl tespit ettiklerini anlatıyordu. Orta Çağ cadı avcılarını aratmayacak zihniyete sahip olan paşa aynı zamanda F.tömetre denilen programın mucidi (!) idi.

Tespit için geliştirdikleri kriterlerden birini şu cümlelerle izah ediyordu: Katalog evliliğini yapıp yapmadığını belgelemen lazım… İki üç ay içerisinde evleniyorsunuz. Kız isteme yok, nişan yok, düğün yok, flört evresi yok, üç beş senelik geçmiş yok, sınıf arkadaşlarıyla yemeğe gitme yok, bohça götürmek… Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi bohça götürülür di mi? Bohçanın içerisine eşyalar konulur bilmem ne. Kız istenirken yüzük takılır, bilezik takılır, bilmem ne takılır. Kurban Bayramı’nda bizim Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi bir tane koç gönderilir, boynuzuna da bilezik takar, onun da fotoğrafını çekerler. Bunlardan bir tane resim getir diyoruz. Herhangi birisinden bir tane resim getir. Kız istemeden getir, bekârken çektirdiğin düğün resmi getir. Yok. Çok az bir puan veriyoruz.”

Evet ilgili paşa bunları anlatıyor karşısındaki gazeteci ise şu soruları soramıyordu: “Siz ciddi ciddi bunu yaptınız mı? Bu deli saçması değil mi? Mesela sizin böyle koçla çekilmiş bir fotoğrafınız var mı?”

 

Bu türlü metot ve deneyler Orta Çağ’da cadı avlarından devşirilmiş insanlık dışı metotlardı.

Cadı avları, Avrupa’da yaklaşık üç asır devam etmiş (1450-1750) ve on binlerce insan hunharca katledilmiştir.

 

O dönemde (güya) bir insanın cadı olarak suçlanması için kuvvetli bir karineye ya da delile ihtiyaç duyulmamıştır. Bir kişinin ‘ihbarı-iftirası’ kovuşturma başlatılması için yeterli olmuş. Cadı olduğu ihbar edilen şahıslar daha sonra ağır işkencelerden geçirilmiş ve cadı olduklarını ‘itiraf-ikrar’ etmek zorunda kalmışlardır. İşkence esnasında kurbanlardan başka cadıların(!) isimleri istenmiştir.

 

Sorgulama ve işkencenin yetersiz kaldığı zamanlarda cadı (tespit) deneyleri devreye girmiştir. İşte insanlık dişi birkaç cadı tespit deneyi:

 

  • Sıcak-soğuk su deneyinde, kurbandan kaynayan sudan bir nesnenin alınması istenir yanma sonucunda oluşan yaralar çabuk iyileşirse suçsuz sayılırdı. Soğuk su deneyinde ise kadın suya eli ayağı bağlı olarak atılır, su yüzeyine çıkarsa cadı olduğu ispat olunur ve yakılarak infaz edilirdi. Boğulursa suçsuz bulunurdu. Her halükarda kurban ölürdü ama bu katliamı yapanlar zaten cadıya dönüşmüş şahsın ruhunu kurtardıklarına inandıklarından boğulan kurbanın cadı olmadığına sevinirlerdi.

 

  • Ateş deneyinde ise, kurbana yanmakta olan bir nesne taşıtılır, ateş üzerinde yürütülürdü. Yanma sonuncunda oluşan yaralar çabuk iyileşirse masumiyet ispatlanmış olurdu.

 

  • Diğer korkunç bir metod ise iğne deneyi idi. Kurbanın vücudundaki herhangi bir ben veya doğum lekesi üzerine iğne batırılıp kadının acı hissedip hissetmemesine bakılırdı. İnanca göre şeytan ile birlikteliğin göstergesi olan işaretler-lekeler acı hissi taşımazdı.

 

  • Gözyaşı deneyinde, cadıların gözyaşına sahip olmadıkları düşüncesiyle kadının ağlaması isteniyor ağlayınca suçsuzluğu ispat edilmiş oluyordu.

 

  • Kantar deneyinin felsefesi ise; cadıların ruhlarını şeytana sattıkları için daha hafif oldukları ve böylece uçabildikleri inancıydı. Kurban bir kantarın üstüne çıkarılıyor karşı tarafa belirlenen ağırlık konuyordu. Hafif gelirse cadı olduğuna, ağır gelirse kantarı büyülemiş olduğuna hükmediliyordu. Kadın ancak kantara konulan ağırlığa denk geldiği zaman masum olduğuna kanaat getiriliyordu. (Çağlayan Dergisi, Aralık 2019)

 

Cadı avları artık sona ermiş olsa da bu kavram, ‘bir zümreyi düşman ilan edip üzerinden siyası menfaat devşirme’ şeklinde kullanılmaktadır. Hukukun üstünlüğünün yerleşmediği ülkelerde, dini ve milli argümanları istimal ederek tabanını adeta büyüleyen zümre, iktidarını devam ettirme ve suçlarını kapama adına muhaliflerini “terör suçu” işlemekle itham etmekte; akıl dışı bu türlü deneylerden delil üretmekte ve düzmece mahkemeler sayesinde mahkum edilmeleri adına ciddi bir gayret sarf etmektedir.

 

Bugün Orta Çağ cadı avcıları adeta hortlamış ve binlerce masum insanı; bankaya para yatırmak, bir yardım kuruluşuna bağışta bulunmak, evlenirken kız tarafına boynuzuna altın taktığı bir koçu kız tarafına göndermemek (!) gibi sebeplerden dolayı terörist ilan etmiş; tarihin gördüğü en büyük sosyal kıyımlardan birine sebep olmuşlardır.

Hizmetten | İsmet Macit

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy