Uluslararası Af Örgütü’nin (Amnesty International) İsveç Göteborg şubesinde gerçekleştirilen ‘’Bırakın Hasta Mahpuslar Yaşasın’’ temalı resim sergisi ile Türkiye cezaevlerindeki hasta tutuklu ve mahkumlara dikkat çeken bir resim sergisi gerçekleştirildi. Amnesty Göteborg lokalinde gerçekleşen sergide ihraç hakim Ramazan Faruk Güzel’in 30 kadar resim çalışması sergilendi. Her tabloda, bir hasta mahpusa dair çizim yanında onun durumunu Türkçe ve İsveççe olarak anlatan bir açıklama yer aldı. Sergide ayrıca cezaevlerinde tedavilerine izin verilmediği için hayatlarını kaybetmiş olanlara dair bir de saygı köşesi vardı. Bu köşede hayatını kaybetmiş hakim Mustafa Erdoğan, iş insanı Medeni Arifoğlu ve İngilizce öğretmeni Halime Gülsu’nun resimleri yer aldı. İki saaat kadar süren sergi programına Türk ve yabancı ziyaretçiler yanı sıra İsveçli katılımcılar da ilgi gösterdi.
Af Örgütü gönüllü üyelerinin hazırladığı kahve pasta ikramları eşliğinde katılımcılar resimler ve yazılanlar üzerinde gruplar halinde değerlendirmelerde bulundular. Dörderli gruplara ayrılan katılımcılar workshop’da hikayesinden en çok etkilendikleri iki hasta mahpus hakkında değerlendirmelerde bulundular. Mats isimli bir İsveçli, “Ben en çok Ayşe Özdoğan ve Yusuf Bekmezci’nin yaşadıklarından etkilendim. Yaşadıkları şeyler inanılır gibi değil, gerçekten yaşanmış mı bunlar?” diye konuştu.
Fatma Rana Özçelik
Fatma Rana Özçelik, BM koruması altında olmasına rağmen MİT’in Malezya’dan kaçırıp Türkiye’ye getirdiği eğitimci babası İsmet Özçelik’in kaçırılma süreci ve cezaevinde yaşadıklarını İsveççe ve Türkçe olarak aktardı; “Babam kalp krizi geçirdi, yeterince ilgilenmediler. Böyle durumda birisi olarak koronaya yakalandı içeride ama yine ilgilenmediler. 2-3 ay ilaçlarını vermediler. Ne zaman arasam cezaevini oradaki yetkililer beni terslediler, ilgilenmediler. Babam da 6 kez dilekçe vermesine hiçbirisine cevap vermediler. İsrar karşısında sonunda bir hastaneye götürdüler ama tekrar koronaya yakalandı.Şu an son durumu hakkında net bir bilgiye sahip değiliz. Yaklaşık 5 aydır karantina koğuşundalar, oralardaki durum da sıkıntılı. Bütün bu ihlallere ve kötü şartlara rağmen kendisini tahliye edilmiyor. Bu konuda da hiçbir şekilde hakkımızı arayamıyoruz. Bu kadar ağır bir hasta ve hastaneye bile götürülmüyor, diğer bir çok hasta tutukluya da olduğu gibi.”
Ramazan Faruk Güzel
İhraç hakim Ramazan Faruk Güzel, eserlerinin sergilendiği bu etkinliğe katılanlara teşekkür ederek, ‘neden böyle bir sergi düzenlemiş olduklarını şöyle dile getirdi’; “Neden böyle bir sergi? Çünkü İHD’ye göre; Türkiye’deki cezaevlerinde 604’ü ağır, toplam 1605 hasta tutuklu ve hükümlü var. Ve bu hasta tutuklular cezaevinde tedaviye ulaşmada güçlük çekiyorlar. Onlarcası hayatını kaybetmişti, sağ kalanlar ise ölümün pençesinde. Bazıları, içeridekilerin “çok ağır suçlular oldukları için ısrarla içeride tutulmakta olduklarını” düşünebilir. Bir başkası da, “Türk yasaları böyle gerektirdiği için o hastaların içeride ısrarla tutulduklarını” zannedebilir. Bunun böyle olmadığını resimlerimizle ve izahlarımızla ortaya koymaya çalıştık.”
Türkiye’nin mevsut ulusal ve uluslararası yasayaları ihlal edip hasta mahpusları içerde tutmaya devam ettiğine dikkat çeken Ramazan Faruk Güzel, ‘’Bu sergimizde de bu ihlalleri örnekleri ile gözler önüne sermiş olduk. Şimdi diyoruz ki, geliniz Türkiye’de cezaevlerindeki bu hastaların, yaşlıların, engellilerin ve de çocuklu kadınların sesi olalım. Ve güçlü bir şekilde diyelim ki: Bırakın, yaşasınlar’’ diye konuştu.
