Ramazan orucu hicretin ikinci yılında Şaban ayı içerisinde farz kılınmıştır. Efendimiz (sav) vefatına kadar toplam dokuz Ramazan ve kurban da aynı sene vacip kılındığı için toplamda 18 bayram yaşamıştır.
Allah Resulü bayramların aşk, şevk, neşe, birlik ve beraberliğe vesile olması için gayret gösterirdi.
O (sav), hakkın kavgasını verenlerin morallerinin en üst seviyede olmasına dikkat eder ve onların bitkin, bedbin, ümitsiz demoralize olmasını ve görünmesini istemezdi. Müminlerin aşk ve şevkleriyle dostlarına ilham vermesini, düşmanlarına korku salmasını isterdi..
Allah Rasulü’nün (sav) siyer-i seniyyelerinde bu amaca matuf uygulamalarını görürüz:
Uhud’da alınan yaradan bir gün sonra bitmedik/bitmeyeceğiz mesajı için düşmanı takip için çıkmıştı. Hamra-ül Esed mevkiine gelince yediyüze yakın ateş yaktırmıştı. Araplar sefere ve savaşa katılanların sayısını yakılan ateşlerden hesap ederlerdi. Ve genellikle bir ateş etrafına on kişi olduğunu düşünürlerdi. Efendimiz (sav) o gün on kişiye bir değil de herkes ateş yaksın diyerek; “dün bizi yendiğinizi düşünüyorsunuz ama biz peşinizdeyiz.. Hak bildiğimiz yolda aldığımız yaralara rağmen mücadelemize artan moralimizle devam edeceğiz..” mesajını veriyordu..
Hicret’in 7. yılında ise Kaza Umre’si için Mekke’ye gelmişti bin 600 arkadaşı ile Allah Resulü (sav). Müşrikler bir öncü gönderip müslümanların hallerini öğrenmek istemişlerdi. Gözcü Mekke’ye dönüp Müslümanların hallerini güle güle istihza ede ede Kureyş’in ulularına anlatmıştı. “Müslümanlar zayıf, bitkin, hasta, yorgun ve perişan haldeler” demişti. Kureyş uluları ise çıkalım Dar-ün Nedve’nin damına ve müslümanların zayıf perişan hallerine gülelim demişlerdi. Cebrail bu durumu Efendimize (sav) haber verince Efendimiz (sav) Mescid-i Haram’a girerken şöyle buyurmuştu: Ey mümin erkekler ihramlarınızı sağ kollarınızın altından alın (ızdıba) ve hızlı çabuk adımlarla canlı yürüyün (remel) ki bugün heybetli görünüp canlı yürüyene Allah ahirette merhamet edecek” diyerek müminlerin müşriklere canlılıkları, ümitleri, aşk ve şevkleriyle biz bitmedik.. Yıkılmadık.. Ayaktayız mesajı vermesini istiyordu.
Bu minvalde Efendimizin (sav) bayramları da aynı mesajı verir. Efendimiz (sav) yaklaşık 18 bayram namazı kıldırmış (9 Ramazan 9 Kurban) ve neredeyse tamamını mescidinde değil mescide yakın Musalla denilen açık alanlarda kıldırmıştır. Böylece tüm Medine halkı kadını, erkeği, çoluk çocuğu ile o coşkuya katılır ve kuvve-i maneviyeleri takviye olurdu. Münafıklar, işi içerden yozlaştıran ve Medine’den sürekli haber alan Mekke müşriklerine ise aşkla şevkle birlik beraberlik içinde mücadelemize devam ediyoruz mesajı vermiş olurdu..
Bugün yüreğimizin bir yanı Anadolu ve dünyanın dört bir tarafındaki mazlumların acıları kanarken diğer yanı ise birlik beraberlik içinde hizmetlerimizin devam ediyor olmasının aşkı şevki ile dolu..
Başta,
Kör testerelerle körpe dalları budanan,
Zifiri zindanlara çığlıkları dökülen,
Küf kokan hücrelerde kefenlere bürünen,
Ezilmiş bedenleriyle Rahman’a yürüyen,
Meriç’ten Cennet’e kanat çırpan
Ve akrebin kıskacında bir ömür geçiren tüm
mağdur ve mazlumların buruk bayramlarını tebrik ediyor, bayram sevinci renginde müjdelerle sevindirmesini Rabbimden niyaz ediyorum!
Paslı kafeslerdeki beyaz kanatlı güvercinlerin mavi gökyüzü ile bulaşmasını ve böyle geçen son bayram olmasını dileklerimle bayramınızı kutluyor sağlık sıhhat esenlikler temenni ediyorum…