Ramazan’da ukba buutlu bir şiir yazın

Yazar Mehmet Yavuz Şeker

Recep, Şaban derken, Regaib, Miraç, Beraat derken, gufranla tüllenen ay ufkumuzda doğdu. İbadetlerimize Ramazan oruçları ve teravihler dahil oldu. İnşallah daha çok Kur’an okunacak, mukabeleler yapılacak, evradu ezkar artırılacak, böylelikle af, mağfiret, kurbiyet ve rıdvan adına hal ve kavl ile dualar edilecek, ümitler bağlanacak.

İbadetler, imanla manalarını bulur ve Hak katındaki gerçek değerlerine ulaşırlar. İman, müminin üzerindeki en hâkim yönlendiricidir. Onun vasıtasıyla Allah’la kurulan bağ, inanan insanı eğitir, yetiştirir, geliştirir.

İnsanı harekete geçiren veya durduran imandır ve iman referanslı ibadetler, bazen bir şeyler yapmak, bazen de yapmamak şeklinde kendilerini gösterirler. Namazda kıyam, kıraat gibi bir şeyler yapmak varken örneğin, oruçta yememe, içmeme gibi bir şeyleri yapmamak vardır.

İnsanın fizik dünyasında hayatının normal bir akışı vardır. Bu normal akışta, insan olmanın gereği yapılması gereken yeme içme, uyuma, konuşma gibi gereksinimler ve alışkanlıklar mevcuttur. İbadetler, hayatın bu normal akışını ters yönde değiştirir, hayatı normal akışının dışına çıkartırlar. İbadetlerde, bu yönüyle kendimizden uzaklaşmak, kendi alışkanlıklarımızı kırmak vardır.

Mesela Ramazan gelir ve inanan insan üzerinde hükmünü icra eder. Geceler gündüzler, yemeler içmeler ve diğer ihtiyaçlar hep ona göre düzenlenir. Hayatın akışı büyük oranda değişir. Yüce Allah’ın talep ve muradı, inanan insanın istek ve arzularına yön verir, değiştirir, düzenler.

Metafiziğin, fiziğin önüne geçmesine, maneviyatın maddiyatı yönlendirmesine izin vermek, bunu başarmak kolay değildir. Bu yüzden ibadetlerin kendine has bir zorluğu vardır. Müminler işte tam burada sınanmaktadırlar. Her mümin bunu kendinde test etmiştir. Zira zorluğu olmasaydı herkes yapardı. İnananların birçoğu, hayatlarının akışını değiştiremediğinden, değiştirmek istemediğinden ibadetlerini yapmamaktadırlar.

Halbuki, o zorluğu iradeleriyle aşabilenler, ibadetlerini Allah’ın izniyle eda edebilenler, tatmayanların bilemeyeceği manevi lezzetlere mazhar olurlar. Sonsuz Merhamet Sahibi, kullarının bu fedakarlıklarını aslında ötelerde ödüllendirecekken, burada da acilen ağızlarına bal çalar, onları teşvik ve teyit buyurur.
İbadetlerin bir diğer yararı, Cenab-ı Hakk’ı idrak etmeye vesile olmalarıdır. İnsan, namazıyla, orucuyla, Kur’an’ıyla ibadetlerini eda ederken, az bir tefekkürle, ubudiyette bulunduğu Mabud’una intikal edip, O’nu düşünmekle kulluk bilincini ve Yüce Allah hakkındaki marifetini artırabilir. O’nun huzurunda durmak, O’nun için aç kalmak, O’nun yolunda koşturmak, mümini Hakk’a yaklaştırır, Rabbine idrake vesile olur.
Ramazan ayının gecesiyle gündüzüyle her bir anı, potansiyil birer kurbiyet dilimidir. Birazcık im’an-ı nazar denilen bakışı yoğunlaştırmak, düşünceyi odaklamakla insan Cenab-ı Hakk’ın yakınlığını duyabilir. O, bize bizden yakındır. Bizim O’nun bu yakınlığını duyabilmemiz ise bizim işte bu gayretimize emanet edilmiştir. Namaz, oruç başta olmak üzere farzlarıyla nafileleriyle bütün ibadetler, bu gayretin kullanılabileceği çok değerli vesilelerdir.

Oruç ibadetinde insanın kendini tutarak, yapılabilecek bazı şeyleri yapmayarak, reddederek özgürleşmesi söz konusudur. Bir başka deyişle bizler, gerçek hürriyeti, nefsimizin arzu ve isteklerine karşı gelmekte ve Hakk’ın taleplerini yerine getirmekte görürüz. İmsak ile iftar arasında canı istese de yiyip içmeyen, arzularını frenleyen müminler, nefislerinden özgürlüklerini almayı başarmış, dolayısıyla gerçek hürriyete de ulaşmış olmaktadırlar.

Cenab-ı Hak, orucu farz kılarken “sayılı günler” diyerek gözümüzde büyütmememizi, sayılı günlerin tez geçeceğini ifade etmektedir.

Oruç ayetlerinin arasına Yüce Allah’ın yakınlığını anlatan ayetin girmesi ise çok manidardır.
Mümin, sayılı günlerde oruç tutar, her anını O’nunla beraberlik adına değerlendirmeye çalışır. Gün içerisinde defalarca kalben Allah’a yönelir. Böylelikle nefes nefes, anbean, oruç, teravih ve diğer ibadetler vesilesiyle Cenab-ı Hak’kı duymaya, hissetmeye gayret eder. Bütün bunlar, onun ukba buutlu bir şiir yazma cehd ve çabasıdır ve çok değerlidir, çok kıymetlidir.

Bunlardan daha büyük ve daha güzeli ise, ukba buutlu bu şiiri sadece Ramazan’da değil, bütün bir ömürde yazabilmektir.

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy