Oxford Üniversitesi Paneli’nde Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Şiddet Karşıtı Söylemi Konuşuldu

Yazar Editör

İngiltere’deki Oxford Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren “Regent’s Park College ve Oxford Centre for Religion and Culture” kurumları ‘Hizmet, Eğitim ve Radikalleşmezlik’ Paneli düzenledi. Panelde yapılan sunumlarda, Hizmet Hareketi’nin öğreti ve pratiğinin radikalleşme ve şiddete karşı etkili bir panzehir oluşturduğu vurgulandı.

26 Ekim Perşembe günü üç oturum halinde düzenlenen panele yedi farklı ülkeden, akademisyen ve araştırmacılar katıldı. Panelin birinci oturumunda Hizmet Hareketi’nin son 10 yılda yaşadığı zulme ve aşağılamaya karşın, radikalleşme teorilerinin rağmına olarak şiddete yönelmemesinin dinamikleri tartışıldı.

Oturumun ikinci kısmında Pakistanlı akademisyenler Hizmet Okulları’nın faaliyette oldukları 1995-2018 yılları arasında Pakistan barışına yaptıkları katkıyı ve ürettiği şiddetsizlik kültürünü masaya yatırdı. Son oturumda ise Regent’s Park College bünyesinde iki yıldır sürdürülen “Birleşik Krallık Hizmet Hareketi Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumları’nın Radikalleşmezlik Kültürüne Katkısı Araştırması’nın” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı.

Terörist diye yaftalananlar terörize olmadı

Dr. Kamil Yılmaz, panelin ilk oturumunda, Galler’in Swansea Üniversitesi’nde yürüttüğü araştırmasının sonuçlarını ‘Hizmet Düşünce ve Aksiyonunda Radikalleşmeyi Önleyen Dini ve Ahlaki Temalar’ başlığı altında sundu. Radikalleşme teorilerinin siyasi zulüm, esaret, işkence, sosyal baskı ve zoraki göç gibi radikalleşme risklerini öncelediklerini hatırlatan Dr. Yılmaz, bunların tamamına maruz kalmış olan Hizmet mensuplarının radikalleşmezliğinin mevcut teori ile açıklanamayacağını kaydetti.

Yılmaz, araştırmasının daha geniş nüfus kitlelerinin, radikalleşmeye karşı nasıl direnç kazanabileceğinin ipuçlarını verdiğini söyledi. Yılmaz’ın 15 Hizmet mensubu ile derinlemesine röportaj yöntemiyle hazırladığı, ‘Radikalleşmezlik Kavramını Anlamak: Türkiye’den Bir Örnek Olay’ başlıklı tezi ‘radikalleşmezlik – non-radicalization’ kavramını bir akademik alana dönüştüren ilk çalışma niteliği taşıyor.

‘Hocaefendi, İslam’ı öze dönerek radikallerin gaspından kurtarıyor’

Birinci oturuma, ‘Hizmet İslam’ı Özkaynaklarına Dönerek Radikalleşmeden Kurtarıyor,’ başlıklı sunumuyla katılan Haham Dr. Yakov Nagen, Allah adına şiddete başvuranların dinleri gasp ettiklerini kaydetti. Ardından Fethullah Gülen Hocaefendi’nin dini reforme ederek değil dinin öz kaynaklarına, asıllarına dönerek radikalleşmeye karşı bir bent oluşturduğunu ve bunun takip edilmesi gereken bir rota olduğunu söyledi. Yıllardır Yahudilerle Müslümanlar arasında diyalog köprüleri kurmaya çalışan “Ohr Torah Stone Blickle İnançlararası Diyalog Enstitüsü Başkanı” Haham Nagen, Muhterem Hocaefendi’nin sadece çevresini değil, aynı zamanda kendi görüşlerini de dinin öz kaynaklarını yeniden çalışarak ve ötekiyle temasa geçerek değiştirmeyi başardığını vurguladı. Hizmet Hareketi’nin geliştirdiği bu modelin taklit edilmesi ve evrenselleştirilmesi gerektiğini belirtti.

Birinci oturumun son konuşmacısı olan Dr. Recep Doğan da Gülen’in öğretisinde çatışmasızlık ve radikalleşmezliğin dini temellerini izah etti. Panele ‘Küresel Terörizm ve İslami Radikalleşme: Fethullah Gülen Perspektifinden Analizler’ başlıklı sunumunu yapan Doğan, Hocaefendi’nin ‘Müslüman terörist olamaz, terörü tasvip edemez ve masum insanların hayatına kasteden terörle bağımsızlık veya kurtuluş mücadelesi verilemez’ duruşunun altını çizdi.

 Hiç lüks hayat yaşayan, nefret söylemi kullanan Hizmet öğretmeni gördünüz mü?

 Oturum başkanlığını Regent’s Park College emekli öğretim görevlisi Prof. Dr. Paul Weller’in yaptığı panelin ikinci oturumu, ‘Eğitim Yoluyla Radikalleşmezlik: PakTürk Okulları 1995-2018’ başlığını altında gerçekleştirildi. Pakistan’da hizmet veren PakTürk Okulları’nın Pakistan barışına katkısının ve radikalleşmeyi engelleyici etkisinin tartışıldığı oturumda Pakistanlı akademisyen Dr. Seema Arif konuşma yaptı. Arif, PakTürk okulları kurulmadan önce Pakistan’da ‘okulculuğun’ radikalleşme aracı olarak kullanıldığını anlattı ve Hizmet okullarının bu algıyı kökünden değiştirdiğini savundu.

Radikalleştirici medreseler ile Hizmet okullarının sisteminin taban tabana zıt olduğunu; eğitim müfredatı, ebeveyn ilişkileri ve müfredat dışı aktiviteler gibi bir dizi değişken üzerinden inceleyen Dr. Arif, PakTürk Okulları’nın Hizmet insanları tarafından işletildiği yıllarda tesis edilen kredinin bugün Maarif Okulları tarafından kullanılmakta olduğunu ve Hizmet mensubu öğretmenlerin arkalarında bıraktıkları sevginin Maarif dönemine bile yetecek boyutta olduğunu söyledi.

‘İyi ebeveyn olmayı PakTürk öğretmenlerinden öğrendik’

PakTürk Okulları ile ilgili oturumda konuşan ve iki çocuğunu da Hizmet okullarına emanet etmiş olan araştırmacı gazeteci Dr. Naveed Ahmad, okulların başarı grafiğinin göz kamaştırıcı olduğunu ve sadece öğrencileri değil anne babaları da eğittiklerini ifade etti. ‘Biz iyi ebeveynler olmayı PakTürk öğretmenlerinden öğrendik,’ diyen Ahmad, bugün her ikisi de İngiltere üniversitelerinde okuyan çocuklarının başarısının tamamen PakTürk hocalarının eseri olduğunu söyledi.

Yine bir PakTürk okulları velisi olan ve uzun yıllar Pakistan Yüksek Öğretim Konseyi Başkanlığı yapmış olan Farman Ullah Anjum da sunumunda PakTürk okullarının kapatıldığı dönemde Hizmet okulları öğretmenlerinin gösterdiği diğergamlık sahnelerini hatırlattı. Anjum, Pakistan’da her an sınır dışı edilmeyi veya tutuklanmayı bekleyen Hizmet öğretmenlerinin her gece bir başka adreste kaldıkları ve kendilerine ait hiçbir şeylerinin kalmadığı dönemde bile velilerin topladıkları yardımlarla alınan gıda paketlerini götürüp bir yetimhaneye hediye ettiklerini aktardı. Arkasından şu soruyu yöneltti: ‘Şimdi size soruyorum, bu insanların çocuklarımızın gönlünde taht kurmasından normal ne olabilir?’

‘Kız çocukları okusun diye en ücra dağ köylerine gittik’

PakTürk Okulları eski Biyoloji öğretmeni Meral Kaçmaz, Hizmet okullarının Pakistan’ın en geri kalmış ve radikalleşme eğilimi yüksek bölgelerinde bile kampüsler açtığını ve kız çocuklarının okutulması adına anne babaları ikna için dağ köylerini gezdiklerini anlattı. PakTürk Okulları’nın ‘Sevgiyle öğretilenler asla unutulmaz’ sloganını hatırlatan Kaçmaz, uzun yıllar hizmet verdikleri Pakistan’dan elleri kelepçeli ve başlarına çuval geçirilmiş bir halde deport edildiklerine dikkat çekti, Kaçmaz, Türkiye’de hapisteyken aynı koğuşa yerleştirilen ve Suriye’de Cebhetu’n-Nusra saflarına katılmış iki çocuk annesi bir kadınla tanışınca Pakistan’da yaptıkları hiçbir şeyin israf olmadığına kanaat getirdiğini söyledi.

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy