“On geceye yemin olsun ki…”

Yazar Recep Atıcı

Yazıya başlık yaptığım ifade Fecr Suresinin ilk ayetidir. Tefsirciler bu on geceden maksadın ise Zilhicce ayının ilk on günü olduğu konusunda ittifak halindedirler. Bu ifadede ilk on gece üzerine yemin edilmektedir. Bütün günlerini Allah’ın hoşnut olması için gayret gösteren güzel insanlar, sizler de bilirsiniz ki Cenab-ı Hak, bizler gibi yemin ederek muhatabını ikna etme mecburiyeti yoktur. O, bir şeye yemin ediyorsa, yemin ettiği o nesnenin faziletinden ve kıymeti harbiyesindendir. Bu on geceye bu gözle bakmakta fayda var.

Üzerine yemin edilen bu on gece bugün yani 18 Haziranı 19 Hazirana bağlayan geceden itibaren başlıyor. Dolayısıyla bu zaman dilimini mümkün oldukça diğer günlerden farklı olarak duayla, ibadetle, Kur’an okuyarak ve oruç tutarak geçirebiliriz. Ayrıca yapılan ibadetler cemaat halinde yapılınca fazileti daha kıymetli olması bakımından mümkün mertebe etrafımızı da bu günlerin faziletiyle ilgili haberdar edelim. Kâbe-i Muazzamda ve Medine-i Münevvere’de yapılan ibadetlerle beraber geniş halkalar teşkil edelim. Zilhicce ayının faziletini başta Whatsapp olmak üzere sosyal medya hesaplarımızdan paylaşalım, dünya çapında bir dua ve ibadet seferberliğine vesile olarak -çok ihtiyacımız olduğu hepinizce malum- adeta maneviyat okyanusunu coşturalım, rahmete vesile olalım inşallah.

Zilhicce’nin faziletiyle ilgili ayet ve hadisler bu zaman dilimine ne derece ehemmiyet vermemiz gerektiğini bizlere açıkça ifade etmektedir. Aslında bu gecelerin faziletini anlamak için Kur’an-ı Kerim’de geçen ve benim de yazıya başlık yaptığım, “On geceye yemin olsun ki…” ifadesi bile yeterli. Çünkü o kadar faziletli ki Rabbimiz o gecelerin üzerine yemin ediyor.

Ay takvimine göre malumunuz Zilhicce ayı, 12’nci ay olup senenin son ayıdır. Bu ayın başındaki on gece ise İslâm’ın beş esasından biri olan hac ve kurban ibadetinin yerine getirildiği umumî af ve bağışlanma günlerini içinde barındıran zaman dilimidir. İşte bu mübarek ayın yukarıda da ifade edildiği gibi birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâl-i aşere”, yani on mübarek gece olup 10’cu günü de Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.

Evet, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de bu günlerin kıymetiyle alakalı söylediği çok güzel ifadeleri vardır. Onlardan biri de şöyledir: “Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi, Savm: 52; İbn-i Mâce, Sıyam: 39) Diğer bir ifadelerinde ise, şöyle buyurmaktadır: “Allah katında Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned: 1/257)

İkinci hadiste geçen tesbih, Sübhânallah; tahmid, Elhamdülillah; tehlil, lâilâheillâllah; tekbir ise Allahüekber demektir. Bunları birleştiren ifade ise, “Sübhanallahi velhamdülillâhi ve lâilâheillâllahü vellahüekber” şeklindedir ki, tesbih namazında 300 defa tekrar ettiğimiz bir dua cümlesidir.

Bu on gün içinde Arife gününün yeri ise tam anlamıyla olağanüstüdür. Efendimiz (s.a.v.) Arife günü tutulan oruç hakkında da şöyle buyurmaktadır: “Arife günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur.” (Müslim, Sıyam:196-197) Hadiste ifade edilen geçmiş senenin günahlarına kefaretten af ve mağfireti, gelecek senenin günahlarına kefaretten ise günahlardan korunmayı anlayabiliriz.

Ayrıca Üstadımız Bediüzzaman da, “Arife gününde müstahsen bir İslâmî âdete binaen Sure-i İhlası bin defa okumak…” demek suretiyle Arife gününün hususiyetini işaret etmiştir.

Bir de bu on geceyi taçlandıran bir ibadet vardır ki o da Allah’ın halili (dostu) olan Hz. İbrahim’in (a.s) oğlu Hz. İsmail’i (a.s) Allah için kurban etmeye kadar varan bir sadakat anlayışıdır. Şayet o, gördüğü rüyanın bir neticesi olarak Hz. İsmail’i kurban etmeye niyet etmeseydi belki de bu gün kurban diye bir ibadeti yapıyor olmayacaktık. Bizler hepimiz Hz. İbrahim’e de, oğlu Hz. İsmail’e de kurban olalım. Ancak ondan daha güzeli ise onun Allah için oğlunu kurban etme düşüncesiyle yaptığı bu ibadet anlayışını hem kendimiz kurban vecibesini yerine getirerek hem de etrafımızda bu işin kıymeti harbiyesini anlatarak bu ibadete vesile olmaktır.

Netice-i kelam güzel insanlar, buraya kadar ifade edilen malumatlar aslında sizlerin bildiği şeyler. Ancak insan her daim nisyana (unutmaya) müptela. Bu açıdan sadece hatırlatma sadedinde bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Rabbim bu on gecede yapacağınız -kurban dahil- bütün ibadetlerinizi makbul eylesin. Âmin…

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy