Menkıbelerde asla değil fasla bakılır! | M.Fethullah Gülen Hocaefendi

Yazar Mizan

Rahmetinin vüs’ati açısından Cenâb-ı Hak hiçbir dönemi ziyasız, ışıksız ve nursuz bırakmamıştır; fakat insanlar kendilerini nursuzluğa, ziyasızlığa ve ışıksızlığa salmışlardır. Bir kere o ziyasızlık çağlayanına yelken açtıktan sonra da o karanlık bir daha oradan sıyrılmalarına fırsat vermemiştir.

*Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) beşerin efendisi olduğu gibi, O’nun sözleri de insan sözlerinin efendisidir. “Söz Sultanı’nın beyanı sözlerin sultanıdır.” şeklinde de diyebilirsiniz. Peygamber Vârisleri

*Söz Sultanı (aleyhissalâtü vesselam) şöyle buyurur: اَلْعُلَمَاءُ وَرَثَةُ اْلأَنْبِيَاءِ “Âlimler peygamberlerin varisleridir.” Evet, ilim enbiyânın mirası, âlimler de bu peygamber terikesinin vârisleridir ve Hazreti Allah, her dönemde bu mübarek mirasçılar vesilesiyle insanların yollarını aydınlatmıştır.

*Miraç’ta karşılaştıkları zaman, Hazreti Musa (aleyhisselam), Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’e, “‘Ümmetimin âlimleri, İsrail oğullarına gelen peygamberler gibidir.’ buyuruyorsunuz. Onlardan birini bize gösterir misiniz?” der. Peygamber Efendimiz, “İşte şu!” diyerek manen İmam Gazzali’yi çağırır. Hazreti Musa, “Senin adın ne?” deyince, Hazreti İmam, “Muhammed bin Ahmed bin Muhammed bin Mustafa bin Adem…” der. Musa Aleyhisselam, “Ben bir şey sordum, sen on şeyle cevap verdin; oysa cevabın soruya mutabık olması gerekir.” buyurur. İmam Gazzali, “Efendim, Allah size ‘Elindeki nedir?’ diye sorduğunda, bunun cevabı sadece ‘Bu asamdır’ şeklinde olması gerekirken, ‘O benim asamdır. Ona dayanır ve onunla davarlarıma yaprak silkelerim. Ayrıca onunla daha pek çok ihtiyacımı gideririm.’ (Tâhâ, 20/18) demiştiniz.

Maksadınız Allah Teâlâ ile daha fazla konuşmak değil miydi? Ben de sizin gibi ululazm büyük bir peygamberi bulmuşken konuşmayı uzatmak için dedelerimin de isimlerini söyledim.” der. Bu cevap üzerine, Hazreti Musa, Peygamber Efendimiz’e (aleyhissalâtü vesselam) “Şimdi anlaşıldı, gerçekten de senin ümmetinin âlimleri Beni İsrail’in peygamberleri gibiymiş.” buyurur. (bk. Busrevî, Ruhu’l-Beyan, Bakara, 2/143. ayetin tefsiri/ 1/249)

*Bu, bir Hak dostunun müşahedesine dayanan bir menkıbedir; fakat menkıbelerde asla değil fasla bakılır. İmam Gazzali öyle birisidir. İmam Rabbani ondan geri değildir. Hazreti Pir-i Muğan geri değildir, belki de ileridir. Çünkü o misyonu eda eden insanların kıymetleri biraz da zamanın dehşetine ve eda edilen vazifenin keyfiyetine göre olur.

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy