Kış Baharı Soluklarken…

Yazar Orhan Keskin
web

Kış bahara el verirken son kez; ayaz, yakar çevresini gider ayak, gece en koyu haliyle sabaha nabız atar. Hayatın güzelliklere dönüşü de öyle kolay olmaz dostlar; bir annenin yavrusunu sancılarla dünyaya getirdiği gibi… Dünyada özgürlüğü elinden alınmış, mutlu günlerini hasretle bekleyen güzel insanlar da bir sancı içerisinde kendi baharlarını bekliyorlar.

Türkiye’de daha yeni hayatını kaybeden Sümeyra’nın acı haberiyle sarsıldık. O, Hizmet Hareketi’ne ait bir kurumda öğretmenlik yaptığı için hapse atılan annesine kavuşmayı beklerken bir de kendi hastalıklarına rağmen kardeşlerine de sahip çıkıyordu. Evet bir nisan sabahı hayata gözlerini açamadı 15 yaşındaki Sümeyra… İnancımız tam ki Sümeyra yeni dünyasında şimdiden bir cennet hayatı yaşıyor ve geçici dünya hayatından sonraki ebedi hayatında sevdikleriyle yaşayacağı güzel zamanların müjdesiyle huzur içinde…

Üstadımız geleceğin kahramanları olarak gençlerimize bakın nasıl sesleniyor;

“Neden dünya herkese terakkî dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun? Öyle mi? İşte ben de sizinle konuşmayacağım. Şu tarafa dönüyorum, müstakbeldeki insanlarla konuşacağım.

Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sâkitâne Nurun sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafî-i gaybî ile bizi temâşâ eden Said’ler, Hamza’lar, Ömer’ler, Osman’lar, Tahir’ler, Yusuf’lar, Ahmed’ler, vesaireler!.. Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, “Sadakte” deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım, varsın beni dinlemesinler. Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizin ile konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler Cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır. Biz, hizmetimizin ücreti olarak sizden şunu bekliyoruz ki: Mazi kıt’asına geçmek için geldiğiniz vakit, mezarımıza uğrayınız; o bahar hediyelerinden birkaç tanesini medresemin mezar taşı denilen ve kemiklerimizi misafir eden ve Horhor toprağının kapıcısı olan kalenin başına takınız. Kapıcıya tenbih edeceğiz; bizi çağırınız. Mezarımızdan “Henîen leküm” [Ne mutlu sizlere!] sadâsını işiteceksiniz…”

Asrımızın Hizmet gençleri Üstadımıza teati selamlarını ve manevi çiçeklerini Hocaefendi’nin mezarı başında gönül dilleriyle ulaştırıyorlar ve manevi bir kuşakta “Henîen leküm” sadasını iliklerine kadar hissediyorlar…

Dedik ya dostlar, kıştan sonra gelen bahar sancılarıyla gelirken özgürlüklerle dolu güzel günleri de haber veriyor bizlere. Gönülden inanıyoruz ki sancılarımız olsa da istikbalde güzel insanlar olarak çok güzel günler yaşayacağız, hem bu dünyamızda hem de ebedi hayatımızda… Dünya’ya barış ve özgürlüklerin gelmesi, savaşların sona ermesi ümit ve duasıyla…

Yazarımıza, “[email protected]” mail adresinden ulaşabilirsiniz.

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy