Kaynukalı Saltanatının Zulmü! | Nidai’den

Yazar Hizmetten

Resûlullahın (s.a.v) on üç yıllık Mekke dönemi küfr ile, on yıllık Medine dönemi ise nifakla mücadeleyle geçmiştir…

Bana göre ümmet-i Muhammed’in (s.a.v) geneli, kafir diye diye… münafıklığı unutmuş, (!)  Ve bu unutkanlığın cezasını da ağır ödüyor… Çünkü münafık kafirden eşeddir ve üstelik namaz kılarken yanındaki kişidir!

Nifak bugün bütün İslam dünyasını kaplamış durumda (!) Yöneticilerin bariz çoğunluğu münafık zümresinden (!) Şahsi kanatim İslam dünyasının tamamında son yüzyılda Aliya İzzetbegoviç haricinde saygıyı ve taktir edilmeyi hak eden kimse çıkmadı! Onlar mı çıkmadı, çıkamadı, toplumların gerçek yüzleri mi yönetici olarak karşılarına çıktı, ciddiyetle düşünülmeli!…

Elde olanlar da üretmek yerine tüketiyor, rüşveti “galiba” helal sayıyorlar… Kardeşliği esas almaları gerekirken, şahsi ikballeri için düşmanlıktan besleniyor, gizli kapılar arkasında her mihrak ile her türlü pazarlığa giriyor, Allah’ı dillerine dolayarak din tüccarlığı yaparken; Allah yok gibi yaşıyor ve Allah ile aldatıyorlar!

Birisi Hazreti Ömer’e (r.anh) halife olması dolayısıyla gıpta eden bir yaklaşımla methiyeler sıralayınca, demişti ki; ben bu işten hiçbir kâr beklemiyorum, yeter ki zararlı çıkmayayım!

Müslüman ülkeleri yöneten nifak ehli belli… Onların yakınında olup nemalananları da anlıyoruz… Fakat partizanlık gömleği giydirilmiş fanatikleri anlamak zor… Günümüz Türkiye’si bu fanatikliği son birkaç yıldır yoğun olarak yaşıyor. Türkiye’nin yaşadığı siyasi fanatikliğin en büyük zararını da; ilkeleri olan, bilinçli, üretmeyi seven, fedakar insanlar çekiyor…

Üstat Bediüzzaman Hazretleri siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım derken ne büyük isabet buyurmuş…

Müslüman, komşu, akraba, dost ve insan olarak… birçok ortak paydası olan insanların siyasetin zehri ile zehirlendiklerini görmek ne kadar da acınası hâldir!

Diğer taraftan Kur-an’ın ve Resûlullahın (s.a.v) iyiliği emredip kötülükten nehy eden, kardeşliği vurgulayıp, uhuvveti adeta farz kılan… nice emir ve tavsiyeleri var iken…

“Birbirinizi gerçekten sevmedikçe iman etmiş olmazsınız”
“Mü’minler bir vucudun azaları gibidir”
Buyuruluyorken!…

Kimi der Allah’ın sıfatlarını toplamış lider
Aynı cahillerin dilinde ikinci peygamber
Olur mu yahuu demezler hırsızdan rehber
İslamdan bihaber gafil ki; o halifemizdir der!

İkinci Firavun dediğim hırsız Yezit’in, HAŞHAŞİ diyerek meydanlarda arsızca tepinmesini alkışlayanlar çok geçmeden; yirmi dört saat TV seyrederek muhakemesini yitirmiş hâlde, haşhaştan farksız iftiralar da düşünce dünyalarına doldukça, “söyleneni düşünemeden onaylayan” haşhaşiye dönüştüler! (iftira sahiplerine dönmüş oldu)
Hâl böyle olunca meydanları dolduran haşhaşi yığınları gözleri kör, kulakları sağır, iradeleri ipotek edilmiş olarak her türlü hainliğe hem maşa, hem de sermaye oldular…

İnsan utanır mı!?
Müslümanım diyen;
Hırsızı halife eyleyen!
İmanı bilmez,
Münafığı tanımaz;
Müslüman kardeşinden!
Utanır mı!?
Ben utandım!
Kardeşim dediğim senden…
Haini dost edindin kalleşçe!
Hain vururken;
Sensin bileğimde kelepçe!
Firavun meşrebli hırsız,
Bebeklere zulm eden arsız!
Senin halifen oldu;
Ben ise haksız…

Zindanda yaşamaya mahkum edilmiş 846 bebek var diyoruz (!) Haşhaşiler, ohh olsun diyor (!) On sekiz bin kadın var ve bu insanlar her türlü İblislikle muhatap oluyorlar diyoruz (!) Haysiyet yoksunu deyyus misali sırıtıyorlar!
Birisi de çıkar der ki; yahu müslümana deyyus denmez ayıptır-günahtır (!) Eyvallah müslümana denmez tabi de; bu nasıl müslümanlık diye sorup sadede geleyim!

Allah Resûlü (s.a.v) Medine’ye hicret ettiğinde Medine’de üç gurup Yahudi kabilesi vardı ve bunlardan biri de Beni Kaynuka idi. Bu Yahudiler genellikle kuyumcu idiler ve gün oldu Müslüman bir kadın bunlardan birinin dükkanına gitti. Dükkanda başkaları da vardı ve kadın ile dalga geçmeye alay etmeye başladılar. Birisi de İblis’in maşası oldu ve kadına hissettirmeden, kadının eteğinin ucunu kadının sırtına iğneledi. Kadın dükkandan çıkıp giderken eteği arkadan yukarıda idi ve gülüşmeler başladı. Kadın durumu fark edince bir anda utancından feryadı bastı… Yakında olan Müslüman bir erkek gelip kuyumcu olan Yahudi ile kavgaya tutuştu ve Yahudi öldü. Etraftaki Yahudiler de toplanıp o Müslümanı öldürdü. Olay büyümüş olarak Resûlullaha (s.a.v) intikal etti. Ve nihayetinde beni Kaynuka Yahudilerine savaş ilan edildi… Sonrasında da o Yahudiler Medine’den sürgün olarak çıkarıldı!…

Beni Kaynuka’yı, bir kadının uğradığı taciz sebebiyle çıkan olaydan dolayı savaş ilan edip sürgün eden Resûlullah (s.a.v) bugün zindana atılmış olan 18.000 mü’mineye reva görülenleri… alkışlayanlara (!) benim neler dediğimi duysa idi; bana veya onlara dediklerime ne buyururdu!?

Müslüman kadının başörtüsüne el uzatanlara kurşun yağdıran Sütçü İmam’a sorsam aynı soruyu; o ne cevap verirdi!?

*

Müslümanım diyorsun ya müslüman!
Kendini kandırışına da kendin yan…
Harama uzanan eli kesin diye;
Fermanı varken Cenab-ı Hakk’ın!
Dedin ki, çalarsa da çalsın!
Ayağın kaydı, yıkıldı imanın!

Hırsız israf sarayında saltanat ile;
Sen ise artık Allah’ın uzağındasın!
Boş kalınca zebunu olduğun miden!
Homurdanıp diyeceksin yahu neden!
Nedeni; sensin, hırsızı halife eyleyen!

*

Hucurât Suresi 14.ayette iman iddiasında olanlar ile, imanın kalplerine yerleştiği mü’minlerin farkını sarih olarak ortaya koyuyor… İmanın kalbine yerleşmiş olduğu bir Müslümanın; Allah çalmayacaksın, haram yemeyeceksin, kul hakkı ile bana gelmeyeceksin… buyurduğu hâlde; çalarsa da çalsın diyerek Allah’a muhalefet edip baş kaldırması mümkün değildir!!!

(Birtakım) çöl sakinleri (bedevîler), “Biz de iman ettik.” diyorlar. De ki: “Hayır, siz iman etmediniz. Bu sebeple, ‘Biz, (İslâm idaresine teslimiyetle) Müslümanlar olduk.’ deyin. İman, henüz kalblerinize girmedi.” Ama Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızın mükâfatından hiçbir şey eksiltmeyecektir. Allah, bağışlaması pek bol olandır, (Kendisi’ne itaatte bulunan kullarına karşı) hususî rahmetiyle muamele edendir. (Hucurât Suresi Ayet 14)

twitter.com/Nidaiden

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy