Günümüz Türkiye’sinin en çarpıcı insan hakları mücadelelerinden biri, 2013 yılında başlayan ve giderek şiddetlenen baskılara karşı Hizmet Hareketi mensuplarının sergilediği mücadeledir. Bu zulüm dalgası, önce 17-25 Aralık soruşturmalarını yürüten emniyet ve yargı mensuplarını hedef aldı, ardından eğitimden medyaya tüm toplumsal alanlara yayıldı.
2014-2016 döneminde “paralel yapı” iddialarıyla binlerce polis, hakim, öğretmen ve akademisyen görevden alındı. Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV gibi kuruluşların kapatılması, hakikatin sesini kesmeye yönelik hamlelerdi. Ancak bu baskılar, hareket mensuplarını uluslararası alanda hukuk mücadelesine yöneltti.
Bu mücadelede uluslararası arenada önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bu çalışmalar, mağdurların haklarının korunması ve insan hakları ihlallerinin kamuoyuna duyurulması açısından sembolik zaferler olarak kayda geçmiştir.
Ayrıca, gelişmiş ülkeler nezdinde yapılan çalışmalar, mağdurların haklarının korunmasına yönelik bilgilendirmelerin ve raporların hassasiyetle devam ettiğini göstermektedir.
Bu kazanımlar, tüm zorluklara rağmen mücadelenin sürdürülmesinin, uluslararası toplumun desteğiyle adaletin sağlanacağına dair umut verici işaretlerdir. Elde edilen somut sonuçlar, mağdurların sesinin asla unutulmayacağını ve gelecekte daha adil bir sistem için temel oluşturacağını göstermektedir.
Kolektif Ceza ve Küresel Mücadele
✅ OHAL Uygulamaları: 15 Temmuz 2016 sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL), 110 binden fazla kişinin işten atılması, 50 binden fazla kişinin tutuklanması ve 1.500’e yakın STK’nın kapatılmasıyla sonuçlandı.
✅ Uluslararası Hukuk Hamleleri:
- AİHM’e Kitlesel Başvurular: 2017’de “Türkiye’de Toplu Hak İhlalleri” başlıklı raporla 10 binlerce mağdur adına başvuru yapıldı. AİHM Büyük Dairesi tarafından verilen Yalçınkaya – Türkiye kararı bütün mahkemeler açısından bağlayıcı olmasına rağmen dikkate alınmamıştır. ByLock kullanımı, sendika üyeliği ve banka hesabı açmak gibi eylemlerin açıkça suç oluşturmadığı bir dönemde, geriye dönük şekilde cezalandırıldığı belirtildi. ‘’Suçta ve cezada kanunilik’’ ilkesinin ihlal edildiği ve sendika ve dernek üyelikleri dolayısıyla ceza verilmesinin, örgütlenme özgürlüğüne müdahale olduğu değerlendirildi. Karar, benzer durumda olan on binlerce kişinin davası açısından da emsal niteliğinde olmasına rağmen Türkiye’de uygulanmamaktadır.
- BM İnsan Hakları Konseyi’ne Taşınan Süreç: Özel raportörlerin Türkiye’ye yönelik uyarıları, uluslararası kamuoyunda yankı buldu.
Uluslararası Arenada Hak Arayışı
✅ Strazburg ve Cenevre’deki Çalışmalar:
- 2018 Strazburg Paneli: “Türkiye’de Hukukun Çöküşü” başlıklı etkinlikte, akademisyenler ve hukukçular Türkiye’deki durumu belgeledi.
- BM İnsan Hakları Konseyi’ne Paralel Etkinlikler: 2019’da “Türkiye’de İfade Özgürlüğü ve Adil Yargılama” temalı oturum düzenlendi.
✅ Raporlama ve Belgeler:
- Türkiye’deki Siyasi Baskılar: 2013-2023” başlıklı 150 sayfalık rapor, 20’den fazla ülkenin parlamentolarına sunuldu.
- Freedom House ve Amnesty International, Türkiye’yi “özgür olmayan ülke” olarak sınıflandıran raporlar yayımladı.
Zorluklar ve Psikolojik Mücadele
✅ Motivasyon Kaybı: Uzayan süreçler ve somut sonuç alınamaması, birçok mağduru umutsuzluğa sürükledi. Örneğin, AİHM’in 2020’de kabul ettiği bir davada, Türkiye’nin ihlal kararına rağmen mağdurun hapisten çıkmaması, güven kaybına yol açtı.
✅ Propaganda ve Karalama: Türk hükümetinin uluslararası kurumlara gönderdiği asılsız ‘’terör bağlantılı” dosyalar, mağdurların itibarını zedeledi.
Kazanımlar ve Devam Eden Mücadele
✅ AİHM’den Tazminat Kararları:
- 2021’de Türkiye’nin 12 mağdura toplam 1,2 milyon euro tazminat ödemesine hükmedildi.
- 2023’te AİHM, Türkiye’nin “toplu ihraçların hukuk dışılığı”nı kabul ederek, 214 eski hâkim ve savcıya toplam 4,8 milyon euro tazminat ödenmesine karar verdi.
- 2024’te, 15 Temmuz sonrası tutuklanan 32 gazeteci için ifade özgürlüğü ihlali tespit edildi; Türkiye, her bir mağdura 50 bin euro ödemekle yükümlü kılındı.
✅ ABD ve Avrupa’dan Sert Tepkiler:
- 2022’de ABD Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği “Türkiye’de İnsan Hakları Krizi” raporu, Ankara’yı uluslararası arenada zor durumda bıraktı.
- 2024’te Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin AB adaylık sürecinin dondurulmasını öneren bir kararı 412 lehte oyla kabul etti. Bu kararda, Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik baskıların rolü vurgulandı.
- 2025’te BM İnsan Hakları Komitesi, Türkiye’nin “siyasi motivasyonlu tutuklamaları” kınayarak, 87 mağdurun derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Uluslararası Diplomasi ve Bilgilendirme Çalışmaları
✅ BM ve Bölgesel Örgütlerle İş Birliği:
- Avrupa Konseyi’ne Sunulan Veriler: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yüksel Yalçınkaya davasında verdiği bağlayıcı kararı uygulamamakta ısrar ettiğini ve sistematik insan hakları ihlallerinin devam ettiğini bildirdi.
- OECD İnsan Hakları Çalışma Grubu: 2023’te Türkiye’nin “eğitim ve çalışma hakkı ihlalleri” gündeme taşındı; özellikle ihraç edilen akademisyenlerin durumu protesto edildi.
✅ Gelişmiş Ülkeler Nezdinde Lobiler:
- Almanya ve Fransa Parlamentolarına Sunulan Raporlar: 2023’te Berlin ve Paris’te düzenlenen insan hakları komisyonlarında, Türkiye’deki siyasi tutuklu sayıları ve işkence iddiaları belgelendi.
- Japonya ve Kanada’da Sempozyumlar: 2024’te Tokyo ve Ottawa’da düzenlenen “Küresel Baskılar ve Mülteci Hakları” oturumlarında, Türkiye’den kaçan akademisyenlerin tanıklıkları dinlendi.
Devam Eden Çabalar ve Gelecek Perspektifi
✅ Yeni Hukuki Stratejiler:
- Toplu Davalar ve AİHM Sonrası Süreçler: Yalçınkaya kararının ardından, avukatlar ve hukukçular öncülüğünde “toplu ihraç, keyfi tutuklama ve sivil ölüme terk etme” temelli yeni davalar hazırlanıyor. Bu davalarda sadece mağduriyet değil, “kurumsal ayrımcılık” da vurgulanıyor.
- Ulusal Mahkemelerin Zorlanması: Türkiye’de iç hukuk yolları tamamen tükenmiş olsa da, bazı barolar ve bağımsız yargı üyeleri, AİHM kararlarını gerekçe göstererek yerel davaların yeniden görülmesi için girişimlerde bulunmaya başladı.
Uluslararası Akademik İşbirlikleri:
✅ Üniversite Raporları ve İnsan Hakları Kürsüleri:
- Harvard, Oxford, Lund ve Cenevre Üniversitelerinde, Türkiye’deki insan hakları ihlallerine odaklanan çok sayıda akademik yayın çıktı. Bu yayınlarda özellikle Hizmet mensubu akademisyenlerin ‘bir gecede yok edilen kariyerleri’ ve ‘yurt dışına kaçış süreci’ dramatik örneklerle anlatıldı.
Umut ve Dayanışma: Zulme Karşı Küresel Vefa Hattı
✅ Vicdan Elçileri Ağı:
• 2023’te başlatılan bu ağ, farklı ülkelerde yaşayan gönüllü avukatlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları aktivistlerinden oluşuyor. Bu oluşum, sadece hak ihlallerini belgelemiyor, aynı zamanda hukuki, sosyal ve psikolojik destek sağlıyor.
✅ Kültürel ve Sanatsal Direniş:
• Sürgünde Yazılan Romanlar ve Şiirler: Hizmet gönüllülerinin yaşadıkları dramı ve sabrı konu alan eserler, Avrupa’daki yayıncıların dikkatini çekti. 2024 yılında yayımlanan “Küller Arasında Bir Bahar” romanı, Almanya’da yılın sosyal adalet ödülüne layık görüldü.
- Uluslararası Tiyatro ve Belgesel Projeleri: “Sığınak” isimli tiyatro oyunu, Belçika ve Hollanda’da sahnelendi; 15 Temmuz sonrası yaşanan travmalar, evrensel bir dille anlatıldı.
✅ Dijital Platformlar ve Tanıklık Belgeleri
- Avrupa merkezli STK’lar, 2016’dan bu yana mağduriyet yaşayan binlerce kişinin tanıklığını video, ses ve yazılı formatta arşivliyor. Bu belgeler, ileride kurulacak Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) benzeri bir yargı sürecine temel oluşturmak için hazırlanıyor.
- 2024’te başlatılan “Zulüm Dosyaları: Türkiye” isimli açık dijital arşiv, 8 farklı dilde yayın yapıyor ve her ay ortalama 20 bin ziyaretçiye ulaşıyor.
- Dijital Aktivizm: Twitter’da #TurkeyPurge ve #WeWillNotForget etiketleriyle 5 milyondan fazla paylaşım yapıldı. #JusticeForTurkiye etiketi, 2024’te Twitter/X’te 2,3 milyon kez kullanılarak küresel trend oldu.
✅ Belgesel ve Kısa Filmler:
- 2025’te “Sessiz Çığlık: Türkiye’nin Kayıp Nesli” adlı belgesel, Netflix ve Amazon Prime’da yayınlandı; 1,5 milyon izlenme rakamına ulaştı.
- “Öteki Çocuklar” adlı belgesel, 2024 yılında Cannes World Film Festivali’nde “En İyi İnsan Hakları Filmi” ödülüne layık görülmüştür.
✅ Yerel ve Küresel İttifaklar: Avrupa Parlamentosu üyeleri ve sivil toplum liderleriyle düzenli toplantılar sürdürülüyor.
Türkiye’nin Karşı Hamleleri
✅ AİHM Kararlarını Tanımama: Türkiye, 2023 ve 2024’teki tazminat kararlarını “iç işlerine müdahale” olarak nitelendirerek uygulamayı reddetti.
✅ Propaganda Ağları: Türk devleti, sahte haber siteleri ve Twitter bot hesapları aracılığıyla mağdurların itibarını karalama stratejisini sürdürüyor.
Mağdurların Psikolojik Direnci
✅ Terapi ve Dayanışma Ağları: Avrupa’daki STK’lar, Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan mağdurlar için psikolojik destek programları başlattı. Örneğin, 2024’te Berlin’de kurulan “Yeni Hayat Merkezi”, 500’den fazla mağdura ücretsiz danışmanlık sağladı.
✅ Gençlerin Rolü: Avrupa’da büyüyen ikinci nesil, “Biz Unutmadık!” sloganıyla sokak eylemleri ve dijital kampanyalar düzenliyor. “Unutmadık, unutturmayacağız” sloganı, yalnızca bir söz değil; hukukun üstünlüğüne olan inancın ve insan onuruna saygının manifestosudur.
Mücadele Sürüyor, Umut Yeşeriyor..
Hizmet Hareketi mensuplarının hukuk mücadelesi, 2013’ten 2025’e uzanan bir direniş destanına dönüştü. AİHM ve BM kararları, Türkiye’nin insan hakları karnesini dünya önünde çizse de, asıl zafer mağdurların yılmaz duruşunda saklıdır.
“Haklı mücadele asla yenilmez!” ilkesiyle, adaletin ışığına olan inanç, Cenevre’den New York’a kadar tüm dünyada yankılanmaya devam ediyor.
İnsanlık tarihinde nice karanlık dönemler aydınlık sabahlarla son bulmuştur.
Gönüllülerin yürüttüğü bu sessiz hukuk mücadelesi de, bir gün adaletin terazisini tekrar kuracak güçte bir hakikat manifestosu olarak tarihe geçecektir.