İnsanlığın Celâlden Cemăle Yolculuğu

Yazar Editör

S. APAYDIN – PSİKOLOG / EİNDHOVEN

Kaoslar- düzeni, krizler-fırsatları, afetler ise içsel ve dışsal dönüşümleri getirir.

6 Şubat gecesi Allah’ın Celal isminden gelen deprem afeti içimizde ve dışımızda dönüşüm ve değişim enerjisini başlatmıştı.

İlk günlerde depremde şehit olan birçok can parçasının acısını derinden hissettik yüreklerimizde. Birçok kayıp ve yıkım ile yürekler yangın yerine döndü dağların, denizlerin ötesindeki hicret topraklarında.

Hicret topraklarında günlük telaşlarımızın, hayat enerjimizin yerini hüzün ve gözyaşı aldı.

Yediğimiz yemeklerden, uyuduğumuz rahat uykulardan utanır oldu bir çoğumuz.

Sohbetlerimizin içeriğini yakın akraba- eş-dost kayıpları aldı. Türkiye’de kanayan yaramız olan mağdur kardeşlerimizin durumu, omuzlarımızda vefa borcu olan kardeşliğimizin hakkı birden iki üç misline çıktı.

15 Temmuz depremiyle mağdur olan kardeşlerimiz şimdi de depremzede olmuşlardı.

Acımız, üzüntümüz çoğalarak artarken Türkiye’deki mağdur-depremzede kardeşlerimizin durumları beyinlerimizde kalplerimizde acil alarm sinyallerini çoktan yakmıştı.

Evde oturup suçluluk hissettmek, içsel bir acı yasamak, gözyaşıyla çaresizce ekranlardaki afet sahnelerini izlemek; düşmüş olan enerjimizi iyice düşürüyordu.

Ayağa kalkmak, harekete geçmek, acımızı ve hüznümüzü aktif sabra çevirerek bir şeyler yapmak gerekiyordu.

Gün eyleme geçme günüydü.

Gün Birlik olma günüydü.

Gün hicret topraklarında yeniden ayağa kalkma günüydü.

Artık her akşam gönül arkadaşlarımız ile bir araya gelip

Ne yapabiliriz?

Elimizden en iyi ne gelir?

Herkes olduğu konumda en iyi ne yapabilir?

Diye beyin fırtınası yapmaya başladık.

Zira Ülkemizde gaybubet yaşayan, mağdur kardeşlerimizin durumu git gide ağırlaşıyordu.

Yaşadığımız bölgedeki arkadaşlarımız ile akşamları bir araya gelmeye başladık.

Ortaya çıkan birçok fikir, plan proje hüzünlü gönüllerimize çoktan serinlik üflemeye başlamıştı.

İçimizdeki hüznün yerini ümit, şevk ve bir şeyler yapabilecek olmanın sevinci sarmıştı.

Haftalar süren kermes hazırlıkları bir günde yapılıverdi.

Haftalarca süren yemek hazırlıkları bir günde ayarlanıverdi.

Geceden ikramlar hazırlanıp, sabahın ayazında kermes çadırları, tezgâhları Vira Bismillah ile açıldı.

Onca özel davetle toplanan insan sayısı kendiliğinden birlik hissiyle bir günde akın akın kermes alanını dolduruverdi.

Sanki yağan sekine ile bir el her şeyi kolayca yapıyordu, yaptırıyordu bu birliği deneyimleyen yüreklere…

Sanki onca insanın acısı bir olmuştu ve birliğin gücü, faydayı, hayrı, azmi doğuruvermişti.

Bu sefer birleşen acılar eylemsizliği, depresyonu değil aktif sabrı, aksiyonu doğurmuştu.

İnsanların yüzlerindeki matemi, kaygı ve korkuyu şimdi heyecan, aksiyon ve sorumluluk duygusu almıştı.

Birliğin gücünü, bir gönül olmayı, yaşadığımız bölge olarak bir aile olmayı sanki hiç bu kadar hissetmemiştik.

Bir günde organize olan Ensar ve Muhacir kardeşlerimiz ile yaptığımız ilk kermesimizde bereket ve rahmeti çokça hissettik. Hollandalı ve daha birçok millet tarafından kardeşçe, insanca nasıl kucaklandığımızı hissettik.

Hollandalı halkın samimi katılımları, bizleri aşka şevke getiren tebrik ve teşvikleri, gönülleriyle gönüllerimize mukabil oluşları, bir yerine yüz vererek tezgahlarımıza bıraktıkları bereket ve bolluğu, insanlık icin yaydıkları cömertlik hisleri, kardeşlik hisleri, biz yanınızdayız mesajları, çevre market yöneticilerinin tezgahlarımıza  gelip “biz sizin için ne yapabiliriz? Biz kermesinize nasıl katkıda bulunabiliriz? “Deyişleriyle hayırda ve iyilikte Rabbimin bizleri nasıl da farklı formlar üzerinden desteklediğini hissettirdi.

Hollanda Belediyelerinden “Siz yeter ki yardım etmek isteyin biz yanınızdayız. Elimizden geldiğince sizleri destekleriz” diyerek bizlere verdikleri ücretsiz mekan, çadır, elektrik ve imkanlar ile birçok beldede kermesler açtık Türkiye için.

Geldiğimiz dönemlerde diyalog hizmetleri için onca niyetlere girilmişken şimdi kermes açılımları ile mahalledeki okullara, velilere, çevre, sakinlerine, market yetkililerine kadar her yere yardım vesilesi ile diyalog köprüleri kurulmuştu.

Demek ki afet dediğimiz musibetler süreç içinde nice inkişaflara, nice deneyimlere nice kardeşliğe vesile oluyormuş.

5-6 yaşlarında küçük ellerin temiz simalarin evlerinden en sevdikleri oyuncaklarını “Türkiye’ye yardım” diye tezgahlarda satış yaptıklarına, kumbaralarını kermese bağışlamak icin sıraya girdiklerine, haftalığı olan 2 euro harçlığını sadaka diye anneciğine veren küçük ama ruhu engin gelecek nesillerimizin duyarlı hallerini gördük.

Civanmert anne babaları olan bu cennet meyvelerinin himmetlerini bu küçük yaşlarında görmek nasip oldu çok şükür…

Zor dediğimiz süreçler kolaylık ve huzurla, Rabbe eminlik hisleri ile geçsin…

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy