İnsan Kelimesi Ünsiyetten mi? | Abdullah Aymaz

Yazar Editör
Kur’an-ı Kerim Musa Aleyhisselam ve kavminden uzun uzun bahsetmektedir. Onun sandık  içinde Nil nehrine bırakılması, Firavun’un hanımı Asiye tarafından kurtarılıp sarayda yetiştirilmesi, istemeyerek Kıptî’nin ölümüne sebep olması, Medyen’e Şuayb Aleyhisselam’ın yanına gitmesi ve onun bir kızı ile evlenmesi, sonra Mısır’a dönerken Tur dağı civarında Tuva vâdisinde İlahî hitaba mazhar olmasa, kardeşi Harun’la Firavun’un karşısına çıkması, sihirbazlarla yarıştırılması vs… En son büyük zulümler altında ezilen kavmini Firavunun baskısından kurtarıp Kızıldeniz’e kadar getirilmesi parça parça Kur’an’ın pek çok sure ve âyetinde ele alınmıştır. En çok da Bakara Suresinde…  Peşlerine düşen Firavun ordusu iyice yaklaşınca Musa’nın kavmi  “Eyvah!  Bize yetiştiler!.’  dediler. (Allah’a sonsuz itimadı olan Hz. Musa)  ‘Hayır asla!” dedi. ‘Rabbim benimledir ve O, muhakkak ki, bana kurtuluş yolunu gösterecektir.’  Biz Musa’ya ‘Asânı  denize vur!’  diye vahyettik. Vurur vurmaz deniz yarıldı, öyle ki, birer koridor gibi açılan her yolun iki yanında sular büyük dağlar gibi yükseldi. Ötekileri (Firavun’un ordusunu da ) oraya yaklaştırdık. Musa’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk. Elbette bunda alınacak ibret vardır, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.”  (Şuarâ Suresi, 26/61-67)
Yunus Suresi’nde de şöyle buyuruluyor: “Derken, İsrailoğulları’nı denizden geçirdik. Hemen Firavun askerleriyle beraber zulmederek ve saldırarak peşlerine düştü. Nihayet boğulmak üzere iken ‘İman ettim. İnsanoğullarının inandığı İlahtan başka tanrı yokmuş. Ben de Müslümanlardanım’ dedi. ‘Şimdi mi? Halbuki bundan önce isyan etmiştin, bozgunculardan olmuştun!  Biz de bugün senin bedenini denizden kurtarıp karada bir yere çıkaracağız ki, senden sonra gelecek nesillere ibret olasın.’  Doğrusu insanların bir çoğu bizim âyetlerimizden, ibret alınacak delillerimizden gâfildir.” (10/ 90-92)
İzmir İmam-Hatip lisesindeyim orta ikinci sınıfta da bir öğrenci var. Hepimiz  Kestanepazarı yurdundayız. Pazar akşam üstü mütalaadayız. Bu öğrenci, dînî film diye gittiği bir sinema filmini arkadaşına anlatıyor… İşte “Musa Peygamber kavmini yarılan Kızıldeniz’den, geçirip kurtardı. Ama Firavun, onların arkasından bakakaldı ve sonra ordusuyla geri dönüp gitti.” diyor. Ben hemen “Hüseyin, Firavun’un da arkadan denizin yarılan yerinden peşlerine düşüp sonra suyun üzerine kapanmasıyla boğulduğunu Kur’an söylüyor.” dedim.  “Yok… Yok… Boğulmadı. Filmde öyle gördüm.” dedi. “Sen bir İmam-Hatiplisin… İnsan Kur’an’ın bir âyetini veya  bir cümlesini  inkâr etse  ne olur?” diye sordum… Dedi ki:  “Dinden çıkar. İmansız olur.” Sonra ben de  “Peki sen şu anda Kur’an’ın kaç cümlesini birden inkâr ettin, farkında mısın?” dedim. Şaşırdı. “Sen insanların çektiği bir filmi, Kur’an’dan üstün tutup, filme inanıyor ama Kur’an’ı inkâr etmiş oluyorsun” dedim. Şaşırdı… Düşündü, düşündü… Sonra “Abi, haklısın.” dedi.
“İnsan” kelimesi kök olarak nisyandan  yani unutmaktan gelir. Yani insan demek unutkan varlık demektir. Ama “insan” kelimesi köken itibariyle ünsiyetten de gelebilir. Ünsiyeti esas alırsak ülfet ve ünsiyet eden bir varlık mânasına gelir. Onun için insan, ilk ünsiyet ettiği şeyi esas kabul eder. Hadis-i şerifte buyurulduğu üzere “Her çocuk yazılmamış bembeyaz bir kağıt gibi İslam fıtratında tertemiz olarak doğar. Sonra anne babası ve içinde bulunduğu toplum  onu inanç ve anlayış olarak şekillendirip biçimlendirir.” meâlinin ifade ettiği gerçekle karşı karşıyadır. Onun için her hususta çok dikkatli olmalıyız. Çünkü yanlış şeylere ünsiyet edip onlar zihnini doldurursa, o yanlışları söküp atarak doğrusunu yerleştirmek çok zor olur. Bir yere çakılmış ve paslanmış bir çiviyi sökseniz bile yerine yenisini çakmak için, pasları temizlemek müsait olduktan sonra doğru çiviyi çakmanız icap eder. Onun için her şeyden önce doğruyu öğretmemiz ve o temiz zihin ve hafızalar hakikatları kazıyıp nakşetmek gerekir.
Saf güzelliği temsil eden çocuklarımızın temiz kalbleri her şeyden önce doğru ve güzel esas ve prensiplerle tanışmalı ve onlarla ünsiyet etmelidir…
Kaynak: Abdullah Aymaz | Samanyoluhaber

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy