Hizmet Kervanının Necla Ablası | İSMET MACİT

Yazar İsmet Macit

 

Hicret kervanının çalışkan ablası Necla Kervancı Abla’nın ardından…

Mekke’yi yöneten çetenin zulüm olup müminlerin üzerine aktığı yıllar… gecenin ayrı gündüzün ayrı iniltisi yürekleri kanatırken, Gözyaşı Vadisi isminin hakkını verircesine sahabenin gözyaşlarıyla ıslanmakta… Sümeyyeler işkencelerle şehit edilip toprağa karışıyor, Yasirler hakikati haykırdığı için küfrün mızrakları ile paramparça ediliyordu. Habbablar demir gömleklere sarılıp çölün alevlerine terkediliyor ve derile kavlayana kadar orada tutuluyordu…

Mekke tiranları, zulüm üstüne kurdukları zakkum misal sistemleri kurumasın diye onu mazlumların kanı ile suluyorlardı.

İslam’ın altıncı yılında Efendimiz (sav) arkadaşlarını toplayıp:  Siz bâri yeryüzüne dağılın. Allah Teâla sizi yine bir araya getirir” buyurdular.

Sahabîler: “Yâ Resûlallah, nereye gidelim?” diye sorunca, mübarek eliyle Habeşistan`ın bulunduğu tarafı işaret ederek: “Siz Habeş ülkesine gitseniz iyi olur. Habeş hükümdarının yanında hiç kimse zulme uğramaz. Orası doğruluk yurdudur. Umulur ki, Allah, sizi orada ferahlığa kavuşturur” buyurdu.

Kendi ülkelerinde gurbet yaşayan müminlerin kaderine şimdi de beldelerinden ayrılıp deniz aşırı bir ülkeye göç düşmüştü… araya hasretler, özlemler, ayrılığın acısı düşecekti ama orada dinlerini mümince-insanca yaşayabileceklerdi..

Bu göçle din kıtalar ötesine geçecek, bir devlet yeni ortaya çıkmış dini resmen tanıyacak, bir devlet başkanı (Necaşi Ashame) hicretin mahzun yolcularını bağrına basacak ve “onları bize ver” diyen Mekke’nin temsilcilerine “önüme altından dağlar yığsan da (bu emanetleri) sana vermeyeceğim” diyecekti…

Ülkelerinde her türlü sıkıntıya katlanan sahabe, şimdi sahibinden gelen emirle memleketlerini terk etmişler ve adlarını ilk hicret kervanına yazdırmışlardı.. İlk muhacirlerden biri de Hz Osman ve eşi Efendimiz’in (sav) kızı Hz Rukiye annemizdi…

Katâde (r.a) anlatıyor: “Ailesi ile birlikte Allah yolunda ilk hicret eden Osman b. Affan´dır. Ben, Nadr b. Enes´ten duydum. O da babası Enes´ten, şöyle anlatırken duymuş:
“Osman b. Affan ile hanımı Rukiye, Habeşistan´a gitmek üzere yola çıktılar. Allah Resulü kendilerinden haber alamayınca sokağa çıkıyor, onlardan haber bekliyordu. Derken bir gün Kureyşli bir kadın: “Ya Muhammed, damadını gördüm, hanımı da yanındaydı” dedi. Efendimiz: “Peki durumları nasıldı?” diye sordu. “Hanımını, yürüyemeyecek derecede zayıf olan şu cılız hayvanlar gibi bir eşeğe bindirmişti; kendisi de eşeği önden çekiyordu” dedi. Allah Resulü: “Cenab-ı Hak ikisinin de yar ve yardımcısı olsun. Osman, Lût aleyhisselam´dan sonra ailesiyle birlikte hicret eden ilk Müslümandır” buyurdu.”

O ilk kervan yola çıktığından beri hicret hiç bitmedi. Hakikati temsil edenler her devirde kötülük imparatorluğunun zulmüne maruz kaldılar. Sessiz yığınlardan cesaret alan menfaat şebekeleri iyiliği hayat felsefesi haline getirmiş olanlara daima saldırdılar.

Bugün Anadolu’da bozkırlar ortasında yapayalnız bırakılan Hizmet erleri örneği az bulunan bir zulme maruz kalınca ilk hicret kervanının arkasına düşüp devrin Habeşistanlarına hicret ettiler. O kervanın şanlı ve şanslı yolcularından biri de Kervancı Ailesi idi…

Muhterem Ali Kervancı abi de eşi Necla ablayla birlikte örnek aldıkları Hz Osman ve Hz Rukiye annemiz gibi Güney Afrika’ya hicret ettiler. Kervancı ailesi orada yaptırdığı külliye ve koşturmaları ile yöre halkının gönlünde taht kurdular.

Necla abla, Ali abinin Hizmet adına attığı her sevaba ortaktı. Tıpkı Hz Ebu Talha’nın eşi Ümmü Süleym annemiz gibi. Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla «birr»e (yani hayrın kemal noktasına) eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92) ayeti nazil olduğunda Hz Ebu Talha, Beyruha ismini verdiği ve içinde 600 hurma ağacı ve Medine’nin en tatlı suyunun bulunduğu bahçesini infak etmişti. Bahçeye gittiğinde eşi orada idi ve oradan çıkmasını ve bahçeyi infak ettiğini söyledi. Eşi ise kendi adına mı ikimiz adına mı diye sorunca, ikimiz adına cevabını almadıkça oradan çıkmamıştı.

Ali abi ve Necla abla, asr-ı saadetten sarkmış cömertlik ağacının dalı gibiydiler. Hizmetin ta ilk dönemlerinden itibaren fedakarlığa mana verecek bir hayat yaşayıp sahabece hizmet ettiler ve hizmetlerini hicretle taçlandırdılar.

İşte böyle imrenilecek bir hayat yaşayan Kervancı ailesinin annesi, Güney Afrika’nın ve Hizmet’in Necla ablası hicret beldesinde Rabbine yürüdü. Son bir yıl birlikte hemen her hafta yaptığımız siyer sohbetlerinde beraber olduk… O çok sevdiği Peygamberi (sav) ve sahabelere kavuşup Rabbine Hicret beldesinden kanat çırparken başta Ali Abi ve çocukları olmak üzere hepimizi öksüz bırakıp varıp ulaştı sonsuzluk kervanına…

Hizmet kervanının Necla Ablası,

Bize nasıl hizmet ediliri yaşayarak öğrettin…

Gözün arkada kalmasın…

Binlerce Necla abla namzedi hicret beldelerinde sizden öğrendikleri şekilde koşturuyorlar, koşturacaklar…

Bak dünyanın dört bir yanından Fatihalar da sağanak sağanak kabrine akıyor…

Kabrin pür nur, mekanın cennet olsun…

 

 

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy