“Farklılıklarımız Zenginliğimiz” | Esra Kaya

Yazar Editör

 

Kâinat kitabı… Kitapların en ilham vericisi… Onda gördükleri, insanoğlunu
öyle hayretlere gark etmiş ki onu taklit etmekten kendini alamamış. Helikopter,
yusufçuk kuşuna öykünmüş mesela. Lotus bitkisinden yola çıkarak tasarlanan kir
tutmayan dış cephe kaplaması, hakkını teslim etmek lazım, orijinal bir fikir. Ya
teleskoba ne demeli? Arının gözlerinden mülhem altıgen tasarlanınca en geniş
görüş açısına kavuşmuş.

Peki kâinat kitabından sadece işimize gelenleri mi esinleniyoruz, diye
düşünmeden edemiyor insan. Örneğin, kainatta gördüğümüz çeşitlilik; ahenk ve
düzene engel olmuyor. Karmaşadan inanılmaz bir ritim oluşuyor. Aynı protein
çorbasından yaratılmış kimi uçan kimi sürünen kimi yüzen kimi yürüyen
hayvancıklar mesela… Yeryüzünde bir çeşit hayvan olabilirdi aslında ama neden
olmadı?

Acaba buradan almamız gereken bir mesaj mı var? Hepsi aynı görünen kar
kristalleri ,tıpkı parmak izi gibi, hiçbiri birbirine benzemiyor. Neden aynı değiller
ki? Onlar bir yana insanlar da farklı renklerde, farklı cüsselerde, farklı simalarda
değil mi? Mesela namaz esnasında Kâbe etrafında saf tutmuş insanları, yüksekten
çekilen fotoğrafta, dizilmiş inciler gibi muntazam ve aynı görürsünüz. Yakına
gelince ise renklerinden, namaz kılma şekillerine birbirinden tamamen başka
insanlarla karşılaşırsınız.

Allah-u Teala, bunun hikmetini Kur’an-ı Hakîm’inde şöyle açıklıyor: “Ey
insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve
kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki
Allah’ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya
da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen
ve haberdar olandır. „(Hucurat,13)

O zaman nedendir bu tahammülsüzlüğümüz? Kendimize mi güvenmiyoruz
yoksa ya da korkularımız mı var bilinçaltlarımızı esir alan? Yetmiş, seksen yıllık bir
ömürcük için şu birkaç milyar yaşındaki küreyi başkalarına zehredip yetmezmiş
gibi bu kini çocuklara, torunlara miras bırakışımız neden?

Bunları niye mi uzun uzun anlatıyorum? Duyduğumuz, gördüğümüz binlerce
olumsuz yaşanmışlığın ardından karamsarlığa kapılmaya ramak kala bir afiş düştü
önüme. Afiş IFLC’ye aitti. Yaptığı etkinliklerle farklılıklarımızın zenginliğimiz
olduğunu bize aynelyakin anlatan harika bir organizasyona…

Son on küsur yıl gözümün önünde canlandı. Kâh stadyumlarda kâh ekran
başında yaşadığımız coşkuyu… İçimize dolan ümitle karışık heyecanı… Neşeyle
hüzün arasında sarkaç gibi gidip gelen hallerimizi… Sanatın ruhları etkisi altına
alan gücüne, insanları bir müşterekte buluşturma ideali eklenince tadından
yenmez anılar kalıyor geriye, iyi ki yaşamışım dedirten… Dile kolay on yedi farklı
ülkeden çocuklarla yola çıkıp yüz altmış ülkeye ulaşan muazzam bir renk paleti
bu.

Gençlik yıllarına dönmek ister bazen yetişkinler. Ben onlardan değilim ama
sırf bu güzel etkinliğin parçası olmak adına yeniden ilk gençlik yıllarıma dönmek
isterdim. En azından Mart ayının ortasına kadar şarkı, şiir, resim, kısa film,
fotoğraf gibi pek çok alanda yapılan ilk aşama Kültür ve Sanat Festivali’ne
katılmayı muhakkak isterdim. Ama dönemeyeceğim için yapabilenlere, “Siz ne
olur katılın ve bu heyecanı bize muhakkak yeniden yaşatın!” diyorum.

Hizmetten | Esra Kaya

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy