Demek gidiyorsun ey Sevgili!
Bu gün son gecemiz.
Yarın gece yoksun ve bizden ayrılıyorsun.
Bir hüzün çökecek günlerimize, gecelerimize ve yüreklerimize.
Her gelen gider, her konan göçermiş.
Her yeni eskir, her doğan ölürmüş.
Her bahar gider, çiçekler solar, sonra hazan mevsimi olurmuş.
Şimdi gidişinle bir kere daha bu gerçeği hatırlattın bizlere.
Demek son gecemiz, gidiyorsun ve yüreğimize ateşler salıyorsun.
Halbuki ne çok alışmıştık sana.
Hüzünlü bir türkümüzü hatırlattı bu son gece bana.
“Kınayı getir aney,
Parmağın batır aney,
Bu gece misafirem,
Koynunda yatır aney”
Ey Kur’an ayı! Ey şehri mübarek!
Bu gece misafirsin, bu gece son gecemiz.
Bizi koynunda yatır bu gece,
Bir kez daha sarıp sarmala, tüm sıcaklığınla, tüm şefkatinle.
Kim bilir bir daha kavuşmak var mıdır kaderde?
Ey sevgili, ey ayların sultanı!
Evlerimizin en aziz misafiriydin.
İftarınla, sahurunla, teravih ve oruçlarınla ne de çok şey kattın hayatımıza.
Bereketler yağdırdın sofralarımıza,
Kur’an, dua ve mukabelelerinle ayrı bir ruh üfledin gönül dünyamıza.
Yavrusuna hasret şefkatli bir anne gibi çok uzaklardan geldin.
Ama ne çok şey getirdin bizlere,
Etekleri, kucakları dolu dolu geldin.
Hazinelerle, mücevherlerle çaldın kapımızı.
Eli boş gidilmez gidilen yere diyerek.
Ve eli boş gelmedin.
Gecemizde ayrı gündüzümüzde ayrı ilahi lütuflar, ikramlar yağdırdın üzerimize.
Rahmet yağmurları gibi yağdın usulca,
Tozumuzu toprağımızı sildin, saçımızı başımızı düzelttin.
Bir yıllık kir ve pasımızı yıkadın mağfiret yağmurlarıyla,
Bozulan fıtrat ayarlarımızı gözden geçirdin.
Gevşeyen kulluk vidalarımızı bir kere daha sıktın iyice,
Kur’an’a giden yollardaki toz ve dikenleri temizledin,
Bizi Kur ’anla kucaklaştırdın bir kez daha,
Hızlandırılmış bir ruh ve nefis eğitimine aldın bizleri,
Bize okul oldun, bize muallim oldun,
Çok şeyler öğrettin, çok şeyler kazandırdın az zamanda.
Cennetin kapılarını açtın, dualara icabet kapılarını açtın her gece.
Kuruyan ve tıkanan cömertlik kanallarını temizledin.
Gönülleri fedakârlıkla coşturdun.
Gurebanın yüzünü güldürdün, fukaraya bayram yaşattın.
Karanlık gecede doğan bir ay gibi bağrında bir ömre bedel Leyle-i Kadir ile geldin.
Yanağımıza kondurduğun bir buse ile bize yeni bir can yeni bir hayat oldun.
Yeni bir diriliş üfledin bizlere.
Ey Sevgili! Ey şehr-i mübarek!
Demek son gecemiz, demek gidiyorsun.
Ey sevgili! Seni kırdıysak, seni üzdüysek, kadir ve kıymetini tam bilemediysek ne olur affet bizleri.
Davacı olma bizden o mahşer gününde
Sana layık olamasak da inan ki biz seni seviyoruz, biz sana sevdalıyız.
Bin hasretle yolunu gözleyeceğiz.
Elveda! Elveda! Elveda!
Ey şehr-i mübarek, ey şehr-i Ramazan.
Kaynak: Muhammet Aydoğmuş