DERLEYEN: AKADEMİ DUISBURG
Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz ibadetlerde devamlılık ve canlılık hakkındadır.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de; وَاعْبُدْرَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ Sana ölüm gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et buyrulmaktadır. (Hicr:15/99)
Efendimiz (s.a.s): أَحَبُّ الْأَعْمَالِ إِلَى اللهِ تَعَالَى أَدْوَمُهَا وَإِنْ قَلَّ “Amellerin Allah’a en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” Buyurmuştur. (Buhârî, rikâk 18)
Bir ibadet mevsimi olan Ramazan ayını; oruç, teravih, mukabele, itikaf, infak ve ikramlarla değerlendirmeye çalışarak bayramı idrak ettik. Ramazan, ibadet hayatımız açısından yoğun geçti. İbadet hayatımıza ait kazandığımız bu kıvamı, Ramazan’dan sonra da nafile oruçlarla, geceleri kılacağımız teheccüd namazıyla, evradü ezkârla, çaresizlerin çaresi olmakla sürdürmeye gayret etmeliyiz.
Peygamber Efendimiz (s.aa.s) buyururlar ki: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş olur.” (Müslim, Sıyâm 204; Tirmizî, Savm 53) Hadisi şerifin işaret ettiği gibi Ramazan’dan sonraki ay olan Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır.
Bedenin ihtiyaçları gibi ruhunda ihtiyaçları vardır. Her gün bir miktar Kur’ân okuma ve değişik dualarla niyazda bulunma Allah ile irtibatımız açısından çok önemlidir.
Cenâb-ı Hak: “Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin, O’nu sık sık anın. Sabah akşam O’nu takdis ve tenzih edin.” (Ahzab, 33/41-42) buyurmaktadır.
İyi birer kul olabilmemiz için teâvünü, birbirimize yardımcı olma düsturunu çok iyi işletmeli ve birbirimize hayırhahlık yaparak hayırlı islere teşvik etmeliyiz.
Birbirini tanıyan, bilen insanlar değişik gruplar halinde dua okuyabilirler. Bir heyet halinde okuyunca, herkesin amel defterine o okumanın bütününden hâsıl olan sevap yazılır.
Bir mü’min, bazen kitaplara müracaat ederek, bazen selef-i salihînin bereketli hayatlarını mütalaa ederek, bazen tefekkürle, bazen sohbet-i Cânan’la, bazen de evrad ü ezkârla sürekli imanını canlı tutma ve yakînini arttırma peşinde olmalıdır.
Biz, kendi değerlerimizi tabiatımızın bir derinliği hâline getirmek istiyorsak, beslenme kaynaklarımızla aralıksız bir iştigal içinde bulunmaya çalışmalı, oturup kalktığımız her yerde sohbet-i cânan demeli ve bütün konuşma ve sohbetlerimizi bunlar üzerinde örgülemeliyiz.
Öte yandan başkalarının dirilişine yardım edersek, aynı zamanda diri kalmamıza da yardım etmiş oluruz.
Bir heyet içindeki bütün insanların aynı anda pörsümesi ve çökmesi mümkün değildir. Mutlaka onların içinde her zaman olmasa da günün bazı parçalarında canlılıklarını devam ettiren insanlar vardır. Dolayısıyla o heyetin fertleri kendi canlılıkları nispetinde bir örfaneye iştirak ediyor gibi bir araya gelir ve baş başa verirlerse birbirlerine hayat üfleyebilirler. Tıpkı namaz saflarındaki insanların hâl ve tavırlarının diğerlerini etkilemesi gibi hiç şüphesiz bunun da o heyet içerisinde çok önemli bir tesiri olur.
Cenâb-ı Hakk’ın inayetinin, yardımının, ihsanının gelmesi için riayet edilmesi gereken önemli kurallardan biri de rızasına ulaşma istikametinde sarf edilen ibadetlerin, gayretlerin devamı ve sürekliliğidir. Allah’ın bize olan muamelesi, bizim Allah’a olan kulluğumuzdaki kıvam ve devam ölçüsünde olacaktır. İnsanın ibadet ü taate sabır, sebat, azim ve kararlılıkla devam etmesi mârifete açılma adına çok önemlidir.
İnsan Allah’a kulluk konusunda ciddî cehd ü gayret sarf ederse, Allah da ona yardımcı olacaktır.
“Sen Mevlâ’yı seven de, Mevlâ seni sevmez mi?
Rızasına iven de(istersinde), Hak rızasın vermez mi?
Sen Hakk’ın kapısında, canlar feda eylesen,
Emrince hizmet etsen, Allah ecrin vermez mi?”
Ramazan’ın gelip geçtiği gibi ömür de geçip gitmektedir. Akıllı kişi ölümden sonrası için hazırlık yapan ve Rabbinin huzurunda hesap vereceği güne hazırlanan kimsedir.
İnsanın değişikliğe uğrayıp çürümesi, âheste âheste ve fevkalâde sessizce cereyan eder. Hatta bazen, küçük bir gaflet, kafileden az bir ayrılış, zayi olup gitmeye sebebiyet verebilir. Ne var ki, böyleleri, kendilerini hep aynı çizgide ve mevzilerinde gördüklerinden, çok defa minare gibi bir zirveden kuyunun dibine düştüklerinin farkına bile varamazlar!
“Oruç bitti. Vazifemizi yaptık. Bundan sonra istediğimiz gibi, ölçüsüz, sınırsız yaşayabiliriz.” gibi düşünceler aklımıza gelebilir. Ancak Müslüman olarak istediğimiz gibi serbestçe yaşayacağımız yerin ahiret hayatı olduğunu biliyoruz. Burası sınırlı ve sonlu bir dünyadır. Sonu olan bir dünyada ölçüsüz yaşamak, sonsuz dünyayı kaybetmenin sebebi olmamalı deyip Ramazan’dan sonra da ahiret hayatını kazanacak amellere devam etmeli, bizi Rabbimizden uzaklaştıracak şeylerle aramıza mesafe koymalıyız.
Kâmil bir mü’min hem Hakk’a kulluğunda hem de halkla münasebetlerinde hep vefâ ve sadâkat peşinde olur. O, sadece belli vakitlerde ibadet eden bir insan olmakla yetinmeyip, bütün ömrünü kulluk şuuruyla değerlendirir, her an ibadet ediyormuş gibi yaşar. Allah’a karşı vefalı davranan bir insan, zamanla aile ve sosyal hayatında da tam bir “vefa abidesi” durumuna yükselir. Bu duyguyla, sılayı rahimi gözetir; herkese yardım eli uzatır; zekatını ödemekten asla kaçmaz; hatta sadaka vermeye ve infak etmeye hiç doyamaz.
İbadetlerde olduğu gibi hizmetlerde iyi bir temsil ve devamlılık ister. İyi bir temsil -hele bir de devamlı olursa- tesirsiz kalmaz. Sürekliliği bulunan bir temsil mutlaka çevreye de yansıyacak ve hüsnükabul görecektir.
Hz. Bediüzzaman’a hizmet etmiş talebelerden bazılarıyla birlikte kalan, onları yakından görme ve tanıma imkânı bulan birisi şöyle diyor; Bu süre zarfında onların namazlarını özene bezene kıldıklarına, evrad u ezkârlarında kusur etmediklerine, hiç aksatmadan gecelerini ihya ettiklerine, abdestlerinde çok dikkatli olduklarına, her birisinin temizlik ve nezafet erbabı olduğuna şahit oldum. Çünkü onların arkasından gittikleri zat, bütün bu hususlarda fevkalâde dikkatliydi. O, bütün ömrünü çok ciddi bir kulluk şuuruyla geçirdiğinden bu tavrı çevresine de aksetmişti. Temsilde temadi tesirsiz kalmaz. İsterseniz bunu bir kaide olarak kabul edebilirsiniz.
Ne mutlu bir ömür boyu istikamet üzere kulluk vazifesine devam edenlere, müjdeler olsun iman edip salih amel işleyerek birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlere.
IBADETLERDE DEVAMLILIK VE CANLILIKhutbe 28.04.2023