Bir yaz günü iki tarafı ağaçlı bir yolda oğlumla yürüyordum. Hava çok sıcaktı. Ceketimi çıkarmış, omzuma atmış, elimle yakasından tutmuştum. O zaman altı yaşında olan oğlum:
— Baba, dedi. Ben de yan bakan adam olayım mı?
Şaşırmıştım. Ne demek istiyordu? Belki birkaç saniye içinde nice cümleler geçti aklımdan. Benim ceketi tutuşumdan anlam çıkarmıştı. Muhtemelen bir filmde ceketi omzuna atıp, “Heeeyyt, var mı bana yan bakan” diye nara atan birisini görmüştü. O gün çok üzgün ve acılı bir günümdü. Benim ceket tutuşumun onun küçük dünyasında yaptığı çağrışım üzerine sorduğu soru sanki espri gibi gelmişti bana.
— Olabilirsin oğlum, dedim.
Hemen hırkasını çıkardı, parmağına taktığı gibi omzundan sırtına doğru sarkıttı. Acaba o anda ne hissetmişti? Baba oğul dünyaya meydan okuyacak iki yiğit mi görmüştü bizi, bilmiyorum. Ama daha önceden de bildiğim, fakat o gün acının ortasına düşen bir tatlı gibi daha da zihnimde perçinlenen bir gerçek vardı:
Çocuklarımız tarafından çok iyi izleniyorduk! Hem de tepeden tırnağa, her şeyimizle. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, konuştuğumuz, ağladığımız, güldüğümüz ne varsa, her şeyimizle kontrol altındaydık. Hem izleniyor, hem kaydediliyor, hem de taklit ediliyorduk.
Şurası kesin ki, bütün insanlar okuduğundan ve dinlediğinden ziyade gördüğünü önemsiyor, gördüğünden etkileniyordu. Özellikle çocukların en çok etkilendiği iki isim, anne ve babaydı.
Bu bakımdan çocuklarını seven ve önemseyen anne ve babanın “iyi bir model olmaya çalışmaları” yapacakları en önemli ve en etkili eğitim metodudur.
KUR’AN’DA MODEL İNSANLAR
Kur’an’daki peygamber kıssaları “model insan” ihtiyacına cevap veren muhteşem örneklerdir. Onların şahsî ve ailevî hayatları, insanlarla ilişkileri, karşılaştıkları imtihanlardaki tutumları “modellenecek en güzel örnekler” şeklinde sunulmuştur.
Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Yunus, Hz. Eyyub, Hz. Yusuf, Hz. Süleyman, Hz. Musa, Hz. İsa (aleyhimüsselâm) ve daha nice peygamberin Kur’an’da yer alan kıssaları, hayatımıza rehber olacak örnek davranışlarla doludur.
Bunları çocuklarımıza güzelce anlatmak, detaylandırmak, yorumlamak, dersler çıkarmak son derece önemlidir, ancak yetersizdir. Çünkü etkili eğitim için peygamberlerin örnek hayatını güncelleyerek yaşamaya çalışmak, onların muhteşem hikâyelerinin bu çağda da modellenebileceğini göstermek gerekir.
Her anne baba, Hz. İbrahim’in tevekkülünü ve misafirperverliğini, Hz. Yusuf’un iffetini, Hz. Eyyub’un sabrını, Hz. Hacer ve Hz. İsmail’in teslimiyetini, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın iffet, zühd ve takvasını elinden geldiği kadar sergilemeye çalışırsa çocukları üzerinde etkili olabilir.
ALLAH’I SEVMENİN GÖSTERGESİ
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hayatı ise sanki geçmiş tüm nebilerin hayatının özeti ve kıyamete kadar gelecek insanların yaşayışlarına da ölçüler sunan bir model gibidir. Burada da önemli olan onun muhteşem ahlâkını ve hayatındaki örnek davranışlarını anlatmakla yetinmeyip aynı zamanda onun merhamet, af, tevazu, yardım, hilm, hoşgörü, paylaşma, sıdk gibi özelliklerini kendi hayatımızda yaşayarak göstermektir.
Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizim için en büyük modeldir. Rabbimiz onun bu özelliğini anlatırken, “Andolsun ki, sizden Allah’a ve ahiret gününe kavuşacağını uman ve Allah’ı çok zikredenler için Allah’ın Resulünde üsve-i hasene (en güzel bir örnek) vardır” buyurur. (Ahzâb: 21)
Ayrıca ona uymak Allah sevgisinin önemli bir göstergesidir. İşte İlâhî beyan ve emir:
“De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok mağfiret eden, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmran:31)
İşte Kur’an’da defalarca “Allah’a ve Resulüne itaat edin” buyrulmasının sırrı budur. Çünkü Kur’an’daki ve Resulullah’ın (s.a.v.) hayatındaki örnek davranışlar hayatımızın bütününü kavrayacak kadar geniş ve detaylıdır.
KENDİNİ EĞİTMEYEN ÇOCUĞUNU EĞİTEMEZ
Eğer insanlığı büyük bir aile, peygamberleri de bu ailenin reisi kabul edersek, anne babaya düşen rol, davranışlarıyla nebileri temsil etmektir. Çünkü çocukların ilk öğretmenleri anne babalardır ve çocukların ilk ve en önemli öğrenme metodu “taklit etmek”tir.
Ebeveynler çocuğunu eğitmek ve düzeltmek için önce kendilerini ıslah etmek zorundadırlar. Çocuklarına yaptığı tavsiyeler üzerine, “Ama sen de yapmıyorsun” sözünü duyan anne babanın, “Sen bana değil, Peygamberimize bak” sözü boş ve etkisiz bir lâftan öteye geçemez. Çünkü çocuğun cevabı hazırdır: “Sen niye Peygamberimize bakmıyorsun?”
Bunun için çocuğunu iyi bir okula veya dershaneye verip terbiye görevini yaptığını sanan, problem çıkınca rehber öğretmenden veya psikologdan mucizeler bekleyen anne ve babalar önce kendileri “model insan – model aile” sorumluluklarını yerine getirsinler. Sonrası daha kolay olacak, ama sorumluluk ve görev ölene kadar devam edecektir.
TARİHİ ŞEREFLENDİREN MODEL İNSANLAR
Rabbimiz, söylediklerini yaşayan “model insanlarla” insanlık tarihini süslemiş, güzelleştirmiştir. Onlar, “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?” hitabından tir tir titremiş, özü sözü uyumlu, kavliyle fiili kol kola, hedefleriyle gayretleri at başı giden örnek şahsiyetlerdir. Başta sahabeler olmak üzere ilmiyle amel eden âlimler, imrenilecek hayat yaşayan evliyalar, iman ve Kur’an hizmetine koşan kahramanların hayatı evlatlarımıza model olacak kıymettedir.
İşte çocuklarımıza onları tanıtıp hayatlarını ve ibret alınacak hallerini müzakere ederek onları modellemeye teşvik etmeliyiz ki, küçük dünyalarında kendileri için büyük hedefler belirleyebilsinler.