Cemaat çıktı, size afiyet olsun! | Mahmut Akpınar

Yazar Hizmetten

Cemaat çıktı, memleket hırsızlara, yolsuzlara, din tüccarlarına, suç şebekelerine, (gerçek) darbecilere kaldı!

Tek Parti döneminde üretildiğini düşündüğüm, din adamlarını aşağılayan, yakışıksız bir hikaye vardır. Hikayeye göre adamın bostanına bir öküz, bir de hoca girer. Adam oğluna: “Git, önce hocayı çıkar, öküz karnı doyunca çıkar; ama Hoca doymak bilmez” diye tembihler.

Her ne kadar AKP ve Diyanet din adamlarını gerçekten hikayedeki hoca tipine dönüştürse, İslami/ahlaki kural tanımaz, güç karşısında secde eden din adamı modelini teşvik etse de hikaye kabul edilebilir değil. Ne var ki aktörleri değiştirilerek aynı hikaye pek çok kesime/duruma uyarlanır.

Hizmet Hareketi son dönemde herkes tarafından ötekileştirildi, dışlandı, aşağılandı. Hayatında trafik suçu bile olmayan, sicili tertemiz insanlar bütün suçların faili olarak sunuldu. Adeta, Hz. Ademden bu tarafa ortada kalmış ne kadar faili meçhul suç, cinayet varsa Cemaate yüklendi. Nasıl olsa bir kara çalınmıştı ve kimsenin savunmaya cesareti yoktu. Savunmaya kalkanı da kodese tıkıyor susturuyorlardı.

Cemaat gökten inmiş bir topluluk mu? suç işleyemez mi?

Elbette işleyebilir.

Her toplumsal kesim gibi onların içinden de suçlular, kötüler hatta katiller çıkabilir. İslam hukukunun ve modern hukukun en temel esası olan “suçun şahsiliği” ilkesi gereği suça bulaşanlar bulunur ve cezalandırılır. Ama “irtibat” ve “iltisak” diye suç uyduramazsınız! Çocuğunu okula göndermeyi, bankaya para yatırmayı, sendikaya üye olmayı, sarma sarmayı, maklube yemeyi “terör delili” kabul edip 6 yıl 3 aydan başlayan cezalar veremezsiniz!

Bazı dostların Cemaatin başarısız olduğu, hata yaptığı bazı konuları üretilmiş suçlamalarla bulamaç hale getirip sunması ayrı bir bahsin konusu.

Cemaat uzaydan inmiş bir topluluk, aliens değildi. Herkesin en az bir yakını cemaatin ya okuluna, ya dershanesine gitti. Liberalinden milliyetcisine bütün sağ kesimler maklube sofrasına kaşık salladı. Yakın zamana kadar insanlar zaptedemediği çocuklarını “terbiye olsun” diye cemaat mensuplarına teslim ediyordu. “Devletin yapamadığını yapan”, dünyanın her yerinde bayrağımızı dalgalandıran, her coğrafyaya el uzatan bir eğitim, iyilik ve yardım hareketiydi. Toplantılarına katılmak ve poz vermek için koca koca adamlar yarışıyordu.

Aslında herkes oradaydı ve herşey herkesin gözü önünde oldu. Tarihin en büyük hırsızlık vakası suçüstü edilene kadar herşey normaldi. Toplumun en düşük suç ortalamasına, en yüksek eğitim seviyesine sahip, şiddetten uzak durma kararlılığını her fırsatta ilan eden, kendilerini “asayişin temsilcisi” gören insanlar bir anda ve toptan şeytanlaştırıldı. Erdoğan’ın “bir savcı 3 polisle sizi terör örgütü ilan ederim” demesinden sonra “terörist” muamelesi görmeye başladı. Milyonlarca mensubu olan bir kesimin toptancı şekilde, toplumun en mücrimleri haline gelmesi hayatın olağan akışına ters. Akla, mantığa, vicdana aykırı. Dünyanın hiçbir yerinde, biraz kafası çalışan, biraz düşünebilen hiç kimse toplumun en düşük suç ortalamasına sahip kesiminin bir anda “terörist” olmasına inanmaz; zaten inanmıyor. Ülkenin her noktasına 1200 okul, 15 üniversite, binlerce yurt açan, fakir çocukları dağ köylerinden toplayıp, eğitip hayata kazandıran ve en küçük şiddet telkininde bulunmayan terör örgütü olmaz; olamaz. Bunu kabul edenlerin akli melekelerinin çalışıp çalışmadığını tetkik etmek gerekir. Akil ve baliğ iseler bir vicdan taşıyıp taşımadıklarına bakılmalıdır. 

Hırsızlar taifesi milletin malını talan ederken suçüstü edildikleri için cemaate karşı bir kuyruk acısıyla, intikamla hareket ediyor. Bu nedenle ölçü, insaf, vicdan dinlemeden ne bulursa cemaate atıyor. İmkan olsa insanlık tarihinin bütün suçlarını cemaate yükleyecekler ama suçlamayı ancak Menderes’in İdamına kadar götürebiliyorlar.

CHP zihniyeti, Ulusalcı tayfa Cemaatten oldum olası hazzetmedi. Ergenekoncu, Derin yapıların Cemaatle ilgili başka bir kuyruk acısı vardı. Onlar da Cemaat karanlık odalarda çevirdiği planları deşifre ettiği, kendileri lehine kurulmuş statükoya çomak soktuğu için cemaatten nefret ediyordu. Ahmet Altan’ın ifadesiyle Hırsızlar ve darbeciler ittifak edince, kadılar da onlar için hüküm vermeye başlayınca Cemaate “terör örgütü” olmak dışında bir seçenek kalmadı.

Aradan yıllar geçti, Gezicilerden CHP’lilere, ABD’li papazdan Alman gazeteciye, HDP lideri Demirtaş’a kadar herkes bir şekilde F.TÖ çuvalının içine sokuldu ve bu ahlaksız suçlamadan nasibini aldı. Ama CHP dahil pek çok kesim tartışmayı hak, hukuk, adalet, suça mesnet maddi delil, yasada tanımlanan suç ve onunla ilgili eylem üzerinden değil F.TÖ üzerinden sürüdürüyor. Muhtemelen CHP, AKP Ergenekon yardımıyla devrilirse aynı çuvalı kendi muhalifleri için kullanmak istiyor. Erdoğan’ın sahip olduğu sınırsız, denetimsiz güç ve yetki çoklarının ağzını sulandırıyor. Eğer güçlü ve toplumsal bir hukuk, demokrasi talebi olmazsa Erdoğan’ın mevcut güç ve yetkilerini kullanmak isteyen yeni aktörler, diktatörler çıkacaktır.

Baştaki sevimsiz hikayeye dönecek olursak, son dönemde her suçun faili ilan edilen, her olumsuzluğun fatura edildiği Cemaat bostandan çıktı.

“Cemaatten” diye yargının üçte birini tasfiye ettiniz; yetinmedi hapislere doldurdunuz.

Emniyetten, TSK’dan, bürokrasiden, eğitimden, akademyadan, hayatın her alanından “irtibatlı, iltisaklı” diye bu insanları kazıdınız.

Aileleriyle birlikte 2-3 milyona varan mağdur oluşturdunuz.

Yetmedi, “kripto cemaatçi” diye bir kaç fasıl daha kazıma yaptınız.

Hem hırsızlar, hem darbeciler açısından muteber Doğu Perinçek: “Türkiye’deki Cemaat oluşumu artık temizlendi, toparlanıp, yeniden bir tehlike oluşturması mümkün değil” dedi.

Peki Cemaat/Camia hayattan dışlanıp, ölüme, yokluğa mahkum edilince ülke huzura kavuştu mu?

Sözde her suçun faili “terör örgütü” bitirilince memleket düzeldi mi?

Cemaatin tüm okulları kapatıldı, öğretmenleri atıldı; eğitim daha mı iyi? Yoksa hepten mi çöktü?

“İrtibatlı iltisaklı” yargıçlardan öte, zabıt katiplerine, gardiyanlara kadar temizlik yapıldı, adalet hukuk şimdi daha mı iyi?

İstikbale, İpek’e.. Anadolu sermayesine çöktünüz, şimdi ekonomi daha mı iyi?

“Cemaat Medyası” diye onlarca medyayı kapattı, gazetecileri hapislere doldurdunuz. Şu anda basın daha mı özgür, daha mı güvenilir?

15 Vakıf Üniversitesine ilave 7.000’den fazla akademisyeni “cemaat bağlantılı” diye attınız, ama üniversiteler yerlerde sürünüyor.

Cemaat gitti, ama adaletin kırıntısı kalmadı. Ekonomi yüzyılın krizini yaşıyor. Eğitim içler acısı. Üniversiteler liseden beter, niteliksiz, yetersiz kadrolarla dolu.

Cemaat gitti, dinden nefret eden bir nesil geliyor.

Cemaat gitti, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, taciz, tecavüz, kadın cinayeti, çocuk istismarı, uyuşturucu, alkol kullanımı patlama yaptı.

Herkesle oturup konuşabilen aydın, eğitimli dindarlar gitti, meydan yobazlara, din tacirlerine kaldı. Cemaat faaliyetlerini milletten yardım  toplayarak yapıyordu. Şimdi, hazineye gitmesi gereken vergiler çocuk tecavüzcüsü dini vakıflara aktarılıyor. Camiler siyasi arenaya dönüştü.

Cemaat gitti, hırsızların, darbecilerin, katillerin, her türlü suç örgütünün korkuları bitti..

Cemaat çıktı, memleket hırsızlara, yolsuzlara, din tüccarlarına, suç şebekelerine, (gerçek) darbecilere kaldı!

Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yesinler, afiyet olsun!

Kaynak:Mahmut Akpınar-TR724

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy