Hitler’i Korkutan Beyaz Gül Hareketi
Hitler ile takip ettiği politikaların hukuksuzluğu ve baskısı Beyaz Gül Hareketi’nin doğmasına sebebiyet vermişti. Hareketin temsilcileri bir avuç üniversite öğrencisi, eylemleri ise Hitler karşıtı “el ilanı” dağıtmaktı. Felsefe hocası Profesör Kurt Huber tarafından kaleme alınan el ilanları Münih ve çevresinde birçok adrese gönderilmişti. Hitler yönetimi bu aykırı sesten çok rahatsızdı ama bir türlü gençleri ele geçiremiyordu.
Sophie Scholl kardeşi Hans çokça basılan ve elde kalan ilanları üniversitede dağıtırken Almanya gizli servisi üyesi okul hademesi Jakob Schmied tarafından 18 Şubat 1943’te ihbar edilmiş Gestapo gençleri derhal gözaltına almıştı.
Hitler’in Şeytanı olarak ünlenen Yargıç Roland Freisler başkanlığında kurulmuş uydurma bir Nazi mahkemedesinde yargılanırlar. Suçları; “vatana ihanet, düşmanla işbirliği yapmak, askerin moralini bozmaktır.” Savcı “bu gençler savaş sırasında en tehlikeli propaganda unsurlarıyla vatana ihaneti etmişlerdir” mütalaa vermiştir.
22 Şubat 1943’te vatana ihanetten suçlu bulundular ve aynı gün idam edildiler. Suçları gazetelerin susturulduğu Hitler coğrafyasında bildiri dağıtmaktı.
İdam edilen Sophie Scholl’ün son sözleri ise şunlar olmuştu.
“Haklı bir dava uğruna kendinden vazgeçmeyi göze almış neredeyse hiç kimse yokken doğruluğun galip gelmesini nasıl bekleyebiliriz ki? Böylesi güzel, güneşli bir gün ve maalesef gitmek zorundayım. Ancak bizlerin gidişiyle binlerce insan uyanacak ve harekete geçecekse varsın öleyim ne önemi var?”
Hizmet hareketinin çilekeş insanları ümitleri asla yitirmediler. Haklı mücadelelerine hukuk içinde devam ediyorlar. Zalim bir çeteye karşı şanlı bir direniş gösteriyorlar. Ve biliyorlar ki ‘bir beyaz GÜL yaprağı’ nice TİRANLARI yerle bir edecek.
Ve kırılacak sahte dinin çamurdan putları…
Ve kendi yaptıkları helvadan putları yiyecek kalbini midesine yedirmiş efsunlanmış yığınlar…Ağıt ağıt dökülen gözyaşları eritecek demir kafesleri.. Ve Yusuf’lar koşacak Yakup misal babalarına… Ve çilenin çocukları Hızır adımlarıyla koşacak babasına annesine.. İffetin kristal heykeli bacılar hapishane önlerinde sevinçten gözyaşlarıyla ıslatacaklar eşlerinin omuzlarını.. Annelerin sevinçten çığlıkları bir Gül misali düşecek Anadolu’n bağrına…
Ve Tiranlar, besledikleri köpeklere yem olacaklar lime lime…
Zulüm kahrından geberecek… Ümit gelip aramıza serilecek… Yitirmedik ümidimizi yitirmeyeceğiz.. Zira O (cc) emrediyor: “(Benden) ümidimizi kesmeyin (Zümer-53) diye.. Rabbim mazlum ve mağdurların sabrını artırsın… Ve karanlıkları nura garkeylesin!
Rabbim ÜMİDİNİZİ söndürmesin!
İsmet Macit | Hizmetten.com
