742
Osmanlıca bilen araştırmacı bir hanımefendi Norveç’in Bergen Üniversitesi Kütüphanesinde Bediüzzaman Hazretleri tarafından yazılan Zülfikar Risalesini buluyor ve çok heyecanlanıyor. Kitabın Rumî 1365, Miladi 1949’da yazıldığını tespit ediyor. Ama kitabın bu kütüphaneye nasıl getirildiğini merak ediyor.
Biz, 13 Haziran 2015’te Norveç’in Floro Bölgesinde neşredilen Fırda Gazetesinin Kur’an’ın Noveçceye tercümesiyle ilgili haberi öğrendikten sonra içimizde Kemaleddin Süslü, muhabirimiz Engin Tenekeci’nin de bulunduğu bir grupla Floro’ya gitmiştik. Oradan da Bergen’e geçmiştik.
Üstad Hazretleri Emirdağ’da bulunduğu tarihlerde Emirdağ Lâhikasında yazdığı bir mektupta, İsveç, Norveç ve Finlandiya’nın Kur’an ve İslamiyetle ilgilerinden bahsediyor. Hatta Tarihçe-i Hayat’ta Finlandiya’da bulunan TAMPEREEN İSLÂMİLAİSEN SEVRAKUME İMAMI HABİBURRAHMAN ŞÂKİR’e gönderilen, Mesnevi-i Nuriye, İhlas, Zeylü’l-Hubab Risalelerinden, Risale-i Nur hakkında Müellifine gönderilen bir mektuptan ve Risale-i Nur Hakkında Verilen bir Konferanstan bahsediliyor. Biz Finlandiya’ya giderek Habiburrahman Şakir’in kızı Hamide Hanımefendiyle görüştük. Bu kitapların muhafaza edildiği kütüphaneyi bizzat ziyaret ettik. Bundan da anlaşılıyor ki, Üstad Hazretleri bu üç ülkeye Risale-i nur Külliyatından bazı kitapları göndermiştir. Bergen Üniversitesi Kütüphanesinde bulunan Zülfikar üzerindeki tashihler bizzat Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin kendi el yazısı ile yapılmış olduğu araştırmacı hanımefendinin yayınlanmış olduğu görüntülerden de net bir şekilde anlaşılıyor.
1960’larda Floro bölgesinde yaşayan ülkenin tanınmış çiftçilerinden Einar Seim, Kur’an-ı Kerimi yeni Noveçce’ye tercüme etmişti. İki cilt halinde hazırladığı esere ‘El Koran” ismini vermişti. O yıllarda bir gazeteye verdiği röportajda “Biz Hz. Muhammed’e Haksızlık ettik” demişti. Onun torunu Avukat Snorre Seim de 13 Haziran 2015 Cumartesi günü çıkan Fırda Gazetesindeki röportajında bunları genişçe anlatıyor.
Bu gazetede çıkan haber üzerine Avukat Beyle temasa geçtik, bizi ofisine davet etti. Bizimle görüşürken yanında Norveç’in tanınmış İslam araştırmacılarından Nora Sunnira Eggen de vardı. Eggen bu çevirinin öneminden bahsettikten sonra şöyle dedi: “Bu olay, Müslümanlar ve İslam tarihi için de önemli. Zira 1960’larda bu çeviri, o zamanlar Batı’da İslam’a olan ilgiyi de gösteriyor.”
Arkadaşımız Kemaleddin Süslü, babası merhum Abdullah Süslü’nün ilk defa Norveç’in Floro bölgesine geldiğini söyledi. Kendisiyle Konya’da tanıştığım merhum Abdullah Süslü Ağabeyimiz Risale-i Nurları ilk defa Hüsrev Altınbaşak Ağabeyimizin ders halkası içinde tanımış. Yani, Risaleleri Osmanlıca el yazısı ile devamlı yazan bu grubun içinde bulunmuş. Hüsrev Ağabeyle çok görüşmüş, hep destek olmuş. Sonra da M. Fethullah Gülen Hocaefendi ile tanışmış. Bu Osmanlıca yazılı Zülfikar kitabını Bergen Kütüphanesine Abdullah Süslü Ağabeyimiz getirmiş olabilir mi diye de düşünüyorum. Tabii eğer hayatta olsaydı kendisine sorabilirdik… Ama görüyoruz ki, 1949-1960’lı yılların imkansızlıkları içinde bile böyle çok büyük gayretlerle bu mübarek eserlerin dünyaya tanıtılması için çok çalışılmış…
Kaynak: Abdullah Aymaz | Samanyoluhaber