AMSTERDAM – HİZMETTEN
Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’da faaliyet gösteren Kunst van Het Samenleven ile Burgerhart Amsterdam Vakfı’nın düzenlediği ve moderatörlüğünü antropolog Kamilia Boukfauz’un yaptığı Rumi Akşamları iftarına ilgi büyük oldu.
Hollandalı, Türkiyeli, Endonezyalı, Faslı, Hindistanlı, Surinamlı, Filistinli, Mısırlı, Somalili yazarlar, işadamları, bürokratlar, vakıf temsilcilerinin iştirak ettiği programa, Hollandalı Yönetmen Carel Beckman, gazeteci yazar James Roolvink, Mevlana Araştırmalar Vakfı Koordinatörü İCT Uzmanı Jan Paul Buys, Yeşil Sol Amsterdam İl Başkanı Martien Leerdam, Yahudi Cemaatinden Sara Aldenburg, Hıristiyan Cemaatinden Zaanstad Protestan Kilise Papazı Kok Klevert ve Albertheijn Menejeri Mustapha Tannane de katıldı.
Hapisteki bebekler ve çocuklar unutılmadı
Rumi Akşamı’nda Türkiye’de anneleri ile hapiste bulunan 600’ün üzerindeki çocuk da unutulmadı. O çocuklardan bazılarının resmettiği tablolar katılımcılar tarafından ilgi ile incelendi. Yapılanları akıllarının almadığına işaret eden katılımcılar, çocukların ve annelerin bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını istedi.
Stichting Burgerhart Amsterdam Proje Koordinatörü Basri Doğan, “Amsterdam’da 3 yıl aradan sonra Kunst van het Samenleven ve Burgerhart Amsterdam’ın organizasyonuyla Rumi ve İftar Akşamı’nın 45’incisini düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Bu tür programlarının amacı, insanlar arasında diyaloğu teşvik etmektir. Etkinliklerimiz Hollanda’ya yerleşen birçok mülteci ailenin Hollandalı ailelerle temasa geçmesini sağladı. Türkiye’de, Suriye’de, Ukrayna’da ve daha birçok ülkede her şeylerini kaybeden insanları bulun çağrısı yapıyoruz. Onları bulun ve lütfen onlarla diyaloğa girin. Mülteci olmak durumunda kalan bu aileler, tıpkı sizin gibi benim gibi, bir an önce normal bir yaşam sürmekten başka bir şey istemiyor. Burgerhart Amsterdam Vakfı’nda bu tür etkinlikler düzenleyerek diyalog toplantılarını sürdürmeyi planlıyoruz. Benzer programlar düzenlemeye devam edeceğiz.” dedi.
Protestan Papaz Klavert: Bu tür etkinlikler önyargıları kırıyor
İftar programında söz alan Hıristiyan Cemaatinden Zaanstad Protestan Kilise Papazı Kok Klevert, bu tür etkinliklerin önyargıların kırılması açısından çok önemli olduğuna işaret etti. Rumi’nin batı ile doğu toplumun kaynaşmasına katkısının son derece büyük olduğunu vurgulayan Papaz Klevert, “Rumi yaşadığı dönemde herkesi kucaklayıcı söylemi ile tüm batı dünyasında aradan yıllar geçse de hala sevgi ve saygı ile anılmaktadır. Bugün Amsterdam’da Burgerhart Amsterdam organizesinde güzel bir atmosfer oldu. Kültürler birbirlerini ilk defa yakından tanımış oldu.” ifadelerini kullandı.
‘Etkileyici ve ruhu dinlendiren bir programdı’
Yahudi Cemaati’nden Sara Aldenburg, Amsterdam’da çok farklı ve etkileyici bir iftar akşamında bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi. Sara Aldenburg, duygularını şöyle dile getirdi: “Sema programını ve ilahilerini dinlerken huzur buldum. Sema gösterisinin salonda ilahi eşliğinde dönmesi anında o anı yaşadım. Kendim de o an bir döndüğümü hissettim. Gerçekten çok etkileyici ve ruhu dinlendirici bir program idi. Burada bambaşka bilemediğim bir duygu hissettim.”
Amsterdam Burgerhat Vakfı Konferans salonundaki iftarda Serkan Efil ezan okundu. Sema Ustası Abdulkadir Dikici Sema sunumu yaptı. Akabinde salonda Bakara Suresi 183 ve 186. ayetler okundu.
Sema ustası Dikici: Allah en çok kendisine dua edeni sever
Program sonunda Mevlâna Celaleddin Rumi ve sema hakkında katılımcıların sorularını cevaplayan sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici, geceye katılanlara teşekkür etti. Dikici, “Sema binlerce yıldır devam eden bir etkinliktir. Her figürde, her kıyafette bir sembol var. Sağ el bu şekilde açık kalır. İnsan kendi aczini bilen varlıktır. Aciz olduğunu bilen varlık insandır. Tek olan yüce yaratıcı Allah’tan devamlı talepte bulunur. Allah’ta en çok kendisine dua edeni sever. Kim daha çok dua ederse Allah ona yakındır. Allah’tan istemeyi bırakır isek, önce kendimizi bırakmış oluruz. Allah’ı unutmuş oluruz. Sol ile Allah’tan aldığımızı başka insanlara veririz. Allah cimrileri sevmez. Allah cömertler ile beraberdir.” şeklinde konuştu.
Programın sonunda Rumi Akşamı’na sponsor olan Amsterdam Albertheijn Menejeri Mustapha Tannane’ye ve geceye katılan Semazen Ustası Abdulkadir Dikici, Jan Paul Buys ile diğer konuşmacılara diyalog plaketleri verildi.
Hollandalı öğretmen Charlotte, Türkiye’de 600’ün üzerinde çocuğun hapishanede olmasının son derece Kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi. Charlotte “ Bu konuda inanın ne diyeceğimi bilemiyorum. Hapisteki çocukların resimlerini Burgerhart Amsterdam Konferans salonunda gördüm. Üzüldüm bu konuya daha fazla ilgi göstererek bir çözüm bulmalıyız. Kalbimin en derinliklerinde bu acıyı hissettim. Benim düşünceme göre bir an önce çıkarılmaları ve sevgi ile bunlara sahip çıkılması gerektiğini söylemek isterim.” Hollandalı Avukat Jansen, ise bu konuda duyarlı olunması gerektiğini, Charlotte’nin sözlerine katıldığını söyledi.