Albert Einstein ve Hocaefendi | RECEP ATICI

Yazar Recep Atıcı

Abraham Pais, Albert Einstein için; ‘Benden onun tek cümlelik bir biyografisi istenseydi, “Tanıdığım en özgür adam” derdim’ diyor. 14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kasabasında dünyaya gelen Einstein, 20. yüzyılın en önemli bilim adamlarından biri olup 1921 Nobel Fizik Ödülü sahibidir. Hocaefendi için de Hocaların hocası namıyla meşhur merhum Yahya Alkın, şöyle demişti: “İnsanlığın hidayeti için her türlü imkânı kullanmış ve bu hususta dünya çapında büyük başarılar elde etmiş bu Zat, şayet Avrupa ve Amerika’da olsaydı, Nobel Ödülü verilirdi.

İşte bu yazıda her ne kadar yaptıkları çalışmalarla birbirlerine benzemeseler de yaşadıkları sıkıntılar itibariyle -farklı zaman dilimlerinde olmasına rağmen- nerdeyse aynı kaderi paylaşmışlar denebilir. Einstein Almanya’da doğmuştu, Hocaefendi ise Türkiye’de. Einstein’ın ülkesine dönememesinin sebebi Hitler iken, Hocaefendi’nin geri gelememesinin sebebi Erdoğan’dır.

Hocaefendi’yi Kasım 2007’de ziyaret eden İngiliz profesör Simon Robinson, onun için “Türk Einstein’i” ifadesini kullanıyor. Hocaefendi’nin Pensilvanya’daki yaşadığı mekân, ömrünün son 22 yılını Amerika’da geçiren Albert Einstein’ın Princetondaki evine 1,5 saat mesafede.

Hitler’den 70 yıl sonra Türkiye’de Erdoğan’ın eliyle yaşananları yorumlayan Columbia Üniversitesinden Prof. Richard Bulliet: “Türkiye’de yaşananlara Nazi Almanya’sı dışında bir örnek bulmak çok zor. Hitler’in Yahudi karşıtlığının hiç olmasa bir mantığı vardı. Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e düşmanlığı ise ideolojisiz bir kişisel kine dayanıyor” diyor.

Evet, 1932 yılı Aralık ayında Almanya’yı terk etmek zorunda kalan Einstein, Hitler’in iktidara gelmesinden sonra bir daha Almanya’ya dönemedi. Hocaefendi de Einstein gibi İslamcı zihniyetin tasallutu altındaki ülkesine dönemiyor. Einstein’ın evini basan Hitler’in adamları evde bir şey bulamayınca, kaçakçılıkta kullanılır endişesiyle Einstein’ın küçük botuna el koyarlar. Erdoğan’ın emrindeki yargı ise Hocaefendi’nin ismini çağrıştıran her şeyi suç delili saydı ve el koydu.

Şayet Einstein, Nazilerin iktidara gelmesinden önce Almanya’yı terk etmiş olmasaydı muhtemelen hapislerde süründürülecek, belki de öldürülecekti. Hocaefendi için de durum bundan farklı olmazdı. Nazi rejimi, Einstein’ın akrabalarının tamamını tutuklattı. Hitler’in Einstein’a yaptıklarının çok daha fazlasını ise Erdoğan rejimi Hocaefendi’ye yaptı. Türkiye’de Hocaefendi’nin yaşadığı bütün mekânlara basan Erdoğan rejimi, Hocaefendi’nin binlerce takipçisi ile birlikte ‘Gülen’ soyadını taşıyan kim varsa bütün akrabalarını tutuklattı.

Hitler, eğitim hayatı boyunca oldukça başarısız biridir. Hiçbir yerde okuyamadığı için ressam olmayı denemiş fakat girdiği Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavını da kazanamamıştır. Hiç bir şeye sap olamayınca I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine gönüllü olarak orduya yazılmıştır. Erdoğan’ın da Cumhurbaşkanı olabilmek için sahte diploma aldığını sokaktaki nineler bile biliyor.

Siyaset bilimci ve tarihçi Edward Luttwak ise 15 Temmuz 2016 günü yaşanan darbe girişiminden iki hafta sonra, Foreign Policy dergisinde yayınlanan makalesinde, Erdoğan’ın Hizmet hareketine bitirmek için yürüttüğü savaş için: “Eğitim seviyesi düşük Erdoğan’ın başını çektiği radikal siyasal İslâm’ın; dünyada binden fazla okul, onlarca üniversite, öğrenci yurtları ve eğitim enstitüleri açmış Fethullah Gülen’in iyi eğitim görmüş takipçilerine karşı açtığı savaşıdır bu…”diyor.

Evet, bu, siyasal İslâm’ın, eğitimli ve entelektüel İslâm’ı yok etme savaşıdır. Türkiye’de yaşanan olayın tam adı budur. Aynı Hitler gibi popülist söylemleriyle kitlelerin oy desteğini alan Erdoğan, Türkiye’yi darmadağın etti. Milli Eğitimden, üniversitelerden ve yargı organlarından binlerce akademisyen, hâkim, savcı ve öğretmen atıldı, bunların çoğu tutuklandı. İhraç edilen öğretmen sayısı 43 bin, üniversitelerden ihraç edilen profesör ve doçent sayısı dört binden fazlaydı. Yargıdan ihraç edilen hâkim ve savcı sayısı 4 bin 500 olup çoğu tutuklandı. Binlerce doktorun ihracı ve tutuklanması ile hastanelerde hastalara bakacak doktor sıkıntısı baş gösterdi.

Luttwak’in ifade ettiği gibi, devletten tasfiye edilen iyi eğitimli kadroların yerini az eğitimli ya da bu görevlere hiç layık olmayan Erdoğan’ın militanları aldı. Dolayısıyla ülke, ruhu çekilmiş bir kadavraya döndü. Erdoğan, rejimi yeniden yapılandırmak için Emniyet teşkilatından 2013-2017 döneminde ihraç edilen ve tutuklanan polis sayısı 100 bin civarındaydı. NATO Komutanı Org. Curtis Scaparrotti, NATO’dan ihraç edilen 700 civarındaki Türk subaydan dolayı güç kaybına uğradıklarını açıkladı. Toplamda 15 binin üzerine asker ordudan atıldı.

Erdoğan rejiminin kontrolündeki gazeteler, 2013’ten itibaren hemen her gün Hocaefendi’nin vatana ihanet eden bir terör örgütünün lideri olduğuna dair manşetler attılar. Nazi rejiminin Einstein’a yaptığı gibi, Hocaefendi’nin “suç listelerini” yayınlayarak, Türkiye’ye getirilip idam edilmesini istediler. Hitlerin, Einstein’a Amerika’da suikast yapmak veya onu kaçırmak gibi bir plan yapıp yapmadığını bilmiyoruz ama Erdoğan’ın General Mike Flynne 15 milyon dolar vererek Hocaefendi’yi Amerika’dan kaçırmak istediğini eski CIA Başkanı James Woolsey, Mart 2017’de Wall Street Journal gazetesinde açıkladı.

Walter İsaacson’un Einstein için yazdığı biyografide; Allah’a gerçek manasıyla inanan bir bilim insanı olduğu yazmaktadır. Dolayısıyla Hitler rejimine karşı sesini yükselten Einstein inançlı, her zaman demokrasiden ve insan haklarından yana tavır aldı. Hocaefendi de bu yönüyle Einstein’e benzemektedir. O da Erdoğan rejimine karşı “demokrasiden geriye dönüş yoktur” diyerek insan haklarından yana tavrını koydu.

Velhasıl, 1933 te Amerika’ya gelen Einstein, 20 yıl öğretim üyeliği yaptığı Princeton Üniversitesine yürüme mesafesindeki evinde 18 Nisan 1955 günü 76 yaşında öldü. O, dünya bilim tarihine ismini altın harflerle yazdırıp Nobel fizik ödülü alırken, Hitler geride bıraktığı enkazı görmemek için Berlin’de bir sığınakta intihar etti. Erdoğan’ın sonu ne olur onu şimdiden kestirmek mümkün değil. Umarız Rabbimizden o günü bize gösterir.

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy