“ Hem hangi kanunla zerreyi Mevlevi gibi harekete geçirirse, aynı kanunla dünyayı harekete geçirir ve sema kalkmış bir Mevlevi gibi döndürüyor. Ve o kanunla âlemleri böyle çeviriyor ve güneş sistemini gezdiriyor. “(Mektubat sh: 290)
Zerrelerin şuursuz oldukları halde şuurluca iş yapmaları gösteriyor ki; bir irade ve kudretle yönlendiriliyorlar. Zerrelerin hareketleriyle seyyare yıldızların hareketleri arasındaki benzerlik, bu olaylardaki irade ve kudret kaynağının aynı olduğunu gösterir.
“ Bütün hamdler ve övgüler âlemlerin Rabbi Allah’adır.” (Fatiha–1)
Ayette geçen âlemleri çok iyi anlamak gerekir. “Âlemler” ifadesinden zerreler âlemi de milyonlarca ışık yılı uzakta bulunan galaksiler de hatıra gelir. Gerek şahadet âlemi olarak bilinen mevcut âlem, gerekse gayb âlemi olarak bilinen melekût âlemi de düşünülür. Feza derinliğinin sadece belirli bir karesinden Hubble Uzay Teleskopu ile elde edilen fotoğraflarda, her biri içerisinde sayısız güneş sistemi bulunduran yaklaşık on bin galaksi görülmüştür.
Bu bize âlemlerin Rabbi olan Cenab-ı Hakkın (cc) gücünün ve kudretinin sınırsızlığını haykırmaktadır. İnsanlar ise kendi acizliklerini, fakirliklerini ve küçüklüklerini düşünmeden sınırsız olan gücü idrak etmeye çalışmaktadır. Bu ise sıradan akıllı insanların yapacağı bir tefekkür değildir.
Sonsuz bir güç olmadan feza boşluğundaki hareketli yıldızların bir birine çarpmadan uçuşmalarını hangi kanunla açıklayabiliriz.
“Arzı ve bütün yıldızları ve güneşleri tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele sahip olmayan kimse, kâinatta yaratıcılık davası ve iddiası ortaya atamaz. Zira her şey her şeyle bağlıdır.“ (Risale-i Nur)
Tüm gök cisimleri olan dünyamız, yıldızlar ve güneşleri yerinden oynatacak onları çevirecek kuvvet, büyük bir kudretten kaynaklanmalıdır. Ayrıca bu gök cisimleri üzerinde tasarruf eden güç ve kudretin aynı olduğu anlaşılır. Bu yüzdendir ki, kâinatta yaratıcılık dava edecek birisinin, öncelikle güneşlere ve yıldızlara gücü yetmesi gerekir.
Şimdi, beraber kalbimizle aklımız arasında bir seyahat yapalım ve Üstadımızın dediği gibi haykıralım.
“ Faniyim fani olanı istemem. Acizim aciz olanı istemem. Ruhumu rahmana teslim eyledim gayr-ı istemem.
İsterim fakat bir yar-ı bâki isterim. Zerreyim fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı umumen isterim.” (Risale-i Nur)
Hizmetten | Zekeriya Çiçek