1970’lerde yaz mevsiminde düzenlenen okuma, keyfiyet artırma ve yenilenme kampları olurdu. Duruma göre 15 gün veya bir ay sürer, katılan kimselerde manevî terakkîler ve yepyeni bir hizmet aşkı ve şevki meydana gelirdi.
Belki de ilerleyen yıllarda bu programların hakkını tam veremedik. Şimdi de salgın hastalık vesilesiyle evlerimiz âdeta kampa döndü. Özellikle Üç Ayların girişiyle başlayan manevî heyecan, Ramazan’da zirve yaptı. Sanki her bir ev bir dershane ve bir mescit gibi dua ve ibadet merkezi oldu.
Şimdi sırada Zilhicce’nin ilk on günü var.
Önümüzdeki Salıyı Çarşambaya bağlayan akşam Zilhicce ayının ilk gecesi, Çarşamba günü ise ilk gündüzüdür. Mümkün oldukça duaya, namaza, Kur’an’a, oruca daha fazla zaman ayırıp ailece ihya programları yapabiliriz.
Haydi, bugünden hazırlanalım, çevremize duyuralım, dua okyanusunu coşturalım, rahmete vesile olalım. Zilhicce ayının faziletini başta Whatsapp olmak üzere sosyal medya hesaplarımızdan paylaşalım, dünya çapında bir dua ve ibadet seferberliğine vesile olalım.
Bir oruç bir yıla bedel
Zilhicce’nin faziletiyle ilgili ayet ve hadisleri okuduğumuzda aşk, şevk, gayret ve heyecanımızın coştuğunu görüyoruz.
Bu gecelerin faziletini anlamak için Kur’an-ı Kerim’de Fecr Suresinin başındaki “On geceye yemin olsun ki…” ifadesi bile yeter. Çünkü o kadar faziletli ki Rabbimiz o gecelerin üzerine yemin ediyor.
Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumî af ve bağışlanma ayıdır. İşte bu mübarek ayın yukarıda da ifade ettiğimiz gibi birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâl-i aşere”, yani on mübarek gecedir. 10. gün de Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.
Bu günlerin kıymetini anlatan Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) muhteşem müjdesi şöyledir:
“Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi, Savm: 52; İbn-i Mâce, Sıyam: 39)
“Allah katında Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned: 1/257)
Tesbih, sübhânallah; tahmid, elhamdülillah; tehlil, lâilâheillâllah; tekbir ise Allahüekber demektir. Bunları birleştiren ifade, “Sübhanallahi velhamdülillâhi ve lâilâheillâllahü vellahüekber” şeklindedir ki, tesbih namazında 300 defa tekrar ettiğimiz cümledir.
Bugünlerde oruç tutup, gündüzünü ve gecelerini de ibadetle geçirmek hem affa, hem de büyük sevaplar elde etmeye vesile olur.
Arefe orucu günahlara keffaret
Bu on gün içinde Arefe gününün yeri ise olağanüstüdür.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Arefe günü tutulan oruç hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur.” (Müslim, Sıyam:196-197)
Hadisteki geçmiş senenin günahlarına kefaretten af ve mağfireti, gelecek senenin günahlarına kefaretten ise günahlardan korunmayı anlayabiliriz.
Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman Arefe günü kardeşi Hz. Âişe’nin (r.a.) huzuruna girdi. Hz. Âişe oruçlu olduğu için hararetten dolayı üzerine su dökülüyordu. Abdurrahman ona:
- Orucunu boz, dedi. Hz. Âişe:
— Resûlullahın (s.a.v.) “Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına kefaret olur” dediğini işittiğim hâlde iftar mı edeyim, dedi. (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 458)
“Kefaret olur”, günahları örter, affettirir demektir. Bizim gibi neredeyse bir günah denizinde yüzen ahir zaman Müslümanları için bundan daha büyük bir müjde olamaz.
Cehennemden kurtuluş günü
Başka bir rivayette ise Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle demiştir:
— Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir. (Tergîb ve Terhîb Trc., 2. 460)
Demek ki, bir günlük arefe orucu, üç yıllık normal günlerde tutulan oruç sevabına denktir.
Efendimiz (s.a.v.) bugünün faziletini şöyle anlatır:
— Arefe günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azat olunmaz. Kim Arefe günü gerek dünya ve gerekse ahiret ile ilgili olarak Allâh’tan bir şey isterse, Allâh onun dileğini karşılar.
Yine konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
“Arefe gününden daha faziletli bir gün yoktur. Allahü Teâlâ o gün, yer ehli ile meleklere karşı övünür ve (Arafat’taki hacıları kast ederek) şöyle buyurur:
— Kullarıma bir bakın. Saçları başları dağınık, toz toprak içinde her uzak ilden bana geldiler. Bu hâlleri ile onlar, rahmetimi ümit etmekteler, azabımdan dahi korkmaktalar. Şahit olunuz, onları bağışladım. Onların yerlerini cennet eyledim.
Melekler derler ki:
— Onların arasında biri var ki; yalancıktan bu işi yapar. Falan kadın da öyle.
Allahü Teâlâ şöyle buyurur:
— Onları da bağışladım.
Arefe günü olduğu kadar, hiçbir gün cehennemden daha çok azat edilen olmaz.”
Bu on günü nasıl ihya etmeliyiz?
Zilhicce’nin ilk on gününü sanki küçük bir Ramazan veya kandil gecesi gibi değerlendirmeliyiz.
Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşû ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salâvat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvâbîn, teheccüd, hacet gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.
Bu fırsatı değerlendirmek için affa ve rızaya nail olmayı hedef kabul ederek, bu on günü sanki Ramazanın son on günüymüş gibi geçirebiliriz. Buna güç yetiremeyenler, hiç değilse arefe gününü ve bir gün öncesini oruçla ve ibadetle geçirmelidirler. On gece içinde, bilhassa terviye denilen sekizinci gece, arefe ve bayram gecelerini ihya etmenin çok büyük sevabı vardır.
Bu arada Arefe günü bin İhlâs Suresi okumak çok faziletlidir. Çünkü arefe, tevhidin, azamet ve kibriyanın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Bunun için Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. Hatta bu tekbirleri on gün içinde müsait oldukça söylemek büyük sevaptır.
Kandil geceleri gibi faziletli
İlginçtir, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri talebelerine yazdığı mektupların birçoğunda tıpkı kandil veya bayram tebrik eder gibi bu on günü tebrik etmiştir.
Nitekim bir mektubunda Zilhicce’nin ilk on günüyle ilgili hadislerden hareketle bu günlerin fazileti hakkında şöyle demektedir:
“Bu on gece, Kur’an-ı Azimüşşan’ın ‘Ve’l-fecri veleyâlin aşrin’ (Fecr: 1) kasemi ile onlara verdiği ehemmiyete binaen o geceler Leyle-i Kadir ve Beraat ve Mi’rac nev’inde büyük kıymetleri var. Çünkü Hac sırrıyla bütün âlem-i İslâm namına her taraftan gelen binler hacıların bütün kâinatla alâkadarane bir tarzdaki makbul hasenatlarına ve ümmet-i Muhammed (s.a.v.) hakkında ettikleri dualarına, o gecelerde amâl-i sâliha ile meşgul olan mü’minler hissedâr oluyorlar.”
Bu sene salgın dolayısıyla Suudî Arabistan vatandaşları dışındakiler hac yapamayacağından İslâm âleminin dua hazinesi eksik kalacaktır.
Bunu telâfi için dünyanın dört bir yanında Zilhicce ayını değerlendiren kardeşlerimiz inşallah hacıların yapması gereken küllî duaları ve ibadetleri de omuzlamaya çalışacaklardır.
Zilhicce’nin faziletini eşimize ve çocuklarımıza anlatıp ibadete teşvik edelim. Gerekirse imkânımız nispetinde sevdiği yemekler, bütçemize uygun geziler gibi ödüller vaat edelim. Çünkü masum çocukların ve gençlerin duaları kabul edilir. Dualarımızın külliyet kazanması ve kabul edilmesi için onlara çok ihtiyacımız var.
Geçen yıl konuyla ilgili peş peşe yazdığımız üç yazı hatırlatmaya ve teşvik etmeye vesile olmuş, dünyanın dört bir yanından müjdeli ihya haberleri almıştık. Bu yıl hem tekrara girmemek hem de gündemimdeki başka konuları yazmak için bu yazıyla yetineceğim.
Zilhicce’nin faziletiyle ilgili gerek bizim eski yazılarımızı, gerekse farklı web sitelerindeki bilgileri paylaşarak daha çok insanın bu konuda farkındalık kazanmasını sağlayabilirsiniz.
Kaynak: TR724 | Cemil Tokpınar