Hepimizin aşina olduğu bir kelime “Yolcu”…
Biliyoruz dünyada bir yolcu olduğumuzu. Biliyoruz anne karnından ahirete uzanan rotamızı. Biliyoruz dünyada yolcu olduğumuzla ilgili hadis-i şerifleri ve ayetleri… Bazen uzun süre aynı mekanda bulunuyoruz. O zaman yolcu olduğumuzu unutabiliyoruz. Halbuki aynı mekanda olmak yolculuğa ara vermek demek değil. Trendeymişiz gibi belki. Evet bir müddet aynı trende yolculuk yapıyoruz ama dışarıdaki görüntüler değişiyor, başka bir mekana
gidiyoruz.
Mezun olduğum okulların önünden geçmek hep tuhaf hissettirir beni mesela… Aynı okul, aynı şehir, binalar aynı, kantin aynı, bahçedeki ağaçlar aynı, kuşlar bile aynı gibi… Ama ben yokum artık. Artık o menzilden geçtim bir daha giremiyorum o menzile. Diyelim ki girdim… Ama yol arkadaşlarım farklı bu sefer de. Yani iç içe geçmiş boyutlar gibi.
Mekanlar aynı kalsa da zaman değişiyor ve bizim yolculuğumuz mekanlardan ziyade “Zaman İpinde” gerçekleşiyor. Bazen bu ip aynı mekanları dolaşabiliyor ama farklı boyutlarda dolaştığı için aynı yere gelmiş olmuyoruz… Bugün
bunları düşündüm…
İki işim arasında bir müddet boşluğum oldu ve bir alışveriş merkezini dolaştım keşif amaçlı. Bana Türkiye’ de çok gittiğim bir alışveriş merkezini hatırlattı. Bazı markalar, kokular, renkler, sesler aynı ortamı çağrıştırabilir insana. Ardı ardına bir sürü anı canlandı gözümde… Sonra buraya geldiğim yolu düşündüm. Almanya Türkiye’ye çok yakın halbuki. Ama öyle uzakmış ki… Zaman ipi öyle bir boyuttan geçirdi ki bazılarımızı, dışarıdan bakana bir gün , yaşayana elli sene belki. Hem çok uzundu ama bir o kadar da manevi… Einstein’ın İzafiyet Teorisi mevzusu… Risalelerde de geçiyor ya musibet zamanının ağır aktığı.. Ağır da aksa sonuç itibariyle ulaşılması gereken menzile ulaşıyor yolcu.
Sonra bu şehri düşündüm… Bu şehirde de aynı yerden geçtiğimde farklı zaman boyutunda geçiyorum. Bir sürü anı birikmiş şimdiden ve şu an aynı mekana başka bir pencereden bakar gibiyim… Kısacası mekan önemli değil aslında. Önemli olan zaman yolculuğu ve bu yolculukta biriktirdiğimiz ameller… Geri kalan hiç bir mekan önemli değil. Bu yolculuk bitene kadar mekana bağlanan yanılır. Gerçek menzil ahiret… Zamanın Sahibine teslim olduğumuzda o bizi sahili selamete çıkaracaktır. Yalancı oyalanmalar, nefsimizin hırıltıları, dünyanın yalancı mutlulukları bizi oyalarsa
zamanın bereketsiz boyutlarından ilerleriz. Ve eğer gerçek bir nefis terbiyesi yapabilirsek zamanın dar boyutlarından çıkar ruhanilerin ferah feza boyutuna bile geçebiliriz. Öyle bir nefis için de lütuf da kahır da gerçekten hoş hale gelir. Hadiselerin perde arkasını müşahede edebilir.
İçimde dinmek bilmeyen bir özlem var. Ama sanırım bu özlem mekanlara, geçmişe filan değil; bu özlem zamanın
öteki boyutlarına… Gözlerim orayı arıyor ama önümde de türlü türlü şeytanlar bana engel olmaya çalışıyor. Ey zamanın ve hepimizin Sahibi… Sen bizi nefsimizin dar zindanlarından, kalbimizin zümrüt tepelerine çıkar! Amin
Hizmetten | Büşra Nilüfer