“Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına,
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına,
Rızkımı veren Hudâ’dır, kula minnet eylemem!” diyor Şair Nesimi.
İşte, bu satırları kendisine rehber edinenlerden biri de, Siyer âlimi olan Reşit Haylamaz hocamız. Kendisi şimdilerde cebrî hicret diyarı Amerika’da alnının teri, elinin nasırıyla iâşesini temin etmeye çalışan yüz binlerce hizmet insanından biri.
Elden geldiğince ders halkası, sohbet, müzakere ve yazı ile meşgul olmaktan, Hizmet’e dair mesuliyetlerini edadan ve hafta sonları gidebildiği konferanslardan da geri durmayan Reşit Hocamız şimdilerde bir yandan da çiftçilik yapıyor.
En son Fransa’dan yayın yapan Cémavaire (Semaver) programı yapımcıları kendisini, Amerika’nın bir ucunda kiralayıp ailesiyle beraber işletmeye çalıştığı tarlada ziyaret etmişler.
Onu seyrederken gözlerim doldu, içim yandı, ülkem ve milletim adına çok üzüldüm. Keşke, o ve onun gibi alanında uzman binlerce kişi bir menfaat şebekesinin kurbanı edilmeseydi dedim. Tabi bardağın boş tarafından bakınca bu mesele böyle gözüküyor.
Reşit hocam o programda bu durumu izah ederken şöyle diyor: Arkanızda Firavun gibi bir Ebu Cehil varsa bulunduğunuz mekânı terk etmek peygamber sünnetidir. Dolayısıyla şartlar itibariyle bir gün böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınız zaman bu adımı atmak zorundasınız. Elbette bunun bir bedeli var, fakat çok büyük artıları da var ki zaten bu Kur’an’ın vadettiği bir meseledir. Bizim bu güne kadarki imtihanımız yoklukla oldu ama bundan sonra varlıkla imtihan olacağız. Bunun için beslenme kaynaklarıyla barışık olmalıyız, arkadaş çevresinden kopmamalıyız ve sabah akşam sohbeti canan merkezli bir hayat yaşamlıyız.
…. Günümüzün problemlerini çözme meselesini tedricilik nokta-i nazarından bakmalıyız. Bu gün itibariyle çok ciddi sıkıntıların yaşandığı doğrudur. Fakat sıkıntılar ne kadar şiddetli olursa getirisi de o derece katlanarak gelir. Eğer bizler önümüze gelen bu fırsatı hırs göstermeksizin değerlendirebilir ve ayağımıza gelen topu taca atmazsak birkaç nesil sonra bulunduğumuz coğrafyaları (islâmî güzellikler adına) tanıyamaz hale geliriz.”
Sanırım bardağın dolu tarafından bakmak bu olsa gerek. Ancak insan çoğu zaman gölgelere takılıp kalıyor ve güneşe doğru yürümeyi, yani hedefine rızayı ilahiyi koyup koşmayı ihmal edebiliyor. Bu açıdan ülkemizde iç karartan meselelere takılıp kalmadan, dünyanın değişik coğrafyalarında meydana getirilen dalgalanmalara bakmakta fayda var. Reşit hocam gibi Kur’an’ı mahruti bakabilen ve Sîyer felsefesini de bütüncül olarak değerlendirebilen hocalarımızın yapmış olduğu YouTube programlarını takip etmek sanırım güneşe doğru yolculuğumuzu hızlandıracaktır.
Malumunuz Reşit hocam aynı zamanda beşinci kat talebesi yani Hocaefendi’nin rahle-i tedrisatında yetişmiş bir kıymetimiz. O ve onun gibi diğer hocalarımız Hocaefendi’nin; “Peygamber yolunda yürümeye devam ettiğiniz, makam ve mansıplara dilbeste olmadığınız, dünyevi çıkarlara peylenmediğiniz, birilerinin vesayeti altına girmediğiniz, yaşatma duygusunu yaşamanın önünde götürdüğünüz ve gölgelere takılmayarak hep güneşe müteveccih yürüdüğünüz sürece Allah’ın izni ve inayetiyle bu iş devam eder” dediğini elbette çok iyi biliyordurlar. Bu açıdan o ve onun gibi değerlerimizin ortaya koyduğu reçetelerden istifade etmesini bilmeliyiz.
Netice itibariyle insanda başlayan problemleri çözmeye insanla başlanmadığı müddetçe siyasî ve hukukî sistemlere yapılan yatırımlar vakit ve kaynak israfı olmaktan öteye geçmeyecektir. Bu açıdan bir insan olarak, kendi iç dünyamızda farkına varmadan oluşturduğumuz problemlerimizi çözmeye çalışmalıyız. Fakat bunu yaparken her zaman uzman yardımı almak aynı zamanda yolu kısaltmak anlamına gelir ki, Reşit Haylamaz hocam gibi bu Hizmet-i Kur’aniye’nin yetiştirdiği güzel insanlar, bu problemlerimizi çözmede baş vuracağımız kaynaklarımızdır.
Son olarak o sohbetten anladığımı şu satırlarla özetleyebilirim. “Allah’a ubudiyet, yaratılış gayemiz, İnsanlığa hizmet, birinci vazifemiz, İşimiz/mesleğimiz ise, sadece bir rızık vesilemiz.” Rabbim, Hakk’a adanmış ruhların her birini sürpriz nimetleriyle sevindirsin, helal rızıklarını bereketlendirsin; kötü nazarlardan muhafaza eylesin; ihlas ve istikâmetten ayırmasın.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN