Dünyanın 170 ülkesine yayılmış okullar gibi Anadolu topraklarından doğmuş bir hikayedir; Uluslararası Dil ve Kültür Festivali (IFLC). Tıpkı okullar gibi kıymeti bilinmediği için Türkiye’nin elinden kayıp gitmiş bir değerdir de. Neyseki kendi insanımızın kıymet bilmezliğinin aksine yabancı diyarlarda yaşatılan tüm sıkıntılara rağmen varlığınI sürdürüyor. Hem de ne sürdürme.
Yıllar önce Türkiye’de düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’nı defalarca izlemiş biri olarak, son iki senedir IFLC Almanya etkinliklerini takip ediyorum. Yaşları 12 ile 17 arasında değişen; dili, rengi, inancı, kültürü farklı gençlerin ilk kez tanışmalarına rağmen bir iki gün içinde birbirleriyle nasıl da kaynaşıp, kardeş olduklarına şahitlik ediyorum.
IFLC etkinliklerinin iki yüzü var. Birisi seyircilerin salonda izlediği ve ekranlardan yayınlanan bölüm. Festivalin görünen yüzü burası olduğundan bu kısma girmeyeceğim. Asıl değinmek istediğim; gözlerden uzakta, çocukların kendi aralarında, safiyane yaşadıkları. Bu kısım el ayak çekildikten sonra başlıyor. Dünyanın dört bir tarafından dili, rengi, kültürü farklı gençlerin kendi içlerinde yaşadıkları kısım. Afrikalı ile Korelinin, Fransız ile Tanzanyalının nasıl da kardeş olduklarına şahit oluyorsunuz. Her şeye rağmen nasıl da sevginin kanatlanıp sema ettiğini izliyorsunuz, çocukların kendi aralarında geçirdikleri zaman dilimlerinde.
IFLC’nin önemini bu anlarda daha iyi kavramak mümkün. Zira dünyanın ihtiyacı olan şey çıplak gözlerle temaşa ediliyor. Dünyamız savaşlarla, kavgalarla çok yoruldu. Başınızı nereye çevirseniz kan ve gözyaşı. Ne için, ne uğruna?
Bunun için diyorum ki IFLC dünyaya, tüm insanlığa adeta bunlardan kurtuluşun yolunu gösteriyor. Bu mesaj iyi okunmalı. Dedim ya kendi insanımız, içinden çıkanın değerini bilmedi. Onu yad ellere sürdü. Ancak batılılar meselenin farkına varmış gibi. Belki de bu nedenden Alman bir parlamenter, organizasyonun başındaki isme “Siz yaptığınız işin öneminin farkında mısınız?” diyor. Etkinlikleri izleyen, gençlerin heyecanına tanık olan Almanlar da “Çocuklar dünyaya çok güçlü barış ve sevgi mesajı veriyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bu tespitlerin sağlaması çocukların sözlerinde de yer buluyor: “Bu bir yarışma ama biz rakip değiliz.”
Düne kadar kendisi için bir şey ifade etmeyen, yolları IFLC’de kesişmiş ABD’li, Kırgız, Ukraynalı Rus, Tanzanyalı, Fransız, Kazak, Koreli çocukların birbirlerinden ayrılırken 40 yıllık ahbapmış gibi yaşadıkları üzüntü, döktükleri gözyaşı her şeyi anlatıyor aslında. Zaten etkinlikler boyunca çocukların dilinde tek bir söz; “Bitmesini istemiyorum.”