Özgürlüğün Gür Sesi Gazeteciler

Yazar Recep Atıcı

1 Nisan gecesi, “Desteğinizle Güzel Yarınlara” isimli bir grup özgür gazetecinin programına katıldım. Program, yurt dışına zorunlu göç etmek zorunda kalan onlarca gazetecinin bir araya gelerek yeniden ‘vira bismillah’ dediği muhteşem bir organizasyondu. Her biri birbirinden güzel bu insanlar, gerçekten alkışlanmayı hak ediyordu. İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte onların yüreklerini ve bileklerini ortaya koyarak özgür olmanın hakkını vermeye gayret ettiklerine şahit oldum.

Ön saflarda mücadele veren bu gazetecilerin her biri gündeme getirdikleri kritik konulardan dolayı malumunuz hedef gösterilmesine rağmen onlar, inandıkları şeyler uğruna her şeyi göze aldılar. Onlar, yaptıkları o programda adeta küllerinden yeniden doğan Anka kuşu gibi bir performans sergilediler. Program başlarken heyecan doruktaydı. Sanki daha güçlü bir şekilde sahalara dönüşlerinin açılışını kutluyorlar gibiydi spikerlik vazifesini yapan Barış Cem, Erkam Tufan ve Kemal Gülen. Programı izleyenleri hem şahlandırdılar hem de hislendirdiler. Samanyolu TV’nin uydudan indirildiği anları gösteren Video ise hepimizi hislendirdi.

Evet, program vesilesiyle özlediğimiz güzel insanları karsımızda gördük ve çok duygulandık. Tüm konuşmalar, gönlümüze dokunacak cinsten olup benim gibi ölmüş kalpleri bile dirilecek cinstendi. Samanyolu TV’nin ilk kuruluşundan itibaren vazife yapan Rıdvan Kızıltepe hocamızın konuşması ise bana çok anlamlı geldi ki, daha güzel yarınlara yelken açma adına çok ümit vericiydi. Mağdur ve mazlumların sesi soluğu olan Sevinç Özarslan ise tam da soy ismi gibi zayıf insanların güçlü bir savunucusu olarak güzel şeyleri dile getirdi. Programa, Kanada’da hem kebapçılık yapıp hem de medyada çok ses getiren Said Sefa da katıldı ve medya alanında vazife yapan arkadaşlarımıza sahip çıkan herkesin öncelikle kendi davasına sahip çıkmış olacağını vurguladı. Son bölümünde konuşan abilerimiz ise hepimizin bam teline dokundular. Keşke yüzbinlerce insana izletebilseydik.

Orada söz alan herkes bizlere yeniden gaye-i hayalimizi hatırlattı. İftar programını sunup koşa koşa gelen Reha Yeprem, buna en güzel örnekti. Bu gaye-i hayalin sloganı gibi duran “Gündüz Uber, gece haber” ise rahatını bozmak istemeyen benim gibilere yerinde ve haklı bir ikazdı. Bundan hiç rahatsız olmadığım gibi ‘boynumdaki akrebi gösterene rahmet’ diyerek öpüp başıma koydum.

Malumunuz Efendimiz (s.a.v); “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66) hadisinde ifade edildiği gibi bizler elbette bir vücudun azalarıyız. Bu gazeteci arkadaşlarımız da bu vücudun gören gözleri, işiten kulakları, konuşan dilleri mesabesindedir. Bizler onlar olmadan hayatımızı hakkıyla idame ettiremeyiz. Bu yüzden gözümüz, kulağımız ve dilimiz mesabesindeki bu arkadaşları alkışlamak hepimizin boynun borcudur.

Ayrıca medyanın ne derece ehemmiyetli olduğunu Üstadımızın şu ifadeleri sanırım yeterince açıklık getirmektedir. O ifadelerinde Bediüzzaman, ‘insanlık âleminin âhir ömründe ilim ve fenlere döküleceğini ve bütün kuvvetini ilimden alacağını, bunun bir sonucu olarak hüküm ve kuvvetin ilmin eline geçeceğini’ söylüyor ve diyor ki; “Âhir zamanda ilim ve fenlerin en parlağı olan belâgat ve güzel söz söyleme sanatı da bütün çeşidiyle en çok rağbet gören bir meta olacaktır.” Bu ifadeler, günümüzde medyanın ne derece fonksiyon icra edeceğini sanırım yeterince açıklıyor. Neredeyse bundan yaklaşık bir asır önce yazılan bu reçeteyi en güzel şekilde hayata tatbik edebilme arzusuyla arkadaşlarımız, 1 Nisan gecesi yeni projeler sundular.

Hepimiz biliyoruz ki bu arkadaşlarımız, emin adımlarla hem canım ülkemizin gündemini belirliyor, hem de bütün dünyada olup biten önemli hadiseleri takip ediyorlar. Âhir zamanda bizim adımıza bu vazifeyi ifa eden bu arkadaşlarımızı bizlerde şu ramazan günlerinde dualarımızda unutmamalıyız. Sadece sözlü dua yetmez tabi ki. Kendileri için bir şey istemeyen bu güzel insanları destekleyerek güzel yarınların kapılarını aralamak hepimizin vazifesidir. Bu yüzden bize örnek olup ümit aşılayan bu güzide arkadaşlarımızın daha profesyonel programlar yapabilmesi için aynı zamanda maddi destekte bulunmalıyız.
Emeği geçip, hepimizin sesi olanlardan Allah ebeden razı olsun.

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy