TÜRKMEN TERZİ – GÜNEY AFRİKA
Cape Town Yahudi Temsilciler Toplulugu’nun eski direktör yardımcısı ve ödüllü yazar Gwyenn Robins, “Güney Afrika’da Beyaz, Siyah, Hintli, Melez, Wenda, Zulu gibi etnik temelde ve Bahai, Müslüman, birbiri ile hiç alakası olmayan Hristiyan gruplar olarak çok fazla ayrıldığımız bir zamanda, bize aynı yaratıcının kulları olduğumuzu hatırlatacak bir gruba ihtiyacımız vardı ve tam o da Hizmet Hareketi iftarlar düzenleyerek bizi biraraya getirdi” dedi.
Güney Afrika merkezli Turkuaz Harmoni Enstitüsü’nün Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş Güney Afrikalılarla “Hizmet Hareketi, Fethullah Gülen Hocaefendi ve yaşanan süreç ile ilgili düşüncelerini paylaştıkları “Hizmet Movement – Ubuntu in Action” isimli röportaj serisine konuşan Gwynne, “Hizmet iftarları farklı dinler arasında önyargıları kırdı ve bizim daha önce başladığımız dinlerarası diyalog faaliyetlerinin önünü açtı” sözleri ile Turkuaz’ın faaliyetlerini övdü.
Müslümanların ve Yahudilerin kavgalarının Güney Afrika’da olmadığını, çok uzaklarda olduğunu herkese anlatmak için Hristiyan ve Müslümanlarla toplantılar yaptığını, sonrasında ise farklı din temsilcileri ile genel sekreteri olduğu Cape Town Dinler arası Diyalog Girişimi adında resmi bir sivil toplum kuruluşu kurduğunu anlatan, Eric Samson-Mendel Kaplan Toplumsal Hizmet Ödülü sahibi Yahudi yazar-editör Robins, Cape Town’da Hizmet gönüllüsü Türklerin başlattığı dinler arası diyalog kurumunun başında bulunanların kendisini ziyaretleri ile Hizmet Hareketi ile tanıştığını ifade etti.
İlerleyen yıllarda farklı Müslüman topluluklarının da iftar yemeklerine katılma fırsatının olduğunu belirten Robins, tüm diğer iftarların hizmet hareketinin Cape Town’da ön ayak olduğu diyalog faaliyetlerinden sonra önyargıların kırılmasıyla gerçekleşmeye başladığını anlattı.
Hizmet Hareketi’nin tüm dünya ile birlikte Güney Afrika’ya da katkılarını görebildiğini söyleyen Robins, fakir bölgelerde ne zaman bir yangın ya da sel olsa Hizmet’in yiyecek malzemesiyle felaket bölgelerine yetiştiğini dile getirdi.
Hizmet insanlarının bir yemek kursuyla, bir çay demleme gösterisi ile bile farklı insanları bir araya getirdiğini, farklı seslerin fikrini dile getirdiğini anlatan Robins, “Önyargının sebebi cehalettir. Islamofobia, Yabancı Düşmanlığı, Antisemitizm (Yahudi düşmanlığı), Hintli düşmanlığı…. bunların hepsi insanların birbirini tanımamasından kaynaklanıyor. Ve Hizmet Hareketi’nin yaptığı tam olarak da bu.” Robins, “önyargı şu anda dünyada olan savaşların en büyük sebebidir. Sadece Müslüman Yahudi, ya da Hindu Müslüman ya da Hindu Budist savaşlarında değil, bütün dünyada bu böyle” sözleri ile Hizmet’in insanları barış içinde yaşama konularında eğittiğini dile getirdi.
“Erdoğan, Amerika’dan Sayın Fethullah Gulen’i istiyor. Böyle bir adamın korunması gerekiyor. Kendisi, tüm dünyanın ihtiyacı olan bir insandır. Onun gibi daha fazlasına ihtiyacımız var” diyen Robins, Türkiye’nin Güney Afrika’da da Hizmet faaliyetlerini durdurmaya çalıştığını ama Güney Afrika devlet yetkililerinin Hizmet okullarının birinci sınıf okullar olduğunu, Güney Afrika’nın onlara ihtiyacı olduğunu ve okulları kapatmayı göze alamayacaklarını Türk hükümetine iletmesinden çok memnun olduğunu ve daha fazla okula ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.
Robins sözlerine şöyle devam etti, “Turkuaz Harmoni Enstitüsü’nün şu anda yaptıkları, Nelson Mandela’nın zamanında yapmak istedikleri ile birebir örtüşüyor. Yeniden barış içinde yaşama, ihtiyacı olanın yardımına koşma, içinde yaşadığımız küçük kutucukların dışına çıkabilmek gibi…”
Yaklaşık 20 yıldır Hizmet insanları ile beraber olduğunu ifade eden Robins, “Hem sizin diyalog adına yaptıklarınız, hem de diğer dinler arası kurumların yaptıkları su anda Güney Afrika’da en fazla ihtiyaç duyulan şey. Kavganın gereksiz olduğunu, daha ziyade diyaloga geçmek gerektiğini, problemleri konuşarak halletmenin lüzumunu anlatıyorsunuz.”
“Ben bir Yahudi’yim. Hitler Almanya’sında olanlar benim çok hassas bir konu. O zaman Hitler’in Yahudilere yaptıklarını şimdi Erdoğan Hizmet mensuplarına yapıyor” diyen Robins, bu zulümlere çok üzüldüğünü, Türkiye’de ki zulümleri anlatan bir kitapçık eline geçtiğinde hiç soluksuz okuduğunu ve hamile kadınları sadece eşleri Hizmet gönüllüsü olduğu için tutukladıklarını, bebeklerini hapishanede dünyaya getirmeye zorladıklarını öğrendiğini dile getirdi.
Robins, Hizmet insanlarının çok büyük bir övgüyü hak ettiklerini, gelir kaynaklarının kesilmesine rağmen yaptıkları işleri aksatmamaya özen gösterdiklerini, beş yıldızlı otellerdeki iftar yemeklerini şimdi kendi evlerinde yaptıklarını ve bu davetlerin, aileleri biraraya getirdiği için çok daha güzel, çok daha önemli olduğunu sözlerine ekledi.
