Neden Siyer Felsefesi?

Yazar Editör

NECATİ MERT*

Respect Graduate School 5 Eylül 2022’de “Siyer Felsefesi” isimli yepyeni bir program başlatıyor. Bu programın Siyer ilmine ait pek çok ezberi bozmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Bu programda, Siyerde cereyan etmiş, fakat ucu açık, bitmemiş, yani her devirde farklı formlarla tekrarlanabilecek olaylar incelenecektir. Program metodoloji olarak iki farklı yöntem kullanıyor: Ya Siyer olayları günümüzle kıyaslanarak inceleniyor veya tersi yapılarak günümüz olayları Siyer’de var olan benzerlikleri ile ele alınıyor.

Genellikle, Siyer’de olup biten hadiseler hikayeler şeklinde ele alınırlar. Böylece, olaylar mutlu bir son veya yürek parçalayan dramatik bir hadise olarak zihinlerde yer eder. Bu olayların her devirde tekrarlanabileceği gerçeği göz ardı edilir. Böylelikle Hazreti Peygamberin rehberlik vasfı sönükleşir. Oysa Kur’an “Bilin ki Allah’ın elçisi aranızdadır” (Hucurat, 7) ayetiyle Efendimizin aramızda olduğunu ve kıyamete kadar bize rehberlik yapacağını bildiriyor. Efendimizin hayatındaki hiçbir olay tarihte olup bitmiş ve bizler için anlamını yitirmiş değildir. Ancak bunu idrak edebilmek için dine ait temel disiplinleri günümüz şartlarına göre yorumlayabilmek, kolektif bir aklı devreye sokabilmek ve olaylara bütüncül bir nazarla bakabilmek gerekir: Yani hayata Siyer Felsefesi bakabilmek.

Öncelikle, dine ait temel meseleleri ele alırken sahabe efendilerimiz ve bizden öncekilerin nerede durduğunu iyi bilmemiz gerekir. Hadiselerin açık uçlarından yola çıkarak zamana uygun yorumlar geliştirip kendi düşüncelerimizi dile getirebiliriz. Elbette bunu yaparken dinin temel değişmez hükümlerini zedelememeye ve yıkmamaya dikkat etmemiz gerekmektedir. Ayrıca, bazı güncel problemlerimize çözüm bulup Siyer Felsefesi yapacağız derken de bin dört yüz yıllık koca bir İslam dini müktesebatını ve her biri konusunda uzman alimleri yok saymamalıyız. Tüm bunlara ek olarak; Kur’an-ı Kerim’e indiği devrin insanlarına hitap eden tarihsel bir metin ve Efendimizin hayatında cereyan eden hadiselere on dört asır evvel yaşanmış bitmiş nazarı ile bakmamamız gerekir.

İkinci olarak, kolektif aklı faaliyete geçirme meselesine gelince; umuma ait meselelerde iki kişinin vereceği karar her zaman tek kişinin vereceği karardan daha güçlüdür. Böylece daha isabetli sonuçlara ulaşabiliriz. Ayrıca, bir konuya başkalarının bakış açılarından bakabilmek adeta bir filtre görevi yapmaktadır. Bundan dolayı, filtreden geçirilmiş düşünceler, kararlar ve sonuçlar daha isabetli olacaktır. Kolektif şuura ulaşmanın bir diğer faydası da düşünceleri kalibrasyondan geçirme olacaktır. Bunu, daha keskin ve kıvrak zekalara kendi fikirlerimizin doğruluğunu denetletmek olarak izah edebiliriz.

Son olarak, sosyal yaşantı günümüzde fazlasıyla kompleks hale geldiğinden dolayı bırakınız bütün bilimler, bir tek bilimin bile bütün yönlerini bilmemiz imkansızlaşmış durumda. Günümüzün sosyal olaylarına ve Siyer olaylarına bütüncül bir gözle bakmak gerekmektedir. Hadiselere tek bir kişi bütüncül bir nazarla bakamayacağımızdan ötürü düşüncelerimiz de sınırlı kalacaktır. Ayrıca, olayları inceleyen bir kişinin o mevzu ile alakalı bütün detaylara vakıf olup bilgi sahibi olması söz konusu olamaz. Bir olayın; doğrudan veya dolaylı olarak tarafı olan kişi sayısı kadar etkeni veya edilgeni vardır. Bunu müteselsil zincirler haline getirdiğimizde işin bir kelebek etkisine dönüştüğünü söyleyebiliriz. Dahası, olayları ele alan tek bir kişi Kur’an-ı Kerim ve Siyer mantıkiliği içinde ele alamayıp; kendi dar görüşüne, nefsine ve arzularına mağlup olabilir. Ele alınan meseleleri Kur’an’ın ve sünnetin kıstaslarına göre değerlendirmekten uzaklaşır. O kişi için kabul edilebilir olan, maslahat görülen noktalar din tarafından kabul edilemeyen noktalar da olabilir. Bütüncül bakış açısıyla bakılmayan bir yerde dinin ruhuna aykırı hükümlerin ortaya çıkmasına ortam hazırlanmış olur.

Buna rağmen, Siyer olaylarının günümüz şartlarında felsefesini yapmanın mümkün olmadığını ve büyük hatalar yapılacağını söyleyenler de çıkacaktır. Bunu söyleyenlerin fikirleri de yabana atılmamalıdır. Zira, modern yaşamın insana dayattığı alışkanlıklar, fanteziler ve farkına varılmadan aslından uzaklaşan bir kısım uygulamalar, bizi dinin ruhuna aykırı dar bir alana itmiş olabilir. Modern hayat ile Asr-ı Saadet uygulamalarını bir arada görmek mümkün değildir gibi zannedilebilir. Siyere ait pek çok şeyi benimsemenin mümkün olmadığını, toplumun gidişatı ile bağdaştırılamayacağını söyleyenler de çıkacaktır. Fakat, fikir alışverişlerinden zarar görüldüğüne rastlanmamıştır. Şahsi mülahazalara ve inisiyatiflere bırakılmadan heyetler tarafından ele alınan meselelerde yanılma payı en aza indirilmiş olacaktır. İşte Siyer Felsefesi programı böyle bir heyet oluşturma gayretidir.

Özetleyecek olursak, Siyer Felsefesi programı Efendimiz aleyhissalatu vesselamın aramızda olup en güzel örnek olma özelliğinin bize yeteceği hakikatini bir kez daha vurgulamaktadır. O (sav), zulmün, vahşetin kol gezdiği bir ortamda zihinleri ve kalpleri terbiye etmiş, hayatın anlamını öğretmiştir. Günümüz şartlarında, sahip olduğumuz hakikatlere güvenimiz tam olarak, kolektif bir şuur oluşturabilirsek ve hadiseleri mahruti bir bakış açısıyla tarayabilirsek Siyer Felsefesi ile hayata bakabilmeyi öğrenmiş oluruz. Bu programın hedefi gez-göz-arpacık çizgisinde; kâinat-insan-hayat perspektifini ele alıp hakikate ulaşmaktır. Herkesin malumu olduğu üzere insan zihninin en kolay öğrenme ve anlama yöntemi kıyastır. Geçmişi ve günümüzü bir arada ele alıp mütalaa etmek mukayese kapasitemizi artıracaktır. Böylece geleceğe daha bir dinamik ümitle bakabilir ve geleceğin medeniyetinin mimarları arasında yerimizi alabiliriz.

Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi’nin Siyer Felsefesi Semineri hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilir, kayıt olabilir, burs başvurusu yapabilirsiniz: https://turkce.respectgs.us/risale-ve-hizmet-arastirmalari-merkezi/siyer-felsefesi/

*Necati Mert, Respect Graduate School bünyesinde faaliyet gösteren Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi’nin Siyer Felsefesi seminerinin koordinatör ve öğretim görevlisidir.

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy