Londra’da bu yıl 9 Mart Cumartesi günü ünlü Oxford Caddesi’nde başlayan ‘8 Mart Kadınlar Günü’ yürüyüşü, meşhur Trafalgar Meydanı’nda sonlandı.
Binlerce kadının katıldığı yürüyüş Million Women Rise isimli grup tarafından düzenlendi. Yürüyüş, Birleşik Krallık’ta kadın hakları alanında çalışma yapan bütün dernek veya vakıflar tarafından desteklendi.
Dünyanın en büyük kadın hakları etkinliği olarak bilinen yürüyüşe katılanlar arasında 4 yıldır insan hakları alanında faaliyetler yürüten Human Rights Solidarity (HRS) vakıf da yer aldı.
Kuruluşundan bu yana her sene bu yürüyüşe destek veren HRS Kadın Komitesi üyeleri, bütün kadınların sesi olmanın yanında özel olarak Türkiye’deki kadınların sesini de duyurmaya çalışıyor.
HRS Kadın Komitesi, bu sene ilginç bir konseptle yürüyüşe katıldı. Yaklaşık 40 HRS gönüllüsü kadın mor yağmurluklar giyerek yüzlerine beyaz maskeler taktı.
Maskelerin üzerinde Türkiye’de hasta, hamile veya bebeği ile tutuklu kadınların isimleri yazıldı.
HRS gönüllüleri ayrıca, haksızlığa veya zulme maruz kalmış tüm kadınların sorunlarını dile getiren pankartlar taşıdı.
Gönüllüler Kürt kadınların yaşadığı haksızlığa dikkat çeken Kürtçe yazılı pankartlar da taşıdı.
Gönüllüler cezaevinde bulunan eski HDP Milletvekili Hüda Kaya’yı da unutmadı.
Bunların yanı sıra, şu anda Gazze’de yaşanan trajediye, Ukrayna’daki savaşa ve Uygur Müslümanlarının yaşadığı zulme dikkat çeken pankartlar yer aldı.
Yürüyüş boyunca kadınlar, Gazze’de öldürülen 9 binden fazla kadın olduğuna dikkat çekerek, sloganlarla ‘Acil ateşkes çağrısı’ yaptı. Kadınlar, erkek şiddetinin sonlanması için hükümetlerin daha fazla tedbir alması gerektiğini de dile getirdi.
HRS Kadın Komitesi Başkanı Ceyda Betül Kemancı, etkinlik hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “HRS olarak her yıl farklı bir konseptle bu önemli yürüyüşe katılıyoruz. Geçen yıl, Türkiye’deki hukuksuzlar sebebiyle Meriç’ten kaçmak zorunda kalanların yaşadığı sıkıntıları anlatmak içi bir bot içine yerleştirdiğimiz kadın ve çocuk mankeni olan platformla yürümüştük. Bu yıl ise kadın haklarını temsilen mor yağmurluklar giydik. Ayrıca Türkiye’de haksız ve hukuksuz yere tutuklu olan çok sayıda kadın var. Onların sesini duyurmak adına, özellikle hasta, hamile veya bebekli olan kadınların isimlerini yazdığımız maskeler taktık. Bu zulümlerin bir an önce sona ermesini istedik. AİHM Yalçınkaya kararının daha fazla gecikmeden uygulanmasını talep ettik. Sistematik hale gelmiş olan işkencelerin bitmesini, sorumluların cezalandırılmasını istedik.”
Yürüyüşün sona erdiği Trafalgar Meydanı’nda da bir miting düzenlendi. Kürsüde söz alanlar şiddete maruz kalmış bütün kız çocukları ve kadınların sesini yükseltti.