Kur’ân oku ve yüksel-1 | Mithat Tayyar

Yazar Mizan

Peygamber Efendimiz, arkadaşlarının Kur’ân eğitimine çok önem veriyordu. Onları, her durum ve şartta kontrol ediyor, bir an olsun takipten geri durmuyordu. Öyleki sefere çıktıkları bir durumda bile, mola esnasında onları boş bırakmıyor, Kur’ân eğitimleri adına vazifeler veriyordu.

    • Ordu Komutanı Yaptı

      Ebu Hureyre’nin rivayetine göre:
      “Allah Resulü kalabalık bir askerin katıldığı orduyu sefere çıkardı. Askerlere Kur’ân okumalarını tembihledi. Ayrıca teker teker gezerek her birine Kur’ân’dan bildikleri yerleri okumalarını tembihliyordu. Derken sıra yaşça en genç birisine gelmişti. Ona:
      – “Kur’ân’dan sen ne biliyorsun ey falanca?” diye sordu. Genç:
      – “Ben, falan falan sûreleri ve bir de Bakara sûresini biliyorum.” dedi. Allah Resulü:
      – “Yani sen Bakara sûresini biliyor musun?” diye sordu.
      – “Evet” cevabı üzerine:
      – “Haydi, yürü. Seni askerlere komutan tayin ettim.” dedi. Askerlerin ileri gelenlerinden biri atılıp:
      – “Yemin olsun, Bakara’yı ezberlememe mani olan şey, hükümleriyle amel edememek korkusundan başka bir şey değildir.” dedi. Allah Resulü şu tembihte bulundu:
      – “Kur’ân’ı öğrenin, onu okuyun ve okutun. Kur’ân-ı Kerim’i öğrenip okuyan ve onunla amel eden kimse için Kur’ân’ın durumu, içi ağzına kadar misk dolu bir kaba benzer. Bu her tarafa koku yayar. Kur’ân’ı öğrendiği halde, ezberinde olmasına rağmen okumayıp yatan kimsede ağzı sıkıca bağlanmış, hiç koku yaymayan misk kabı gibidir.”1
      Allah Resulü idari görevlere Kur’ân’ı iyi bilenleri tayin eder ve bu kimseleri diğerlerine tercih ederdi. Kur’ân’ı iyi bildikleri ve yetenekleri sabit olduktan sonra bu kişilerin yaşlarını dikkate almadan yüksek mevkilere getirdiği olurdu.
      Allah Resulü namazda imamlık hususunda da “Cemaatte Kur’ân’ı en iyi bilen imam olsun.” buyurarak Kur’ân’ı iyi bilenleri önde tutmuştur. Ashab-ı Kiram zamanında Kur’ân’ı en iyi bilenler, aynı zamanda dinin ahkâmını en iyi bilenlerdi. Daha sonraları bu hal değişince, Hanefi uleması sünneti ve Kur’ân’ı; yani hükümleri en iyi bilenin imamlığa layık olduğunu söylemişlerdir.2
      Talebelerinin takip ve yetişmesi hususunda Bediüzzaman Said Nursi hazretleri de Peygamberimizi takip ediyor, talebelerini savaş esnasında bile boş bırakmayarak eğitiyordu. Birinci Dünya savaşında, Pasinler cephesinde Milis Albay olarak, talebeleriyle savaşırken bir yandan da yeğeni Habib’e “Yaz Gardaşım.” diyerek “İşaret’ül İcaz” isimli tefsir kitabını yazdıyordu. Bu eser bazen avcı hattında, bazen de at üstünde talebelerinede ders yapılarak te’lif edilmiştir.3

  • Mezarda Öne Koydu
    Allah Resulünün, yüzünün yaralandığı ve dişinin kırıldığı Uhud savaşında, ashabından yetmiş kişi şehit olmuştu. Efendimiz aleyhisselam muharebenin sonunda Uhud Meydanı’nı gezdi. Yanındakilere şehitlerin üzerindeki zırhları çıkarmalarını söyledi. Sonra:
    “Onları, kanları ve elbiseleriyle birlikte gömün.” diyerek hepsini olduğu gibi Uhud Meydanı’na gömmelerini emretti. Böylece yıkanmadan ve elbiseleriyle gömüleceklerdi.
    Mezarlar kazılıyor, bir taraftan da cenaze namazları kılınıyordu. Ancak o kadar şehidin her birisine müstakil bir mezar kazacak durumları da yoktu. Çok yorulmuşlardı. Gelip durumu Efendimize arz ettiler. O da iki veya üç kişiyi bir mezara koymalarını emretti ve:
    – “Ben gelmeden cenazeleri mezara koymayın” dedi.
    Sonra cenazelerin başına geldi ve yerde yatanları kastederek:
    – Bunlardan “Hangisi Kur’ân’ı daha çok ezberine almıştır?” diye sordu. Kendisine yerde yatanlardan birisi işaret edildiğinde kabirdeki lahde (mezarın ön tarafına) önce onun konulmasını, arkasına ise daha az Kur’ân bilenlerin konulmasını emredip önde olanı kastederek:
    – “Ben bunlar hakkında kıyamet gününde şahitlik yapacağım.” buyurdu.4
    Defin esnasında kıble tarafına; yani mezarın ön tarafına yaşı küçük de olsa Kur’ân’ı iyi bilenler konulmuştu. Onlara bildikleri Kur’ân hürmetine ölümlerinde bile saygı gösterilmeye devam edilmiştir.

    Dipnotlar:
    1. Tirmizi, Fedailü’l-Kur’ân 2, (2876)
    2. Zeylai, Nasbu’r-Raye,2/24
    3. İşaret’ül İcaz, tenbih
    4. Buhari, Cenaiz 103

Yorum : Mithat Tayyar

 

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy