Şair ve yazar Hasan Çağlayan’ın hapishanede tuttuğu ‘İçeriden Notlar’dan oluşan ‘Sonrası Mavi‘ yakın zamanda Süreyya Kitap’tan çıktı.
İçerisinde yer alan günlükleri okurken kendinizden çok şeyler bulacağınız kitap, Ahmet Kurucan ve Abdullah Aymaz ağabeylerin de dikkatini çekti.
Ahmet Kurucan ağabey, TR724’deki köşesinde kitaba ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kurucan ağabey kitabı okuduktan sonraki izlenimlerini şöyle anlattı:
“Ağladım, güldüm dedim. Başka ne yaptım? Çok düşündüm. Terk-i mevki yaptım. Onlar yerine kendimi koymaya çalıştım. Uğruna ömrünüzü verdiğiniz mesleğinizin elinizden bir gecede alınıp zulmün dibini vurmuş zalimler tarafından işten atılmanızı… Anne-baba, eş ve çocuğunuzla mutlu bir yuvanız varken bütün bunlardan bir anda uzaklaştırılmanızı… Dün önünüzde el-pençe divan duran, ‘Çocuğumu önce Allah’a sonra size emanet ediyorum’ diyen talebe velilerinin ertesi gün size terörist demelerini… Hepsinden öte özgürlüğünüzün elinizden alınmasını… Ve daha neleri neleri düşündüm.”
Abdullah Aymaz ağabey de ‘Sadece denizden birkaç damla’ diyerek kitaptan bazı bölümler paylaştı.
Abdullah Aymaz ağabeyin paylaştığı bölümlerden biri şöyle:
“Eş zamanlı operasyon, nezaret, mahkeme bütün bunlar ilk başta ciddi bir hava oluştursa da, büyük bir ciddiyetsizlik aslında. Biraz sonra kahkahayla bozulacak bir oyun, bir şaka gibi… Suçlanıyorsun; ama suça yabancısın. Halini arza çabalıyorsun ama dinleyen yok. Bir kimse, suç ile itham edildiği halde suçsuzsa mağdurdur; suçlayan da suç işliyordur. Bu kesin. Halbuki ‘Bir insana karşı yapılan bir haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış bir haksızlıktır.’ ve suçtur. “Altı günlük nezaretten sonra yatakta uyuma imkanı bulduk. Yerde, battaniye üzerinde gecelemek bir kuşun, gurbet ağacında tünemesi gibi gariplikti.”