Hollanda’nın Almere şehrinde düzenlenen “Rumi Günü” etkinliği, büyük bir manevi atmosfer eşliğinde, geniş bir katılımcı kitlesinin ilgisini çekerek anlamlı bir buluşmaya sahne oldu. Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin öğretilerini yaşatma ve tanıtma amacı taşıyan etkinlik, hem Hollandalı katılımcılar hem de farklı kültürlerden gelen misafirler tarafından büyük beğeniyle karşılandı.
Etkinlik, Mevlevîlik geleneğini uzun yıllardır Avrupa’da başarıyla temsil eden sema ustası Abdulkadir Dikici ve ekibinin organizasyonuyla hayata geçirildi. Program, duygusal bir ilahi ve ney dinletisi ile başladı. Neyin huzur verici tınıları salonu sararken, ardından okunan ezan ile birlikte katılımcılar adeta derin bir içsel sessizliğe büründü. Etkinliğin bu ilk anları, dinleyicileri günlük hayatın koşuşturmasından uzaklaştırıp, mistik bir ruh hâline davet etti.
Programın en etkileyici anlarından biri, yaklaşık 10 dakika süren sema gösterisi oldu. Sema ayininde semazenlerin ruhani dönüşleri ve ney eşliğinde yükselen duygusal atmosfer, salondaki 70 kişilik Hollandalı izleyici grubunu derinden etkiledi. Katılımcıların çoğu, sema sırasında gözyaşlarını tutamadıklarını, içlerinde tarifsiz bir huzur hissettiklerini ve bu deneyimin kendilerini çok farklı bir ruh hâline taşıdığını dile getirdi. Gösterinin ardından katılımcılar hep bir ağızdan “mükemmeldi” diyerek beğenilerini ifade etti.
Sema gösterisinin ardından gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde ise oldukça derinlikli ve dikkat çekici diyaloglar yaşandı. Hollandalı misafirler, sema ritüelinin sembolik anlamlarını, Mevlevîlik öğretisinin modern dünyadaki yerini ve semanın insan ruhu üzerindeki etkilerini merak ederek Abdulkadir Dikici’ye çeşitli sorular yöneltti. Usta semazen Dikici ise bu soruları büyük bir içtenlikle yanıtladı; semanın bir gösteriden ziyade, Allah’a yakınlaşmayı amaçlayan bir ibadet ve içsel yolculuk olduğunu vurguladı.
Katılımcılar, etkinlik sayesinde Mevlevî geleneğiyle tanışmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını, semanın ve ilahilerin kendilerini derinden etkilediğini, bu tarz kültürel ve manevi içerikli programların çoğalmasını arzuladıklarını belirtti.
Almere WaterWall Vakfı tarafından organize edilen programın sonunda ise misafirlere geleneksel Anadolu yemeklerinden oluşan zengin bir ikram sunuldu. Yemekler eşliğinde yapılan sohbetlerde, “birlikte yaşama sanatı” üzerine anlamlı fikir alışverişleri yapıldı. Kültürel çeşitliliğin bir zenginlik olduğu vurgulanarak, farklı inanç ve geleneklerin hoşgörü çerçevesinde bir araya gelmesinin önemi dile getirildi.
Gecenin en özel ve duygusal anlarından biri ise Hollandalı katılımcılardan Monic adlı bir hanımefendinin sahneye çıkarak, büyük Türk mutasavvıfı Yunus Emre’nin “Gel Gör Beni Aşk Neyledi” şiirini Hollandaca olarak seslendirmesi oldu. Bu performans salondan büyük alkış alırken, salondaki duygu yoğunluğunu zirveye taşıdı.
Etkinlik sonunda bir konuşma yapan Abdulkadir Dikici, 40 yılı aşkın süredir sema sunumları yaptığını, bu tür programların amacıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Biz bu programlara sadece bir sanat etkinliği gözüyle bakmıyoruz. Sema bizim için Allah’a yakınlaşmanın, birlikte yaşama sanatına katkı sunmanın, insanın kendini arayış yolculuğunun bir parçasıdır. Bugün burada bulunan dostlarımızla birlikte çok anlamlı bir atmosfer yaşadık. Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa ve Hazreti Muhammed’in öğretilerinden ilham alan Mevlânâ’nın, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ayaklarının tozu olduğunu söylemesi, bizim onun büyüklüğünü ve tevazusunu anlamamız açısından çok değerlidir. Bugün burada kardeşlik içinde güzel bir günü birlikte yaşadık. Katılan herkese gönülden teşekkür ediyorum.”
Almeria’daki bu anlamlı “Rumi Günü”, kültürlerarası diyalog, maneviyat ve evrensel insanlık değerleri etrafında eşsiz bir birlikteliğe sahne oldu. Katılımcılar, bu tür organizasyonların barışa, anlayışa ve hoşgörüye önemli katkılar sunduğu konusunda hemfikir olarak etkinliğin gelecek yıllarda da devam etmesini dilediler.