Her işittiğine inanma her duyduğunu yayma!

Yazar Hizmetten

Hicretin 2. yılında İslam’ın şartlarından zekât farz kılınmıştı. Medine’deki Müslümanlar zekâtlarını kendileri bizzat verebiliyordu. Dışarıdakilere ise, zekâtlarını toplayıp Medine’ye getirmek üzere özel görevli şahıslar gidiyordu.

Peygamberimiz, Velid b. Ukbe’yi (ra) zekât memuru olarak Mustalıkoğulları kabilesine göndermişti. Onlarla, Velid arasında eski, fakat pek bilinmeyen bir düşmanlık vardı. Yolda birisi, Velid’e “Mustalıkoğulları’ndan silahlı bir grup kimsenin yola çıktığı” bilgisini vermişti. Yoluna devam eden Velid, bizzat kendisi de silahlı bir grubu uzaktan gördü. Medine’ye geri gelerek Efendimize Mustalıkoğulları’nın verdikleri sözden/dinden döndüklerini söyledi.

Bu haberi araştırmak için Efendimiz (as) Hâlid b. Velîd’i (ra) gönderdi. Hz. Hâlid yakın bir yerde konaklayıp durumlarını araştırdı; ezan okuyup namaz kıldıklarını görünce irtidat etmedikleri, hâlâ İslâm’a bağlı oldukları neticesine ulaştı. Medine’ye dönüp durumu rapor etti. Kısa bir zaman sonra, Mustalıkoğulları’ndan bu grubun, zekât memuru geciktiği için zekâtlarını bizzat kendi elleriyle teslim etmek üzere yola çıktıkları anlaşıldı.

Bu olay üzerine Hucurât sûresi 6. âyet nazil olmuştur: “Ey iman edenler, herhangi bir fâsık (İslamî ve insanî çizginin dışına çıkan) size, (fıskı netice verecek) önemli bir haber getirecek olursa, iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın! Yoksa gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık eder, sonra da yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât sûresi, 6)

Hakkında ayet gelen Velid b. Ukbe fâsık değil, adaleti sabit bir sahabî idi. Bununla beraber getirdiği haber; fıska, yani günaha girip çizgi dışına çıkmaya sebebiyet verebilecek cinsten bir haberdi. Dolayısıyla bu ayette o, “getirdiği haber itibarıyla fâsık” sayılmıştı.

ÂYET “BİZE” NE ANLATIYOR?

Kelimeleri, geldiği ortam ve genel muhtevasına bakınca Hucurat Suresi 6. ayet diyor ki: “Ey Allah’a iman edip Resûlü’nün (sas) getirdiği dini kabul ederek gereğine göre hayatlarını devam ettiren mü’minler! Şayet, yalan-doğru, helal-haram hassasiyeti olmayan bir fâsık size, neticesinde başka bir kimseye zarar verebilecek, onun saygınlığını kırabilecek bir haber getirirse, bu haber üzerine hemen harekete geçip yorum yapmayın.

Hatta kimden gelirse gelsin bütün haberlere, özellikle bozuk karakterli, yalan söylemeyi âdet edinmiş kimselerin getirdiği önemli haberlere dikkat edin. Aslını iyice araştırın. Bir konuda kesin bilgiye sahip olmadan, aceleyle karar vermeyin. Eğer bunu yapar, hemen öfke ile karar verirseniz, işin aslını bilmeden birilerine hak etmedikleri bir zararı vermiş ve eza etmiş olursunuz. Neticede gerçekler ortaya çıkar ve siz aceleyle verdiğiniz hatalı ve sonuçları itibarıyla zararlı hüküm ve yaptığınız uygulamadan dolayı pişman olursunuz. Üzülür, ‘Keşke böyle bir şey hiç yaşanmasaydı!’ dersiniz.”

Binaenaleyh, insan haysiyetine zarar verecek, toplumda fitneye sebep olacak bir konuda, fıskı (dinin emirlerine uymayıp yoldan çıktığı) malum kimselerin getirdikleri haberleri, doğruluğunu araştırmadan kabul etmeyi din uygun bulmaz.

Her haberi tahkik etmek hayatın doğal akışına uygun olmayabilir. Ancak önemli haberlerin (nebe’) iyice tahkik edilmesi ve verilen kararın konu netleştikten sonraya bırakılması gerekir. Birkaç defa yalanına şahit olunan kimselerin getirdikleri bilgiler üzerine hemen sonuca varılıp hüküm verilmez, uygulamaya geçilmez.

Bir hadiste, “Teenni (acele davranmama, sakin olma) ile hareket etme Allah’tan, acelecilik ise şeytandandır.” (Tirmizî, Bir 65) buyrulmaktadır. Taberî tefsirindeki bir rivayete göre hadisin bu âyetle irtibatı düşünülürse manası şöyle olur: “Sonucunda önemli bir karar verilecek haberi iyice araştırmak Allah’ın emri, böyle bir haber üzerine hemen acele davranmak ise şeytânî bir tavırdır.”

Nice acele bir kararla “yıktığımız” şey vardır ki, onları yıllarca uğraşarak tamir edip düzeltemeyiz. Öyleyse “yıkmadan” önce iyi düşünmektir en iyi çözüm…

Kaynak:Osman Karyağdı-Yeni Ailem

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy