Genç Yetenekleri İzlerken…

Yazar Recep Atıcı

22 Nisan akşamı Ümit Nağmeleri’nin organize ettiği Genç Yetenekler Yarışması’nın final programını izledim. 10 farklı ülkeden onlarca öğrenci arasından finale kalmayı başaran öğrenciler, hünerlerini YouTube üzerinden prömiyer olarak yayınladılar. Programda hünerlerini ortaya koyan Genç Yetenekler, kimi zaman genç olmanın farkını ortaya koyarken kimi zaman da duygulandırdılar. Gencecik yürekleriyle dizlerimize yeniden dermen olup yüreklerimize de fer oldular.

Sunuculuğunu henüz bıyıkları terlememiş iki genç adamın yaptığı bu programın maksadını ise şöyle ifade ettiler: “Genç yeteneklerin özgüvenlerini arttırmak ve farklı ülkelerde yaşayan gençlerin kendi kültürlerine olan bağlarını kuvvetlendirmek için bu programı yaptık.” İşin doğrusu programın yapılış maksadını ifade eden bu cümleler bile onların yüreklerinin ve ümitlerinin ne kadar yüce olduğunu gösteriyor.

Sahneyi ilk olarak Romanya’dan Nahide aldı ve, “Kanatlarım Var Ruhumda” isimli besteyle ruhlarımıza genç olmanın heyecanını duyurdu. İkinci sırada bir şiir vardı. Şair Mustafa Oğuz’un; “Asrın en çalımlı türküsünü söyledik. Dünyanın kalbini tutarak” isimli şiirini Kenya’dan Hakan kardeşimiz yorumladı. Arslanların ülkesi olan Kenya’dan adeta aslanlar gibi kükreyerek müthiş bir performans sergiledi.

Onun ardından, “Çay benim, çeşme benim, aman derdimi deşme benim” isimli ege yöresine ait bir türküyle Almanya’dan Betül Sena sahneye çıktı. Seslendirdiği bu türkü adeta buram buram Anadolu kokuyordu. Onun ardından sahne alan Ece ise, Kenya’dan yarışmaya katıldı. 17 yaşındaki Ece, Sezen Aksu’nun Küçüğümbestesini şarkının sahibi olan Aksu’ya taş çıkartacak kadar güzel yorumladı. Onun ardından sahneye çıkan ve hepimizin IFLC” organizasyonlarından hatırladığı Orta Asya’nın gururu Ayhan ve Şemsi ikilisi müthiş bir potpuri sundular. Bence sadece o ikilinin yanık sesini dinlemek için bile bu Genç Yetenekler programı izlenebilir.

Sırada Necip Fazıl’ın “Sakarya Türküsüvardı ki, Güney Afrika’nın Durban şehrinden katılan Azra yorumladı bu şiiri. Henüz 10 yaşında olan Azra muhteşem bir performans sergiledi. Onun ardından sahne alan Kerem ise ABD’den katıldı ve bağlaması ilePir Sultan Abdal” türküsünü yorumladı. Bağlamanın telleriyle adeta hepimizi yeniden Anadolu’nun yanık bağrına götürdü.

Sunumu yapan genç yetenekler, “Hicret zor ama, hicret içinde gurbet daha zor” diyerek hepimizin bam teline dokundu. Almanya’dan katılan Damla’nın seslendirdiği bu parçada çok enfesti. Yüreklerimize dokunan bu şarkının sözlerindeki, “Bir gün güneşler sönse de, sen sakın sönmecümlesi bizlere yeniden gaye-i hayalimizi hatırlattı.

Gurup Nevbahar ise omuzlarında asılı duran Gitarlarıyla Kıbrıs yöresine ait; “Dillirga’dan Gece Geçtimbestesini seslendirdiler. Dört kişilik ekip adeta bizi yeniden merhum Cem Karaca’yı hatırlattı. Şayet bu tempo ile yol alırlarsa Anadolu Rock müziğini yeniden canlandırabilirler. Gençlere buradan sesleniyorum ki, Anadolu Rock’un gür sesi olan Karaca’nın ölümüyle o müzik anlayışı son bulmamalı. Onun ömrünü verdiği o hayal, yeniden dünya müzik arenasında sizlerin gayretleriyle yerini almalı.

Rock müzikten sonra sırada Abdurrahman Karakoç’un “Ülkü Türküsü” şiiri vardı. Onu da Kenya’dan katılan Ahmet Sami Özşahin yorumlamış. 16 yaşındaki Özşahin, şiiri yorumlarken ülkesine olan hasretini de şiire katmış. Ülke hasreti çekenler onun yorumunu mutlaka dinlemeli.

Kenya’dan sonra Anadolu’nun yitik evladı Makedonya’dan Selda sahne aldı. Mehmet Akif’in “Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak..” şiiriyle yeniden ümitsiz olmamamız gerektiğini hatırlattı. Onun ardından sunucu gençlerin, “Çok içli, hüzünlü ve özlem dolu bir şiir dinlemeye ne dersiniz” sözleri aklıma hemen Hocaefendi’yi getirdi. Zira, ‘hüzün ve özlem’ kelimeleri onun yedi yaşından beri ayrılmaz bir parçasıydı. Düşündüğüm gibi sıradaki parça Hocaefendi’nin şiirinden bestelenmiş “İnsanlığın Efendisigüftesi oldu. Bu güfteyi Filipinlerden Hafsa seslendirdi. Baştan sona hüzün ifade eden bu güfte müziğin tılsımlı tınısıyla adeta ruhlarımızı büyüledi.

Güzel insanlar, Genç Yetenekler’in sunduğu bu programın hepsini ifade etmek için burada yeterince yerim yok. Gerisini isterseniz, “Hizmetten.com” adresinden izleyebilirsiniz. Ancak bu organizeyi yapan Ümit Nağmeleri temsilcilerine bir tavsiyem olacak. Bu tür programlarda yorumlanan -özellikle- şiirleri yenilemelisiniz. Aynı şiirleri söylemek bazen insanlarda ‘bunu biliyoruz’ bezginliği oluşturabiliyor. İnternet ortamında veya Çağlayan dergisinde bazen bunlardan daha güzel şiirler yayınlanıyor. Gelecek yılki şiir albümünüze yeni şiirler eklemekte fayda var sanırım.

Son olarak şunu ifade etmek isterim ki, Hocaefendi’nin; “Genç adam; bu bâdirenin bahadırı sensin! Yıllardır, hayâllerde, düşlerde beklenensin… Doğrul! Kendine gel! Bak tan yeri ağarıyor. Doğrul ki her yanda nûr, karanlığı boğuyor.” ifadeleri -Rabbimize hamd olsun- yavaş yavaş da olsa hayata geçiyor. Bizlere Ramazan bayramının ikinci gününde ayrı bir bayram sevinci yaşatan bu kardeşlerimi bu vesileye tebrik ediyorum. Onların bu performanslarını görünce yıllardır yapılan gayretlerin boşa gitmediğini tekrar görmüş oldum ve ümidim yeniden şahlandı. Rabbim kendilerini kem gözlerden muhafaza buyursun.

Diğer Yazılar

“Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun. Kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”

 

M.Fethullah Gülen

Bu Sesi Herkes Duysun Diyorsanız

Destek Olun, Hizmet Olsun!

PATREON üzerinden sitemize bağışta bulanabilirsiniz.

© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır  |  @hizmetten.com 

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy