Fethullah Gülen Hocaefendi’nin vefatıtüm dünyada haber olmaya devam ediyor. Frankofon Devlet Kanalı RTBF de Hocaefendi’nin vefatını: “Fethullah Gülen’in vefatı: Türk Müslüman vaizin hareketinin Belçika’da nasıl bir etkisi oldu?” başlığı ile verdi.
Hocaefendi’nin vefatının Belçika’daki takipçileri ve hareketin etkisi üzerine yapılan haberde, Hocaefendi’nin ABD’de sürgündeyken hayatını kaybettiği belirtiliyor. Haberde şu ifadelere yer verildi:
Gülen Hareketi, “Hizmet” adıyla bilinen ve 20. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye’de ortaya çıkan, Batı’ya ve moderniteye açık bir İslam anlayışını savunan bir yapıdır. Gülen, özellikle Soğuk Savaş döneminde komünizme karşı verdiği mücadele ile tanınmış ve Batı dünyası, özellikle de NATO üyeliği konusunda, Türkiye’nin yakın ilişkiler kurmasına katkı sağlamıştır.
Belçika’da bu hareketin etkisi, daha çok iş insanları ve eğitimli elitler aracılığıyla olmuştur. Hareket, dinler arası diyaloğu ve birlikte yaşamayı teşvik eden bir felsefeyi benimsemiştir. Bilim ve modernitenin İslam ile çelişmediğini vurgulayan Gülen, aynı zamanda Müslüman kültürü ile Batı medeniyetini yakınlaştırmaya çalışmıştır.
1990’larda hareketin uluslararası alanda genişlediği ve özellikle Belçika gibi Avrupa ülkelerinde insan kaynağı ve mali destek bulmaya yönelik çabalar gösterdiği belirtiliyor. Brüksel’in Avrupa Birliği’nin merkezi olması, Gülen Hareketi’nin bu şehirde örgütlenme çabalarının başlıca nedenlerinden biri olmuştur.
Gülen Hareketi’nin Belçika’daki etkisi, ülkede 2000’li yıllarda ortaya çıkan diğer Müslüman örgütlerle bir tezat oluşturmuştur. Örneğin, Parti Jeunes Musulmans (Genç Müslümanlar Partisi) ve daha radikal olan Sharia4Belgium örgütü, Müslümanların haklarını savunmak ya da Belçika’yı şeriatla yönetilen bir devlete dönüştürmek gibi hedeflerle dikkat çekerken, Gülen Hareketi daha ılımlı ve Batı’ya açık bir İslam imajı çizmiştir. Hareket, eğitim odaklı bir yaklaşımla Belçika’da çeşitli okullar kurmuştur. Wallonie’de “Écoles des Étoiles” ve Flandre’de “Lucerna Koleji” gibi okullarla topluma katkıda bulunmuştur. Bu okullar, dini eğitim vermeyen, laik yapılar olup, hareketin genel felsefesini yansıtır: İslam’ı yaymaktan ziyade evrensel değerlere vurgu yapmak.
Belçika’da Gülen Hareketi’nin girişimleri, eğitim, girişimcilik, kültür ve kadın hakları alanlarında da etkili olmuştur. Bu çerçevede, girişimciler dernekler kurarak okulları finanse etmiş ve kadınların özgürleşmesini savunan dernekler oluşturulmuştur. Hareketin projeleri evrensel değerlere dayalı olduğu için sadece Müslümanlar değil, farklı kesimlerden insanlar da bu faaliyetlere katılmıştır.
2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’de hareketin birçok yapısı çökertilmiş, Gülen terörist ilan edilmiş ve hareketin üyeleri büyük baskılara maruz kalmıştır. Bu durum Belçika’da da etkisini göstermiş; Gülen taraftarları, özellikle Türk hükümeti yanlıları tarafından tehdit edilmiştir. Bugün bile bazı hareket mensupları, baskı nedeniyle kimliklerini açıkça belirtmekten çekinmektedir.
Fethullah Gülen’in ölümünün ardından, hareketin Belçika’daki geleceği belirsizdir. Yapının daha merkeziyetsiz ve otonom olması nedeniyle yeni bir liderin ortaya çıkıp çıkmayacağı bilinmiyor. Ancak hareketin üyeleri, Gülen’in düşüncelerinin etkisinin süreceği ve Hizmet felsefesinin yaşatılacağı konusunda kararlıdır.