De ki: O Allah tektir.(ihlâs,1)
“Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, oraların nizamı bozulurdu.” Enbiyâ 21:22
“ Cenab-ı Hakk, Ferd ismiyle kâinatın yüzüne öyle bir birlik mührü basmıştır ki, bu durum kâinatı parçalanamayacak bir bütün haline getirmiştir. Kâinatın tümü üzerinde istediği gibi gücünü ve kudretini gösteremeyen bir zat, o bütünü oluşturan küçük parçalara da gerçek anlamda sahip olamaz. Bunun göstergesi de şudur: Kâinattaki tüm varlıklar, birbirlerine adeta mükemmel bir fabrikanın çarkları gibi birbirine yardımcı olur ve birbirinin vazifelerine destek olur.
Öyle bir dayanışma, yardımlaşma, birbirinin ihtiyacına cevap verme ve birbirinin imdadına koşma ve birbirini destekleme, birbiriyle bütünleşme öyle bir tek vücut oluştururlar ki, insan cesedini bir bütün haline getiren ve birbiri içerisine giren organlar gibi, birbirinden ayırt edilemez. Bütünü oluşturan parçaları kontrol edebilen, o bütünü birlikte kontrol altında tutamazsa, o tek bir parçayı bile kontrol edemeyip elinden kaçırır.
İşte, kâinatın yüzündeki bu yardımlaşma, dayanışma, birbirinin isteklerine cevap vermesi, birbirini muhabbetle kucaklaması, çok büyük ve açık biçimde birlik mührüdür. (30.lema’dan ı.işaret birinci sikke)
Cenab-ı Hakkın yarattığı her şeyde bir hikmet olduğu gibi, bu hikmetlerin tümünün de birbiriyle münasebetli olması da ayrı bir hikmettir. Canlıların sınıflandırılma çalışmalarıyla tespit edilen dört-beş milyon bitki ve hayvan türünün her birinin biyosferde (canlıların yaşamına uygun hale getirilmiş yeryüzü katmanında) kendilerine mahsus bir görevi vardır. Aynı durum cansız varlıklar için de söylenebilir. Evet, hava, su ve toprak gibi cansız varlıklara da şuurluca iş yaptırılması canlıları ve cansızları yaradan güç ve kudretin bir olduğu neticesine götürüyor.
Hizmetten | Zekeriya Çiçek