Enginliğiyle Bizim Dünyamız (2): Emek Felsefesi

Yazar Selim Gül

Önceki bölümde, bir alın teri portresi çizmeye çalışıyorduk. Zira emek asıl, sermaye ona tabidir demiştik. Çünkü sermaye geriye ödense dahi, emeğin geriye dönüşü imkansızdır. Emek, telafi edilemez. Emeğin kazası olamaz.

Emek hırsızları başkalarının alın terleriyle kurulmuş baraja çökenlerdir. Fakat o barajın elektriği, çalanları elbet bir gün çarpacak ve kıvrandıracaktır. Çünkü bir başkasının alın teri, zalimin sofrasındaki zehirli baldır.

Buyurun şimdi kaldığımız yerden devam edelim.

Hüzünlü Kalemlerin Özel Mürekkebidir

Kişiler emekleri sayesinde,  kendi kalb ve vicdan toprağını yeşertir.

Hayat gemisini hayır sahillerine taşıyan, emek dalgalarıdır.

İşçiler diyarı şahı şayet olsaydı, ona taç olarak emek yakışırdı.

Dertli şair ve yazarların hüzünlü kalemlerinin özel mürekkebidir alın teri. O, emek sever bir işçinin ücretsiz, doğal, günlük makyajıdır.

Himmet, muavenet feyizli bir emek havuzudur. İlahi inayet varsa ve kesilmezse o havuzu hiç kimse kurutamaz.

Alnı terlemeyen başın sahibi olgunlaşamaz, çiğ kalır.

İnsanın teri, düşünceden aksiyona, niyetten amele, projeden imara geçiş süreçlerinde, alınlarda beliren şebneme benzer boncuklardır.

Küheylanın kamçısı, sırtındaki süvarisinin alın teri değil midir?

web

“Suyun kaymağı olsaydı insanoğlu acaba adını ne koyardı?” diyenlere, alın teri cevabı iyi bir seçenektir.

Kalemin alın teri yazmak, gönlün alın teri ağlamaktır.

“İnsan için emniyetli güzergâh neresidir?” şeklinde soranlara, “Kendi emeğinin izlerini takip ederek yürüsün.” tavsiyesi yerli yerinde bir cevaptır.

Cenap Şahabettin ne güzel söyler: “En çok bolluk getiren yağmur, alın teridir.”

Buhara denizin, yağmura da bulutun, tekvini kanunların alın terleri denemez mi?

Ruha Şevk Ayarıdır

Sermaye emeğin, emek de sermayenin hayırhahıdır.

Harcı emek ile yoğrulan yapılar sağlam, emeksiz dikilen binalar çürük olur.

Alın teri bir servettir ama sahibi her zaman dünyalılarca zengin görünmeyebilir. O, aslında küçük bir sızıntıdır ama vakt-i merhunu gelince çağlayana dönüşür.

Dikkat et! Kendisi için yaşayan insanın teri kokar, hâlbuki başkalarını yaşatma uğruna koşturan adamın teri tüter.

Terlemek yalnızca bedene ısı ayarı değildir, o aynı zamanda ruha şevk ayarıdır.

An olur, aktif sabırla oturan mazlumun inci gibi alın teri, yüzüne temiz temiz akar. An olur, zulümden zulme koşan zalimin kirli teri, etrafına zehir saçar.

Melekler, ağlayamaz ve terleyemez. İşte bu gözyaşı ve alın teri damlacıklarıdır ki, insanı, onlardan potansiyel olarak zengin ve engin kılan bir husustur.

Alın teri emektir; soğuk denizlerin altında çıkabileceği gibi güneşin altında hatta çöl sıcağında bulunamayabilir.

Emeği ile kazananların gece başını koyduğu yastık, her vakit rahat olmasa bile, vicdanları her zaman rahattır.

Fikir Sancısının Emaresidir

Yarı yolda kalanların, düşüp kayanların ekserisi; ilmel yakin ve aynel yakin tecrübe edilmiştir ki, emek fakiridir.

İnsanın, durağanlaştığının ispatı ve kaybetmeye başladığı anı, emek harcamadan da kazanabilirim, yanlış zannı değil midir?

Sefere koşan neferin, alnını yıkayan, sırtını sıvazlayan ve şevkini kamçılayan, kendisinin müstesna ve mübarek teridir.

Gözde fer basiretin, alında ter iffetin alametidir. Çalışanın alnındaki ter izi, değildir yağlı leke! Kim bilir belki de o, işçinin izzetine işaret önemli bir sikke..!

Alın teriyle beslenen çekirdek, çınar yolcusudur. Bu koca çınar, ruh planında öyle genç bir fidandır ki, talihsizlerce kesilse bile, arkasında yeni filizlerini bırakır ve ölüme öyle yürür.

Eğer alın teri, iradenin hakkını vermek ise, insanın kaderi diyeceğimiz alın yazısı, kendisinin alın teri hesaba katılarak yazılmıştır.

Unutmayalım ki, geçmişe alın yazısı desek bile, bugünümüz yazılırken kullanılan bir çeşit mürekkep  bizim alın terimiz olacaktır.

Son Sözler

Helal rızkın üzerindeki metafizik nişanlardan biri emektir.

Acaba, Nemrut’un ateşini söndüren bir sebep de İbrahim’in (as)  sırtındaki ter olmasın!?

Dikkatle izle! Davasını yarıda bırakanlar, çetin yollarda dökülenler ekseriyetle alın teri dökmeyenlerdir.

En hayırlı ve en temiz rızkın alın teriyle kazanıldığını da emeğini kiraya veren işçinin alın terini tam ödemeyenin ötede hasım olarak Allah’ı bulacağını da bize haber veren, teri gül kokan Güllerin Efendisi (as) değil midir?

Yine, bir zaman mağarada mahsur kalan üç arkadaştan birisi, kurtulabilmek için, çalıştırdığı işçinin emeğini eksiksiz teslim edişini vesile kılarak yakardığını bildiren de O’dur.

Enginliğiyle Bizim Dünyamız kitabı, çağın mimarlarına bir hedef çizerek biter.  Bunlar, çağımızda bütün insanlık tarafından beklenen, gerçek mânâsıyla hak, adalet ve eşitliktir.

Veyl olsun, emek üzerine çöken eşkiyalara!

Veyl olsun, emek üzerine çöken ilkesizlere!

Helal olsun, ahlaka ve adalete hizmet edenlere!

Helal olsun, ihlasa ve insanlığa hizmet edenlere!

web

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy