En Güzel Kıssanın Temsili ve İFLC

Yazar Emin Osman Uygur
web

Emin Osman Uygur

Tüm emeği geçenlere çok teşekkürler bu güzel senaryo için. Her sahnesine ayrı bir anlam ve fikir düşlenmiş. Asırlar öncesinin sembolleri günümüz renkleri ile işlenmiş. Aradaki güzel şarkılar sahnenin güneşe bakan kısmında umut bekleyen canlara can kattı. Düşünsene bir anda binlerce güzel gönül geleceğe el uzattı. Zahmette rahmetin olduğu günlerden geçerken gönüllerde tüllenen hayalleri, baharları görsel bir şölene dönüştürmek büyük bir emek ve büyük bir incelik.

Her seste ayrı bir desen vardı o gökkuşağından. “Arkadaş arkadaş” diye seslenen gencin masmavi bir deniz gibi dalgalanan performansına hayran olmamak elde değildi. Yıldızlar yağdı bu akşam Frankfurt semalarına ve oradan dünyanın her yanına.

Beyaz sandalyeden ruhunun ufkuna yürüyen kahramandan, hasta olduğu halde tedavisine izin verilmeyen onlarca masuma, ondan çocuklara, kadınlara kadar binlerce insanın hikayesi vardı sahnede. Işıkların arasından geçen hayatlar vardı. Işıl ışıl hayatlar vardı bütün karanlıklara rağmen. Yusuf vardı, zindan vardı. Yusuf’un bitmez tükenmez gayreti vardı, ümidi vardı. Bu idi işte bizi ayakta tutan. Bu idi işte Yakub’u Mısır’a taşıyan. Gömlekler yırtılsa, belki kana bulansa ve sonra yollar kuyulardan tuzaklara çıksa da ne gam; değil mi rahmet var her adımda, O’na hizmetle yürümek var güzel yarınlara. “Allah yar” demedik mi çıkarken hem yola?

Evrensel barış. İşte bu beklenen. Başka değil derdimiz. İnsanlık gülsün istiyoruz. Kim neye inanırsa inansın ama başkasına kem bakmasın. Savaşlar bitsin, zulmetler gitsin. Şu yaşlı dünya bir anlığına bir asırlığına gülüversin. Çocukların ne işi var zindanda be hey. Yüreği hizmet dolu annelerin ne işi var zindanda be hey. Yakışır mı insanlığa bu manzaralar? Yakışır mı o nazenin annelere eski, paslı ranzalar? Yakışır mı gönlü güzel bahar insanlara o karanlık zindanlar? Ama olsun, her zindan bir Yusuf arar. Ama olsun oralardan hayata nice güzellikler akar. Ama olsun gün gelir birileri varlığından utanır belki aynada kendine bakar. Sonra gelir iki büklüm, bir çare arar… (herkese malum).

Şöyle yazdı bir arkadaşı salondan:

Öyle güzeller ki ister istemez inciler saçılıyor reftare (Y. Beçene)
Ben de dedim ki;
Ol inciler ki her biri bir can içre bin canpare
Şimdi devam edeyim şiire:
Öyle güzeller ki inciler saçılıyor reftare
Ol inciler ki her biri can içre canpare
Pür heyecan seslerinde aşkın nefesi
Dört yandan koşup gelmişler sahneye

Renkleri nur içleri nur gözleri nur
Bir anda sahneye doldu bir huzur
Barışın güvercini oldular kanat kanat
Çok yakında işte mavi sesler duyulur

Hiçbir şey tesadüf değildir. Her şey vaktinde olur. Gayretler, emekler, terlemeler yerini bulur. Bir çiçek gibi açar bir sahne. Bir bahar gibi gelir bütün güzellikler. Yok yok, asla ümitsizlik yok. Bu yol çok güzel, bu yol çok bereketli. Bu yolda nice gönüller kendine geldi.

Uluslararası kültür ve dil festivali, onlarca kültürü ve dili bir arada götürmeyi başarıyor. Emeği geçen herkese tekrar çok teşekkürler. Gelecek gerçekten güzel olacak.

web

Diğer Yazılar

Hizmet'e Dair Ne Varsa...

Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Tamam Gizlilik Bildirimi

Privacy & Cookies Policy